Türkiye, 5 yıl boyunca görev yapacak yerel yöneticileri seçmek üzere 31 Mart’ta sandık başına gitti. Seçimde, vatandaş yaşanan ekonomik sorunlar, özellikle enflasyonun yıllardır yükselişine engel olunamaması, paramızın değerinin sürekli düşmesi nedeniyle insanlarımızın yoksullaşması ve en önemlisi gelir dağılımının düzeltilmeyecek kadar bozulması ve kesimler arasında uçurum oluşması gibi nedenlerden dolayı iktidara sarı kart gösterdi. Özetle, sonuçların en belirleyici sebebi, özellikle 16 milyon emeklinin göz ardı edilmesi ve bozuk ekonomi oldu. Seçimin lokomotifi İstanbul ve Ankara şehirleri idi. Bu iki şehirde iktidarın yenilgiye uğraması, önümüzdeki dönem için muhalefete büyük güç katmış olacak.

İktidarın 11 ay önceki genel seçimlerde büyük farkla kazandığı birçok il ve ilçede farklı sonuçlar ortaya çıktı. Bu seçimle vatandaş boş tencere üzerinden iktidarı uyardı. Bir büyük mesajda İyi Parti’ye geldi. Önceki genel seçimde ittifakla elde ettiği başarı Meral Akşener’i yanılttı. Tek başına mücadele etme stratejisi sınıfta kaldı. Sonuçta öngörüsüzlük nedeniyle İyi Parti çok büyük kan kaybetti. Yüzde 10 dolayında olan oyu yüzde 3.7’ye kadar düştü. Cumhuriyet Halk Partisi 22 yıl sonra Ak Parti’nin önüne geçerek, 14 büyükşehir, 18 il, 302 ilçe ve 16 belde de kazandı. Milliyetçi Hareket Partisi oy kaybetmesine rağmen, Cumhur İttifakının avantajı ile 8 il ve 110 ilçe kazandı. AKP ise 12 büyükşehir, 9 il ve 324 ilçe ile yetindi.

Günümüzde halka yakın olmaları nedeniyle belediyelerin başarıları ve ürettikleri hizmetler önem kazanmıştır. Bu yüzden belediye seçimlerine halkın ilgisi her geçen gün artmıştır. Özellikle son yıllarda klasik belediyecilik tanımı değişmiş, bunun yerine hizmet paketine sosyal içerikteki eğitim, sağlık, kültür ve sanat, spor, çevre ve refah gibi alanlar da eklenmiştir. Böylece insanı merkeze alan bir belediyecilik anlayışı gündeme gelmiştir. Bu nedenledir ki, söz konusu hedefleri gerçekleştiren veya halkın yaşamını rahatlatmak adına bu hizmetleri gündeme getiren belediyeler başarılı olmuşlar ve halktan oy almışlardır.

Bu bağlamda 31 Mart seçiminde tekrar Elazığ Belediye Başkanlığı kazanan Sayın Şahin Şerifoğulları’nı kutluyoruz. Elazığ Belediyesi geçen dönemde yürüttüğü başarılı çevre çalışmaları dışında birçok uygulama ile sosyal içerikli hizmetler sunarak tekrar bu görevi yürütme başarısını göstermiştir. Ancak, Belediyemizden verilen hizmetlerin yeterli olmadığını, özellikle sanat ve kültür içerikli faaliyetlerde daha yoğun projeler geliştirmesini ve turizm sektörünü öne çıkarmada öncülük etmesini bekliyoruz. Ne yazık ki, sahip olduğumuz ancak değerini bir türlü anlayamadığımız tarihi ve kültür zenginliğimizi değerlendirme ve tanıtma becerisini bugüne kadar gösteremedik. Şehrimizin zengin tarihi ve kültür varlığının üzerinde oturmaktadır. Ancak, bu marifet değildir. Önemli olan söz konusu bu hazineyi ülkemize ve dünyaya tanıtıp, bu değerler üzerinden kendimize katma değer yaratmaktır. Bu nedenle Belediyemizden Harput’un UNESCO sürecini bir fırsat olarak değerlendirmesini, sanat ve kültür zenginliğimize şehrin tanıtımında öncelik verilmesini ve buna yönelik faaliyetleri gündeme getirmesini arzu ediyoruz. Yaptıklarımız ve yapamadıklarımızla; şehrin hakiki emini ve sahibinin Belediyeler ve onun başkanı olduğunu hatırlatmak isteriz.