Doların ateşinin düşmesinin doğal olmadığına inananlardanım!

Dolar indiğinde satın alıp, yükseldiği zaman satanların tespit edilerek haklarında işlem yapılarak kutsal kazançları vergilendirilmelidir.

Devletin dini adalettir; demiş büyüklerimiz. Adalet, vergi sistemi ve diğer devlet kurumları adil çalışma düzenlerini bozdukları zaman, toplum içerisinde sıkıntılar doğurup, telafisi çok zor olan durumlar doğuracaktır.

Geçmiş yıllarda farklı iktidarlar tarafından denenmiş ve sonu hüsran olan ekonomik planların günümüzde de denenmesi doğru olmayacaktır. Ekonomik sistemlerin deneme tahtası olmadığını bu memlekette yaşayan ve ev geçindirmeye çalışan her insan az çok bilir. Tarih tekerrürden ibarettir diyenler boşuna dememişlerdir. İnsanlar tarihten ders alabilselerdi hiç tarih tekerrür eder miydi?

Ekonomik gidişatımızı tek adam ya da tek bakan kararları ile düzeltmeniz mümkün görünmüyor. Bir gün “Nas” derken, ertesi gün başka bir isim altında faizin öne çıkması akıl tutulması gibi görünüyor.

Piyasanın kurallarını talimatla değiştiremezsiniz; kendi kuralları vardır piyasanın, kendi dinamikleri vardır. Siz bünyenizi sağlam tutacaksınız ki, dışarıdan gelecek hastalıkları rahat defedebilesiniz.

Ev ekonomisi de küçük bir modeldir. Giderinizi gelirinize göre ayarlamak en önemli ve vazgeçilmez kuraldır. Elinizdeki parayı hoyratça harcarsanız zor günlerin kapıda olduğunu unutmamanız gerekir. İsraftan kaçınmanız gereklidir. “Sen önünü kış tut da yaz çıkarsa bahtına” atasözü boşa söylenmemiştir. Hiç lüzumu yokken gereksiz yere masraf yapan bir kişi, karşısına beklenmedik bir zamanda çıkacak olumsuz durumlarla baş edemeyecektir.

Tasarrufu da bir kesime yüklememeli topluma eşit dağıtmalıdır. Bir kesim tasarrufa teşvik edilirken diğer kesimin hoyratça harcama yapması, toplumsal huzura zarar vermekten başka bir işe yaramayacaktır.

Her hafta yazılarımda değindiğim, üretim meselesi ise tekrar hatırlatmak istiyorum; vazgeçilmezimiz olmalıdır. Dünya devletlerinin ve sistemlerin, kaliteli ve katma değeri yüksek olan ürünlere yönelmesi; bununla birlikte mali gücünü de arttırması akıllardan çıkarılmamalıdır.

Halkı kandırmaktan vazgeçmemiz lazımdır. Diğer ülkelerle yapılan karşılıklı anlaşmalarda kendi para birimlerini kullanmak ne kadar düzgün bir hareketse; aralarında dolar kurunu 22 veya 24 liradan sabitleyip, bunu halka açıklamamak ya da halkın duymayacağını sanmak bir garip çelişkiler yumağı olmuştur.

Bilgi çağında yaşadığımız şu günlerde cahilliğin sınırlarında dolaşmak çok garip geliyor. Körü körüne bağlılık, sorgulamadan itaat vb. kavramlar, devletin ve milletin çıkarlarına hizmet etmeyi kendine ilke edinen aydın bir insan için anlaşılamaz bir olgudur.

Dinî kuralları sorgulayamazsın, eleştiremezsin… Anlamaya, öğrenmeye çalışırsın. İlahi bir söz ya da kural için geçerlidir bunlar. Adı üstünde ilahidir. Haktan gelendir. Ancak kul hata yapabilir. Sorgulanabilir. Eleştirilebilinir. Resulullah efendimiz (S.A.V.)  buna istisna olmakla beraber, zaman zaman neyi niçin yaptığı sorularak doğrusu öğrenilmiştir.

Siz eğer bir kula ilahi bir gözle bakmaya kalkarsanız, onun her yaptığı doğru, senin her yaptığın yanlış derseniz; vay sizin halinize…