Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına hızlı bir şekilde ulaşmak ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberlerin doğruluğundan emin olmak suretiyle okurlarına sunma işini üstlenen kişidir. Gazetecinin, görevini yapması için habere, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Tüm bu gerekliliklerin temel esası; güvendir. Çünkü halk, edindiği bilgiye güvenmek ister. İşte bu güveni okuyucuya verebilmenin zemini, gerektiğinde güç odaklarına karşı savaşmayı dahi göze almaktan geçer. Tarihin her döneminde; sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi faaliyetlerin gelişmesinde güç odağı haline gelen kişiler, kuruluşlar ve otoriteler vardır. Ancak değişen zaman, her daim gücünde el değiştirdiğine tanıklık etmiştir. Hal böyle olunca, sırtını yalnızca güç odaklarına yaslayanlar günün birinde gidişatın değişmesiyle, sırtının boşta kalması şüphesizdir. Ancak kişinin kendi doğrularına, yüreğinde taşıdığı hakkaniyete, gözle görülebilen doğrulara yaslanıp mesleğini icra ettiği gayesinde; değişen ne olursa olsun, hatırlarda bırakacağı iz gerçek olacaktır. Felsefi kavramlar, doğal tarih anlayışına gelişi güzel yerleştirilmemiştir, hepsi yaşanan ve gözlemlenen birey davranışlarının sonucunda literatürde yerini almıştır. Bunlardan bir taneside; ‘’Oportünizm’’ kavramıdır. Ben ağdalı bir dille yazmış olayım, siz fırsatçılık olduğunu bilin. Nedir bu oportünizm? Güç durumlar karşısında, davranışlarını ahlak ilkelerine ya da düzenli bir düşünceye göre değil, kişisel çıkarlarına en uygun düşecek biçimde ayarlayan tutumdur… Ben derimki kıymetli meslektaşlarıma; basına, medyaya, gazeteciliğe bırakalım oportünizm tutumu ile yaklaşmayı, doğruluk ve gerçeklikle yaklaşalım. Çünkü hakikat, bizim mesleğimize en yakışan tutumdur!

***

Gelelim şehrimizin en büyük sorunlarından biri olan; rekabete. Rekabet her zaman iyidir, insanın azmini diri tutar. Ancak rekabet ettiğiniz insanlara karşı, rekabet ettiğiniz olgularınız etik dışı ve kirli bilgilere dayanmak olursa, o zaman azminizinde bir değeri olmaz. Geçtiğimiz günlerde, ilimiz kamuoyuna yansıyan tatsız bir hadise gerçekleşti. Ak parti İl Başkanımız Şerafettin Yıldırım’ın, Cumhuriyet Halk Partisi Elazığ Milletvekilimiz Gürsel Erol’a ilişkin, sosyal medya üzerinden bir algı oluşturmaya çalışması ve bu algıya, yolu hakkaniyetten ayrılması mümkün olmayan bazı meslektaşlarımın da ortak olması şahsımı üzmekle beraber, şehrimizin bu kadar sorunu varken bu tür çalışmaların yapılmasının ilimiz adına endişe verici olduğunu göstermiştir. Rekabet ederken; şehrimizin sorunları ile rekabet etsek? Elazığ gündemi ile ilgili hadiseleri, organize olup halka duyurmaya çalışsak? Daha önceki sayılarımızda yazdığımız, Elazığ’ın su sorunu, konteyner kentte yaşanan mağduriyet, tokilerde yaşanan sorunlar, memleketimiz esnafının yaşadığı zorluklar...
Sayın Yıldırım, daha nice şehrin gündemini meşgul eden sorunumuz dururken, şehrimize her daim hizmet etmekten kaçınmayan vekilimizi karalayarak onunla rekabet edemezsiniz. Size nacizane tavsiyem; bu tür durumlar için oluşturduğunuz ekip ile en yakın zamanda şehrin düğüm olmuş sorunları ile ilgili bir video hazırlayıp, onu sistematik bir şekilde yayarak gerçek bir rekabet yaşamanız olacaktır.