İlk defa Mao Zedong tarafından ABD ile Batı Avrupa devletleri için ‘Kâğıttan Kaplan’ tabiri kullanılmıştır. Politik bir ifade olmakla birlikte içinde büyük manalar taşıması bakımından günümüzde hala geçerliliğini koruduğunu düşünüyorum. ABD ve Batı Avrupa sömürgeciliğini temelinde yatan büyük sebeplerden biri kendilerini olduğundan fazla büyüterek karşı konulamaz bir güç olarak göstermeleridir. Sömürdükleri topraklarda özgürlük sonrası dayattıkları argümanlar arsında demokrasi insan hakları gibi söylemler birer maskedir. Hangi toplum olursa olsun sömürgecilerin aradıkları sadece kendi çıkarlarıdır. Bu çıkarlarını temin için kullandıkları maske ise dayattıkları argümanlardır. Sahip oldukları askeri ve iktisadi üstünlük sayesinde tepeden bakan dikte ettiren konumunda görmektedirler.

     Politik yazılar yazmanın yararlı olmayacağını düşünen biri olarak ifade edebilirim ki bu yazım da politik bir yazı olmayacaktır. Şu andaki anlayış dünyanın tek süper gücü olarak gösterilen ABD sürekli yapılan propagandanın sonucu olarak bu konuma yükseltilmiştir.  Teknolojisi, eğitim kalitesi, üretimi, nüfusu, silah üstünlüğü, ihracatı, filmleri ile zaten bunun propagandasını yapmaktadır. Demokrasi hukuk devleti gibi kavramları da kimseye kaptırmamaktadır. Uzay ve silah teknolojisi ile bütün dünyayı tehdit eder hale gelmiş bulunmaktadır. Bu yarışa yaşlı Avrupa’nın yerini Çin ve Rusya almış bulunmaktadır.

     Sömürülecek topraklarda yaşayanları mazisiz hale getirmek kestirme ama uzun bir yoldur. Bu yolun sonunda sömürgeleşecek toprakları elde etmek kolaydır. Dilimize mazimize geleneklerimize ve inançlarımıza ne kadar bağlı kalırsak o kadar güçlüyüz. İnandıklarımızın hayatımızdaki yeri kadar güçlüyüz. Kitaplarda kaldığıyla inandıklarımız arasında fark varsa kâğıttan kaplanları aslından ayırmanın zor olduğunu söylemeye gerek olmaz.

     Mao’nun hangi sebeplerden bu sözü söylediğini biliyoruz. Ancak, yanıldığı bir nokta var ki Çin’de kâğıttan bir kaplandır. ABD ne ise Çin de odur. Ekonomik üstünlük kalıcı olamaz. Yüz yıl önceki sömürgecilerin üstünlükleri kendi zamanlarında tartışmasızdı. ABD, ÇİN ve diğerleri de tartışılmamak için ellerindeki güçleri karşı konulamaz olarak göstermek için bütün çabaları sarf etmektedirler. İnandıklarının gereğini yaşamayanların kâğıttan kaplanları gerçek sanmaları kolaydır.

     Devletler arasındaki gelişmişlik seviyelerinin üstünlük vesilesi sayılmasının düşüncesi doğru olabilir. Bir fark var. O da gelişmişlik seviyeleri yüksek olarak gösterilenlerin dayanaklarının temeli inançlarından değildir. İnandıklarını yaşaması gerekenlerin gelişmişlik seviyelerini idrak edemediklerindendir. Sürekli olarak insani değerlerin kanuni teminat altına alınmasını istemeleri kendilerine benzememizi istemelerindendir. Bu olduğu takdirde mazi ile bağlantı kesilecektir.

     Devlet millî hedefler doğrultusunda yapacağı planlamalarla kaplan olduklarını sananların kâğıttan kaplan olduklarını göstermesi zor olmaz. Maziperest olmayan mazi şuuru ayakta kalmak için yeterlidir. Son deprem felaketi sebebiyle mazi şuuru fukaralar birçok sebep sıraladılar. Bunlardan biri de kâğıttan kaplanın (ABD) bir gemisinin Türkiye ziyaretidir. Bu depremin meydana gelmesinin asıl faili işte bu gemiydi. Üstelik bu gemi Dolmabahçe Sarayı önünde büyük bir ABD bayrağını teamüle uymayarak gemiye astı. Bu sırada düğmeye yanlış basmış olmalılar ki İstanbul’da küçük bir deprem oldu. Daha sonra İskenderun körfezine giderek orada da düğmeye basmış ve 6 Şubat 2023 depremi meydana geldi.

     Bir gemi bu kadar büyük bir felakete sebep olacak eylemi gerçekleştirebiliyorsa üstümüzü örtün ölelim demekten başka seçeneğimiz kalmamış demektir.

     Kâğıttan kaplanın gerçek bir kaplan olduğuna inandırmanın en güzel yolu budur. Olduğundan daha fazla güçlü göstermek. Her hareketine bir mana yüklemek eskiden tenkit ettiğimiz aşağılık kompleksinin şimdiki zamanın bir şekli olduğunu anlıyoruz. Bu kompleksleri yaşayanların tesir sahasının varlığı oldukça fazla olması hayretlerin ötesini aşmıştır.

     Millet hayatının varlığı gelecek için beslediği ülkülerin heyecanına bağlıdır. Bu heyecanları akıl ve ilim dışı hezeyanlar tehlikeli engeller olacaktır. Neticede bu tür kompleksler millî hayat için ciddi tehlikedir. Kâğıttan kaplanlara hayranlıklar ve hatta korkular artacağından millî şuur erozyonu artacaktır. Kendine güvenmeyen toplumların tarih sahnesinden silindiğini çok iyi biliyoruz. Aman bunlara dikkat edelim.