Bizim nesli Yusuf Ağabeyi olarak bilinir. Millî eğitim Bakanlığı ile ilgili olan herkesin bildiği bir isimdi. Bakanlığın dar koridorlarının giren herkese bir kasvet verdiğini çok iyi biliyorum. Her gidip geldiğimde bu duyguyu yaşıyordum. Koridorlarda bekleyenler işlerini takip etmek görevli bir hizmetlinin kendileri ile bir iki kelam etmelerini bile büyük bir nimet sayıyorlardı. Çok sık gittiğim zamanlar oldu. Okul arkadaşlarımın bazıları da bu koridorlarda görev almışlardı. Bunların arasında vazifesini hakkıyla yapanlara şahit olduğum zamanlar oldu. İnandıkları bir idealleri vardı. Bu idealler onların omuzlarına yüklenmiş ve bu yükü şerefle yüksünmeden taşıyorlardı. 
     Yusuf Ekinci bu arkadaşlarında ağabeyiydi. Bakanlık koridorlarının birinde bir oda kapanların yanına yaklaşmak bile neredeyse imkânsız olduğu zamanlarda Yusuf Ekinci’ni daha Şube Müdürlüğü döneminde koridorda kendisi ile görüşmek için bekleyenler büyük bir ümit taşıyorlardı. Yusuf Ekinci en olmaz işleri bile takip etmeyi sanki kendisine vazife olarak bilmişti. Anadolu’dan gelerek Ankara’da insanlar perişan olmasın diye olağanüstü bir gayret ile çalışıyordu. Daha sonraki zamanlarda bakanlık içinde terfi ederek bağımsız oda ve sekreteri oldu. Bakanlık koridorlarının soğuk mermerleri ne kadar kasvet veriyorsa Yusuf Ekinci’nin yüzü de güzelliğinin zekâtını verir gibi hep gülümserdi. İşi olmayanlar bile memnun bir şekilde ayrılıp gidiyorlardı. Odasına kimliğini sormadan ikramını yaparak daha baştan insanların rahatlamasını sağlardı. Oda sahiplerinin azarlarına alışık olanlar Yusuf Ekinci’nin davranışlarına alışmakta zorlanıyorlardı. Yusuf Ağabey dışardan gelen insanların rahatladığı bir mekân işgal etmiyordu. Yusuf yüzlüydü. Bir insanda olması gereken en güzel vasıf da budur. Derviş gönüllü ve Yusuf yüzlü Yusuf Ekinci okuma meraklısı biriydi. Bazı sohbetlerimizde hemen filancayı okudun mu şu şiiri biliyor musun dediğini çok iyi hatırlıyorum. Ya da Hz. Peygamber’in hayatında duymadığımız kısımları bir mesele vesilesi ile anlatırdı. Türk İslâm aşığı olarak biliniyordu. Bir kitap yazdığını hatırlıyorum. Ahilik üzerine yazdığı kitap akademik bir çalışma mıydı tam olarak hatırlamıyorum. Ancak o kitap Millî Eğitim çevrelerinde ve tabi okullarda büyük bir ses çıkarmıştı. Birkaç sene Türk’ün en büyük medeniyet unsurlarından olan Ahilik Yusuf Ekinci’nin kitabından okundu. 
     Yusuf Ekinci’nin politik denemeleri de oldu. Ancak bu çok kısa sürdü. Uzun süre politik karmaşanın macerasına dayanması da zordu. Asude olmayı tercih etti. Yusuf yüzlü Yusuf Ekinci’yi politik dönemde hiç takip etmedim. Doğrusu politikanın içinde Yusuf Ekinci’yi düşünemiyordum.
     Son zamanlarda dostlarımızın birer birer ebedi aleme gittiklerini haber alıyoruz. Elden ne gelir. Bizden evvel gidenler bizi bekleyecekler. Bizde gideceğiz. İnanıyoruz ki kişi sevdiği ile birliktedir. Yusuf yüzlü Yusuf Ekinci sana rahmet olsun. Gideceğin yere de selam götür. 30.05.2024 Sancaktepe/İstanbul
Cuma cümlemizi aziz kılsın.