Son yirmi yıllık süreçte tahsil edilen vergi gelirlerine baktığımızda; bunların yaklaşık yüzde

29,2 – 32,7 bölümünün gelir ve kurumlar gibi ‘’dolaysız vergiler’’ den, yaklaşık yüzde 70,8 – 67,3 bölümünün ise özel tüketim (ÖTV) ve katma değer (KDV) gibi harcamalar üzerinden alınan ‘’dolaylı vergiler’’ den oluştuğunu görmekteyiz.

Dolaylı vergiler, yansıtılması kolay vergilerdir. Katma değer vergisi (KDV) özel tüketim vergisi (ÖTV), gümrük vergileri, banka ve sigorta muameleleri vergisi (BSMV), dolaylı vergiler içinde yer almaktadır. Kazanç veya gelir yerine, harcamalar üzerinden alınırlar. Dolayısıyla dolaylı vergilerde vergiyi yüklenenin gelir düzeyi ve kişisel özellikleri dikkate alınmaz. Dolaysız vergiler ise kişilerin gelir veya kazançları üzerinden alınan vergilerdir. Gelir ve kurumlar vergileri dolaysız vergilere örnektir. Genel olarak dolaysız vergilerin, dolaylı vergilere oranla daha adil oldukları kabul edilmektedir. Bunun nedeni ise dolaysız vergilerin kişilerin ekonomik gücüne göre alınmasıdır.

1998 yılında vergi yapımız yüzde 56,2 dolaylı, yüzde 43,8 dolaysız vergilerden oluşmakta iken 2020 yılında dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 66,8 olmuştur. 1998 – 2020 döneminde dolaylı vergilerin oranının yüzde 70’ in üzerine çıktığı yıllar da olmuştur. Bu durum ülkemizin KDV ve ÖTV başta olmak üzere dolaylı vergilere dayalı bir vergi sistemine dönüştüğünü göstermektedir. Bu haliyle vergi sistemimizde genel olarak kolaycılık tercih edilmiş ve adaletsiz bir yapıya dönüşmüştür.

Gelir üzerinden alınan ortalama yüzde 30’luk bölümün içinde gelir vergisinin payı yüzde 20 dolaylarında, kurumlar vergisinin ise yüzde 10’dur. Her 100 TL verginin 20 TL’si gelir vergisi ve bu 20 TL gelir vergisinin 14 TL’si de ücretlilerin ödediği gelir vergisinden ibarettir. En son 2021 yılında tahsil edilen vergi gelirleri içinde ücretlilerden kesinti yoluyla alınan gelir vergisi yüzde 17,3, bunun dışında beyana dayanan gelir vergisinin oranı ise sadece yüzde 1,2 gibi çok düşük bir düzeyde gerçekleşmiştir. Bu durum yıllardır gelir vergisinin yaklaşık yüzde 90’nın ücretliler tarafından ödendiğini göstermektedir.

OECD ülkelerinde toplam gelir içinde kurumlar ve gelirlerden alınan dolaysız vergilerin oranı yüzde 52, KDV ve ÖTV gibi tüketimden alınan dolaylı vergilerin oranı yüzde 48’dir.                                                    Oysa Türkiye’ de durum tam tersine dolaylı vergi oranı yüzde 67, dolaysız vergi oranı ise yüzde 30’dur. Bu da yetmezmiş gibi gelir ve kurumlar mükellefleri için son 20 yılda 12 kez vergi affı getirilmiştir.

Gelir ve kurumlar vergilerindeki bu düşük beyanların yanı sıra, son yıllarda vergi listelerinde ilk sıralarda yer alan rekortmenlerin adını gizlemeleri, 2020 yılı takvim yılı sonuçlarının halen açıklanmamış olması bir başka çelişki olarak gündeme gelmektedir.

Kaynakça:

 Bingöl O. - 2021