Harput 1982 tarihinde “Kentsel Sit Alanı” ve “1’inci Derecede Arkeolojik Sit Alanı” olarak tescillenmiş olup, “Koruma Amaçlı İmar Plânı” ise 2008-2009 yıllarında yapılmıştır. İmar plânındaki eksiklikler 2018 yılında giderilmiş ve tarihî Harput’ un sokak gelişiminin daha sağlıklı olarak düzenlenmesi için plân yeniden gözden geçirilmiştir. Bu arada ciddi bir zaman kaybına neden olunmuş, ancak plânda yapılan bazı iyileştirmelerin yanı sıra, konakların konumu bitişik olarak tasarlanmış ve sonuçta imar plânı Şubat/2019 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderilmişti. Bakanlık nihayet dört yıl sonra plânı onaylayarak süreci noktalamış oldu.

Görüldüğü gibi, Harput’un koruma amaçlı imar plânı 2008-2009 yıllarında yapılmaya başlamış, yaklaşık 13-14 yıl sonra onaylanmıştır. Elazığ Belediye Başkanı Sayın Şahin Şerifoğulları, Belediye Meclisi’nin Haziran/2022 ayı oturumunda, Harput’ un koruma amaçlı imar plânının onaylandığını duyurarak imar plânının birkaç gün içerisinde askıya çıkarılacağını açıkladı. Başkan Şerifoğulları; “…Bundan sonra Harput’ a bir çivi çakılacaksa Harput mimarisine uygun olacağını, bunun dışında yapılacak çalışmalara izin verilmeyeceğini…” belirtti. Bugüne kadar söylenmediği için eleştirdiğimiz ve yapılmasını hayal ettiğimiz bu açıklamaların ve uygulamaların sonuçlarını doğrusu merak etmekteyiz.

Bilindiği gibi, Harput için bugüne kadar ciddi ve doğru bir koruma ve yaşatma programı uygulanmamıştır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, koruma amaçlı imar plânına uzun süre sahip çıkılmamış, tarihî ve kültürel dokuya uygun olmayan yapıların inşa edilmesine izin verilmiş ve en önemlisi kendi ellerimizle tarihî mirası yok etmek için ne gerekiyorsa yapmış, bilinçsizce birçok şeyin yok olmasına veya bir başka ifade ile kaybedilmesine gayret sarfetmişiz. Bugün geçmişte yaşanan bütün bu olumsuzlukları düşünmek veya hatırlamak istemiyoruz. Öncelikle yapılan yanlışlıklara, tarihî ve kültürel dokunun bozulmasına ve Harput’ un mezarlıklar şehri olmasına izin veren Belediye yönetimlerine ne kadar eleştiri getirirsek getirelim kızgınlığımız ve kırıklığımız azalmayacaktır.

Bu aşamadan sonra gerek UNESCO sürecinin ve gerekse onaylanan koruma amaçlı imar plânının, Harput’ un kötü kaderini değiştirecek iki önemli gelişme olarak bilinmesini istiyoruz.

Bundan sonra kentsel sit alanına yapılacak çalışmalar UNESCO kriterlerine göre bu plân dahilinde gerçekleştirilmeli ve tarihî görünürlük sağlanmalıdır. Bu nedenle binlerce yıllık mistik kent görüntüsü yerine betonlaşma tercih edilmemelidir. Yörenin tarihî ve doğal dokusu ile uyumsuz yapılar ya yıkılmalı ya da uyumlu hale getirilmelidir. Bunun dışında, hızlı bir şekilde şuyulandırma çalışmaları yapılmalı, özel mülklerin kamulaştırılması ve yapılacak yatırımlar için Avrupa Birliği fonları, Fırat Kalkınma Ajansı, İl Özel İdaresi Kültür Varlıkları Katkı Payı ve özel sponsorluklardan kaynak sağlanmalıdır. Özellikle yapı ve imar çalışmalarında uzman ulusal ve uluslararası kuruluşların görüş ve bilimsel birikimlerinden yararlanılmalıdır.

En önemlisi Elazığ Belediyesi’nin bir türlü anlayamadığımız bir şekilde bugüne kadar dışlandığı UNESCO sürecine sahip çıkmasını, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden UNESCO çalışmalarında sınır belirlemesi için eleman talep etmesini ve daha sonra “Alan Yönetimi” oluşturmasını bekliyoruz.