Sancaktepe FK maçı ile başlanılan bir hedef vardı.

Bu maçın galibiyetiyle başlanılan hedefte Kâhta 02 spor deplasman galibiyeti de gelince, kayıpsız devam edilen hedefte bu kez Nevşehir Belediyespor maçı vardı.

Kolay değildi elbet…

Üst üste iç sahada yaşadığı mağlubiyetler sonrasında lider Batman Petrolspor’un bir hayli gerisinde kalan kırmızı-beyazlı takım, Hocası Yusuf Tokaç’la yollarını ayırmış, takımı profesyonel lige çıkartan Cüneyt Tiryaki’ye teslim etmişti.

Yeni hocayla çıkılan ilk maçta takımlar genellikle motive olup, iyi oynar ve iyi de sonuçlar alırlar genellikle.

Zaten iyi bir kadroya sahip olan Nevşehir Belediyespor’un liderlik yarışından kopup, bu kez  play-off mücadelesine devam etmesi, alt hedefi için olmazsa olmazıydı.

Bunu bilerek Elazığ’a gelen Nevşehir Belediyespor, ilk yarıda (sadece ve sadece) iki kez geldiği Elazığ kalesinde iki gol bulunca, bize “eyvah” dedirten bir sonuçla ilk yarıda soyunma odasına gitti.

2-0’lık sonucu çevirmek zordur elbette, ancak imkânsız değildir.

Yeter ki yapılan hataları erken teşhis edip, doğru karar vermeyi bilmeli insan…

İlk yarıda yenilen gollerde savunmanın solunda görev yapan Muhammet Ensar Çavuşoğlu’nun zaafiyeti söz konusuyken, Salih Polatdemir’in “en zayıf halka” konumunda kenara alınması ne kadar doğruydu, tartışılır?

Son iki haftadaki galibiyetlerin (özellikle Kâhta maçında) gol yenilmeden alınmasında genç kaleci Yiğit’in payının olduğunu da kabullenirsek, cezadan dönen Hakan’a kalenin teslim edilmesi ne kadar adil oldu, yine tartışılır?

Dolayısıyla, hatalardan ders çıkartmak, ancak erken ders çıkartmak gerekir ki; telafisi mümkün olsun.

Geç kalındığında, ligin boyunun bir hayli kısaldığı şu son haftalarda, yaşanılan kayıpların telafisi pek mümkün olmaz.

Nevşehir Belediyespor’u mağlup etmiş olsaydık, Karaman’ın mağlup olmasıyla aradaki puan farkını 3’e düşürecektik.

Şimdi ertelenen Hendek-Kâhta maçından çıkacak sonucun “lehimize mi, aleyhimize mi” olacağını düşünerek geçecek günlerimiz.

Kazananla açılacak puan farkını kapatmak mümkün olmazken, çıkacak beraberliğin bizim için “en iyi sonuç” olacağı beklentimizdir.

“İç sahada oynayacağımız maçlar, en zor maçlarımızdır” diye yazılarımda, yorumlarımda defalarca bahsetmişimdir.

Nitekim seyircisiz oynanan son üç iç saha maçında kazanılan 5 puan varsa da; aslında kaybedilen çok kıymetli de 4 puan vardır.

İnanmayanlar; bu 4 puanı Elazığspor’un hanesine eklesinler, puan cetveline yeniden baksınlar.

Baksınlar ki; “Elazığspor’u bu zor günlerinde neden yalnız bıraktık” diye,  biraz da ona yansınlar.