Empati sözlükte, “Kişinin kendisini başka bir bilincin yerine koyarak, söz konusu bilincin duygularını, isteklerini ve düşüncelerini, denemeksizin anlayabilmesi becerisi”

Empati ile ilgili Tolstoy’un nefis bir tespiti, “İnsan acı duyabiliyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyabiliyorsa insandır.”

Empati, müthiş bir tefekkür… Empati kurarak ancak, ‘olayları anlayabilirsiniz’

Şu atasözümüzü her birimiz biliriz; “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır!”

Acı/ veya acıları nasıl duyabilir ve de anlayabiliriz?

Empati yapanların, ‘gözü, gönlü ve basireti açık olacaktır’ Kalbi katılaşanlarda, ‘empati yapamazlar’ Bir zalimden, bir zorbadan, ‘empati’ beklemeyiniz!

Allah dostu kim olabilir; ‘hislerinize tercüman olandır’

Allah Resulü (sav) buyuruyorlar; “Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olamaz!”

İslam öyle ulu bir din ki, ‘kıskançlığı’ ortadan kaldırıyor. Sürekli tefekkür halinde, ‘nefis mücadelesi’ yaptırıyor. Kin, nefret, haset gibi kavramlar, ‘hakiki Müslüman’ın hayatında yoktur’

Fatih ile ilgili o meşhur hikâyeyi bilirsiniz; “Komşum henüz siftah etmedi…” Kalan alış-verişi komşumdan yapınız!

Günümüzde hiç yaşadınız mı?

Kendilerine getirilen önemli bir makam teklifi karşısında; “Filan zat benden daha bu makama layıktır!” Diyebilecek bir kahraman. Bizim sevdamız nedir; “en iyisini ben bilirim-ben yaparım!” keyfiyeti

Allah Resulü (sav) ne buyuruyorlar; “Kendi iyiliğimizi ve çıkarımızı istediğimiz gibi, başkalarının da iyiliğini ister, çıkarlarını gözetirsek ortada fenalık kalmaz!”

Lütfen, ‘irade sahipleri’ bu empatiyi yapsınlar… Toplumda, ‘ötekileştirmeyi’ inancımız reddediyor.

Siyasette sıklıkla telaffuz edilir; “benim kötüm, başkasının iyisinden daha evladır!”

Böyle bir mantık olabilir mi? Varsa- Yoksa ‘adalet ve ölçülere’ dikkat edeceğiz!

Büyük bir gayretle, ‘terazinin ibresini…’ koruyacağız!

İşte sizlere, ‘huzura ve güvene çıkan yol…’

Hakiki Müslüman’ın kimliğinde neler vardır; “Saygı, sevgi, hoşgörü, güven, emniyet, dürüstlük…”

Dikkat ederseniz; “güveni inşa eder, iletişimi güçlendirir.”

Empati, “insanları birbirine yakınlaştırır, iyileştirir” Empati, rahatsızlıkları tedavi eder!

Necip Fazıl Kısakürek şöyle der; “Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz.”

O aşılayıcı, rahmet taşıyan bulutları tefekkür ettiniz mi?

Onun ağlayışı, ‘çorak topraklara/ çorak gönülleredir’ Oruç için ne derler; “empatiyi artırır!”

Oruç da ‘açlığı…’ yaşarsınız; Fakirin, yoksulun, kimsesizin sofrası gözlerinizin önüne gelir.

Sürekli paylaşılır; “kendini önce onun yerine koy, öyle düşün”

O düşünce sizlere farklı dünyaları, farklı iklimleri hissettirecektir.

Bu millette, sağduyu ve toplum dokusu niye güçlüdür? “Fitre ve sadaka sosyal ilişkileri güçlendirir”

Sohbetimizde çok farklı kavramlar karşımıza çıkıyor; “Anlayışla göreni, anlayışla karşılarlar!”

Bir kişiyi saatlerce dinlemek, ‘beyin işidir’ O kişiyle ‘empati kurmak’ gönül işidir

Allah dostları veya Kâmil insanlar için ne deriz; “Hak yolcusu, gönül insanları…”

La Edri ne diyorlar; “Barış ucuz, barış için sadece vicdan, empati ve sevgi lazım!”

Sürekli gerilim politikalarında, ‘empati…’ yok edilmiştir.

Uzun yıllar devam eden, ‘soğuk savaş yılları…’ buna örnektir.

Kış mevsiminde en fazla nelerden şikâyet ederiz; ‘kardan, buzlanmadan…’

Konfüçyüs ne diyorlar; “Evinizin eşiğini temizlemeden, komşunuzun damındaki karlardan şikâyet etmeyiniz!” Bu ülkede sıklıkla, ‘değişimden’ söz ederiz.

Bizler, hayat felsefemizde, ‘değişimin neresindeyiz?’

Mahatma Gandhi ne diyorlar; “Dünyada görmeyi istediğiniz değişimin kendisi olunuz!”

85 milyon insan, ‘adaletten, güzel ahlaktan, dürüstlükten…’ bahseder;

Bizler, ‘güzelliklerin, iyiliklerin, erdemli davranışların’ neresindeyiz?

Bu konular da sürekli ‘empati yapanlar’ var mı?

H. Murakami, “İnsanı insan kılan özellik, empati yeteneğini geliştirmiş olmasıdır”

Empati Kavramını, okullarımızda verimli şekilde geliştirelim!

İnsanımız, hayatı daha iyi yaşayabilmek için ‘empati kursunlar’

Mevlâna, “Ne kadar bilirsen bil, anlatabildiklerin, karşındakini anlayabileceği kadardır…”

Bizim en fazla kullandığımız iki sözcük; “şefkat ve merhamet!”

Daniel Goleman’ın bu konuda güzel bir tespiti var; “Şefkat empatiye dayanır, empati de başkalarına odaklanmayı gerektirir.”

Davranış, bir sosyal iletişimdir… Davranış bir ilim dalıdır; “tebessüm, kibarlık, dilde yumuşaklık…” Bizler, karşımızdaki insanlardan böyle bir davranış bekleriz; beklediğimiz ve arzuladığımız davranışı bizler de uygulamalıyız.

Yakarışımız da “Yer ehline ve gök ehline bizleri sevdir!”

Her hâlükârda, ‘sevgi tohumunu…’ saçmalıyız!

Yusuf Has Hacip ne diyorlar; “Bütün işini gücünü anlayış yolu ile yap; eline geçen zamanı israftan bilgi ile koru.” Sosyal huzura, barışa giden yolda, ‘bilgi, hikmet, marifet ve anlayış’ vardır

Empati, ‘duygudaşlık’ Akli, fikri, zihni, vicdani paylaşım yolunu mutlaka açmalıyız…

Birbirimizi, ‘anlamaya götüren yollarda’ buluşmalıyız.