Elazığspor, bu şehir için artık külfet oldu.

Arayanı yok, soranı yok…

“Ölsün de kurtulsak” misali…

Kapanması bekleniyor.

Oysa geçmişe dönüp şöyle bir bakarsak…

Rahmetli Hamza Yanılmaz önderliğinde başlatılan “3-2-1” parolasının sırrı, o dönemde filizlenirken, yıllar sonra gelen süper lig heyecanı o dönemlerdeki başkanların eseriydi aslında…

Şahap Emir’le başlayan kurumsallaşma çalışmalarını yakından bilenlerdenim.

Kulübün defterleri yoktu.

Kupaları yoktu.

Rahmetli Mehmet Dinç, namı diğer Mamoş abi, evlerden, işyerlerinden topladı kupaları…

Kulübün defterleri oluşturuldu.

Buradan başladı 3-2-1’in hikâyesi…

1.lig heyecanı Ankara’daki yükselme maçlarında denendi…

Olmadı.

Direkten döndük.

Zeytinburnuspor’a nasip oldu.

Ama bir şey oldu.

Elazığspor tesisleri, Şahap Emir başkanın döneminde karara bağlandı, onaylandı ve inşa edilerek bordo beyazlı kulübe kazandırıldı.

Şampiyonluk kadar değerliydi bizim için, şehir için…

Sonra yine Mustafa Urhan’la devam eden bilinçli, doğru, dürüst yönetim anlayışı; Elazığspor’un yükselen trendine önemli katkı sağladı.

Yeniden oluşturulan 2. ligde grupların belirlenmesinde Elazığspor’un kaderi de, yeri de belli olacaktı.

Mustafa Urhan başkanın yoğun gayretleriyle 20 takımlı 2. lig A kategorisi’nde yer aldık.

B kategorisi, bir alt lig gibiydi.

1.lige çıkmak için önümüzde sadece bir engel kalmıştı.

Sırada nöbet değişimi vardı.

Mustafa Urhan, o dönem Adıyamanspor’dan transfer edilen Alper Ferit Salgın’ı ticari zihniyetle bir dönem sonra Gençlerbirliği’ne satarken, bordo beyazlı kulübün kasası da artı parayla dolmuştu.

Genel kurulda, görevi devredeceği Hayrettin Karamazı’ya hitaben;

“Ben bu kulübü borçsuz devrediyorum, görevi bırakırken senin de borçsuz devretmeni istiyorum”.

Görev sırası Hayrettin Karamazı’daydı.

Sorumluluğu ağırdı.

Şehir beklenti içerisindeydi.

Mustafa Urhan döneminden gelen oyunculara ilaveten yapılan akıllı transferler; Hayrettin Karamazı’nın da hedefini değiştirmişti.

Bu şehir 1. Ligi görmeliydi.

Yine Hamza Yanılmaz’ın desteğiyle devam eden heyecan; sonunda bordo beyazlı kulübe tarihinde ilk 1. Lig heyecanını yaşatmıştı.

Yani 3-2-1 parolası gerçek olmuştu.

Elazığspor artık en üst ligdeydi.

Üstelik borcu da yoktu.

Hayrettin Karamazı da sözünü tutmuş, Elazığspor’u süper lige çıkartırken dahi borçlandırmamıştı.

Sonra?..

Rahmetli Baki Aydın başkanın döneminde ligde kalma savaşını versek de…

Birinci ligdeki ikinci yılımızda maalesef barınamadık en üst ligde.

1-2-3’e doğru bir yolculuk başlıyordu sanki…

Borçlanmalar, yanlış yönetilmeler, menajer-kulüp ilişkileri vs.

Adına ne derseniz deyin;

Yanlış yoldaydı Elazığspor.

Yanlış yola sevk edilmişti.

3-2-1 hayali gerçekleşirken, geri dönüş başlamıştı bile.

1-2-3 kâbusuyla baş başaydı bordo beyazlı kulübümüz…

3. basamağa kadar gelinirken…

Sonrası kapanma olurdu artık.

O nedenle yazımın başında da belirttiğim gibi, şimdi kapanmaya ramak kalmışken…

Şehirde gayret yok, çaba yok, destek yok…

Yani anlayacağınız;

Kimsenin Elazığspor diye bir derdi yok.