Tarih... bazen bir kılıcın keskinliğinde, bazen bir türbenin taşında, bazen de unutulmuş bir ismin sessizliğinde saklıdır.
Her şehir, belleğinde taşıdığı kahramanlarla büyür.
Ve bazı şehirler, o kahramanların mezarsızlığıyla eksilir...
Elazığ, böyle bir eksiklikle yaşıyor: Belek Gazi’siz Harput gibi, sesi alınmış bir kahramanlık öyküsüyle.

Harput’un Göğsünde Savaşan Bir Yürek: Belek Gazi
12. yüzyıl… Anadolu, Haçlıların, Bizans’ın ve türlü istilaların gölgesinde çırpınırken; Harput tepelerinde bir Türk sancağı yükseliyordu.
Belek bin Behram –ya da halkın dilinde Belek Gazi– cesaretiyle, stratejisiyle, vakarıyla bu toprağın kaderini değiştiren isimlerden biri oldu.

Harput'u fethetti, Urfa'ya yürüdü, Haçlılara diz çöktürdü.
Ama o sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda bir kurucuydu.
Şehri imar etti, surlar yaptırdı, halkı korudu.
Ve sonra bir gün, 1124 yılında, Urfa surları önünde şehit düştü.

Nerede Yatıyor Bu Kahraman?
İşte ne acıdır ki, bu büyüklüğe rağmen Belek Gazi’nin bir kabri bile yok.
Ne Harput’ta, ne Urfa’da ne de tarihin sessiz arşivlerinde...
Hiçbir taşta, hiçbir kitâbede onun adıyla yazılmış bir mezar bulunmuyor.
Oysa ki Haçlılara karşı zaferler kazanan bu Türk beyinin bir türbede değil, belki bir savaş alanında, belki de unutulmuş bir kıyıda yatıyor olması; bizim tarihimize gösterdiğimiz ihmalkârlığın bir aynasıdır.

Anıtı Var, Ama Ruh Yok
Bugün Harput’ta adına dikilmiş sembolik bir tabela var.
Bir parkta sessizce duruyor.
Yanından geçenler onun kim olduğunu bile bilmiyor.
Bir tabela bir şehri, bir kahramanı anlatamaz.
Bir millet kahramanlarını susturursa, kendi geleceğini sessizliğe terk eder.

TİKA Ne Yapabilir, Ne Yapmalı?
TİKA, dünyanın dört bir yanında camileri restore ediyor, Osmanlı eserlerini ayağa kaldırıyor. Ne mutlu!
Ama Anadolu'nun ilk Türk beylerinden biri olan Belek Gazi için neden harekete geçilmiyor?

İşte yapılabilecekler:

Sembolik Türbe:
Harput ya da Urfa'da tarihsel bağlamla uyumlu, mimarisi dönemi yansıtan bir sembolik türbe inşa edilebilir. Bu türbe hem ziyaretgâh olur, hem eğitim alanı.

Belek Gazi Kültür ve Anma Alanı:
İçinde belgesel odası, dijital tarih panoları, küçük bir açık hava müzesi olan bir alan oluşturulabilir.

Tarihî Araştırmalara Fon Desteği:
Belek Gazi'nin hayatı, savaşları, dönemi üzerine akademik projelere destek verilebilir. Fırat Üniversitesi ve TTK gibi kurumlarla ortak çalışılabilir.

Belgesel ve Yayınlar:
TRT iş birliğiyle Belek Gazi’nin hayatı dizi-belgesel hâline getirilebilir. İlk Türk beyliklerinin Anadolu’daki mücadelesini anlatan büyük bir anlatıya dönüşebilir.

Bu Sadece Bir Türbe Meselesi Değil
Bu, sadece bir komutana türbe yapmak değil…
Bu, tarihle yüzleşmek, unuttuklarımızı yeniden hatırlamak, çocuklara “Bak, bu toprak kolay kazanılmadı” diyebilmek meselesidir.

Çünkü tarih sadece geçmişin bilgisi değil, geleceğin yönüdür.
Bugün Belek Gazi’ye bir mezar yapılmazsa, yarın başka bir kahraman da unutulur.

Son Söz
Ey Elazığlılar, ey Harputlular, ey bu milletin tarihine inananlar…
Sizce de artık vakti gelmedi mi?

Kendi kahramanlarımız için, kendi toprağımızda, kendi sesimizle konuşma vaktidir bu.
Belek Gazi için bir taş değil; ona yaraşır bir vefa gerek.
Suskun kalan tarihe ses vermek, TİKA gibi kurumların görevidir.
Ama asıl görev bizdedir: Hatırlamak, anlatmak ve sahip çıkmak…

Elazığ ın siyasi ve sivil kuruluşlarının desteğiyle bu yıl böyle güzel bir gelişmeye ev sahipliği yapmak hayalim ve dilerim hayata geçer..Konuştuğum tanıştığım herkes bu konuda hem fikir peki neden yapmıyoruz? Çok mu zor ? sanmıyorum..

Belki de Belek Gazi bize son kez şöyle sesleniyor:
“Ben sizi bu topraklara miras bıraktım. Siz beni nereye bıraktınız?”