Ülkenin içerisinde bulunduğu puslu ve karanlık ortamdan acilen çıkması gerekiyor. Temel taşları yerinden oynatılan, kurumları liyakatsizlik fırtınasında tarumar olan Devlet’in tekrar ayağa kaldırılması gerekiyor.

   Siyaset sahnesindeki aktörler ise artık işin ciddiyetini ve gidişatın ülkeyi ne noktalara götürdüğünü fark etmekten çok daha fazlasına tamamen inanmışlardır. Gelinen bu noktada artık kişisel çıkarlardan daha çok ülke ve devletin çıkarları ön planda gelmektedir.

   Tablo böyle iken sorunları çözebilecek oluşum; halktan ve haktan yana olarak yine milletin içerisinden çıkabilecek, kararlı, dürüst ve azimli bir lider olmalıdır… Yıllardır en ufak bir açığı araştırılan, leke atmak için olmadık hikâyeler uyduran bu kişi ise uzakta değildir… Dürüsttür, halkçıdır, adaletin ve liyakatin üstünlüğüne inanıyordur. Bu kişi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’ndan başkası değildir.

   Ülkenin, milletin ve devletin içerisinde bulunduğu zor durumlar ortadadır. Mutfağında tenceresini kaynatmanın derdine düşen halkın derdinden anlamak için 1000 odalı sarayınızdan çıkıp, halkın içerisine katılmanız gerekmektedir. Onlarca taşıt yüzlerce koruma ile halktan kopuk yaşayan idareciler, tarih sahnesinden silinmeye mahkûmdurlar. Devlet içerisinde bilmem kaç yerden maaş alan, aldığı ballı ihalelerle servetine servet katan mutlu azınlık; halkın içerisinde bulunduğu durumu tahmin bile edemez. Halkın sorunlarına yine halkın içerisinde olan ve onların dertleriyle dertlenen bir lider çözüm bulabilir. Bu da CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’ndan başkası değildir.

   Yaklaşan seçim ortamını ve sandıktan çıkacak kararı; müspet veya menfi sonuçlarına siyasi darbe diyebilecek kadar gerçeklerden uzak kadrolar halkın derdine çözüm bulmaktan uzaktadırlar. Ekonomiyi gözlerdeki ışıltı ile halka lanse eden siyasilerin, Pazar artıkları toplayan yaşlı ve çaresiz insanların gözüne; gözlerindeki o ışığa bakacak cesaretleri yoktur. Adaletten uzak, halktan kopuk liderler siyaset sahnesinde olsalar da, sorunların üstesinden gelebilecek bir siyasi aktör artık sahnededir. Bu tanımlarımıza uyan kişi CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’dur.

   Halkın taleplerine kulaklarını tıkayan siyasiler; kendi seçmeninin tercihlerine de saygı göstermemektedir. Kaç seçim öncesinde kendi delegelerine temayül yoklaması yaptıran siyasi irade, sonuçlarını dikkate alma zahmetine bile girmemiştir. Bu aslında bir noktada kendi bildiğim dedik, çaldığım düdük mantığıdır. Size de temayül yaptırıyorum “bakın size değer veriyorum” mantığı olduğunu düşünüyorum.  Asıl olan siyasilerin koltuk sevdası ve kendi menfaatleridir. Halka açık mal beyanı vermekten imtina edenler; siyasete başladığı zaman alyansını havaya kaldırıp “bakın bütün mal varlığım budur” derlerken aradan geçen yıllarda gemicikler alabiliyorsa, yanında bulunanlar İngiltere sokaklarındaki evlerin hepsini alıp adeta mahalleyi kapatıyorlarsa burada konuşulacak ve tartışılacak çok konu var demektir. Özlenen lider tablosunda ise özü ve sözü bir, gözü mal mülk sevdasında olmayan, adam gibi adam CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’ndan başka birisi yoktur.

   14 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçimlerde, halk olarak irademizi sandıklara yansıtmak zorundayız. Unutmamalıyız ki bu seçim Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimlerinden birisidir. Oyumuzu kullanarak ülke yönetiminde ne kadar etkili olduğumuzu tüm dünyaya duyuralım.