Toprakla buluşan her fidan, geleceğe dikilmiş bir umuttur. Hava biraz serinlese de toprak hâlâ sıcacık; çünkü doğa, insanın içindeki iyiliğe her zaman karşılık verir. Bir avuç toprağa uzanan her el, aslında geleceğe uzanır.

Ben bir TEMA gönüllüsü olarak her fidan dikiminde aynı heyecanı yaşarım. O küçücük fidanı toprağa yerleştirirken sanki bir çocuk doğurur gibi titrer insanın kalbi. Çünkü bilirim ki o fidan büyüyecek, kök salacak, gölgesinde nice insanlar nefes alacak. Belki bir kuş yuva kuracak, belki bir çocuk oyun oynayacak altında… İşte o yüzden her fidan bir candır.

Elazığ, doğasıyla zaten cömert bir şehir. Hazar Gölü’nün maviliği, Harput’un taş kokulu tarihi, dağların sessizliği… Hepsi bize doğanın güzelliğini hatırlatır. Ama bu güzelliğin korunması, sadece doğanın değil, bizim de elimizdedir. Şehrimizi daha çok ağaçla, daha çok yeşille buluşturmak, geleceğe atılacak en anlamlı adımdır.

Her ağacın gövdesinde sabır, yaprağında umut, köklerinde ise bizlerin emeği vardır. Bu yüzden her fidan dikimi bir törendir aslında. Çocuklarla, öğretmenlerle, gönüllülerle, ailelerle bir araya gelmek… Herkesin elinde bir fidan, yüzünde bir tebessüm… Bu anlar, toprağa değil kalbimize de işlenir.

TEMA Vakfı’nın yıllardır sürdürdüğü çalışmalar, bize toprağın sadece bir zemin değil, yaşamın özü olduğunu öğretti. Toprak Dede’nin “Her fidan bir candır” sözü sadece bir cümle değil, bir yaşam felsefesi oldu. Biz de bu düşünceyle, Elazığ’da her yıl binlerce fidan dikiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, doğayı korumak sadece bugünü değil, geleceği de yeşertmektir.

Elazığ’ın her köşesi bir fidanla güzelleşebilir. Harput’un eteklerinde, Hazar Gölü kıyısında, okulların bahçelerinde, köy yollarında… Her bir fidan, şehirde yankılanan sessiz bir teşekkür gibidir doğadan insana. Biz yeter ki elimizi toprağa uzatalım; doğa karşılığını fazlasıyla verir.

Ağaç dikmek sadece çevrecilik değildir; bir karakter meselesidir. Sabır, emek ve sevgi ister. Bir fidanın yeşermesini beklemek, aslında insanın kendi içindeki iyiliği yeşertmesidir.

Bu yüzden çağrım şu:
Gelin, Elazığ’ı hep birlikte yeşillendirelim. El ele, yürek yüreğe… Bir el fidan diksin, bir el can suyunu versin. Çünkü toprak hepimize yeter, doğa hepimizi kucaklar.

Belki bir gün Harput Kalesi’nin yamaçlarında, ya da Hazar Gölü’nün kıyısında yürürken gölgesine sığındığımız bir ağaç, bugün toprağa koyduğumuz o minik fidan olacak. O zaman başımızı gökyüzüne kaldırıp gururla diyeceğiz:
“İyi ki bir fidan diktik, iyi ki Elazığ’a nefes olduk…”

Sevgiyle kalın..