Yıllardır kullanılmayan eski hükümet konağının “Kent Müzesi” olması için şehirde ortak bir görüş oluşmasını da dikkate alarak, söz konusu yapının kent müzesi haline getirilmesi için geçen yıl Mart ayında öneride bulunmuştuk. Kent müzesi olarak seçilen yapıların genellikle kent kimliğiyle özdeşleşen yapılar olmasından ötürü çoğunlukla eski belediye veya hükümet konutlarının bu amaçla seçildiklerini biliyoruz. Böylece kentsel mirasın ayağa kaldırılması ve geçmişte yaşanmış uygarlıklardan günümüze miras olarak kalan tarihî ve kültürel zenginlikleri bu sayede sergileme fırsatı mümkün olacaktır.

Ancak aradan geçen bir buçuk yıl içerisinde bu konuda hiçbir adım atılmamış olması son derece üzücüdür. Oysa, şehrimiz onlarca uygarlığa ev sahipliği yapmış olmanın getirdiği zengin bir kültür ve bu kültürü yansıtan sayısız tarihî ve kültürel mirası barındırmaktadır. Başka bir ifade ile yöremiz adeta tarih ve kültür fışkırmaktadır. Sıklıkla ifade ettiğim gibi, çok zengin bir tarihî ve kültürel varlığın üzerinde oturmak marifet değildir. Biz bugüne kadar bu hazinelerin değerini bilemediğimiz gibi, tanıtımında da başarılı olamadık. Marifet bu zenginlik üzerinden kendimize bir marka yaratabilmektir. Şimdi yeni bir fırsat yaratarak “Kent Müzesi” aracılığı ile bunu başarabiliriz. Zira, kent müzeleri, kentin tarihsel ve kültür birikimini sergilemek suretiyle yörenin tanıtımında önemli rol oynamaktadırlar. Bu sayede yörenin tarihi, sahip olduğumuz kültürel miras, lokal yaşamı, müziği ve folkloru, sanatsal değerleri, mutfağı, doğal güzellikleri ortaya konulacaktır. Bizim gibi hikayesi çok, tarihi ve kültürel zenginliği olan yöreler için kent müzelerini bir fırsat olarak görüyoruz. Özellikle birçok hikayemiz bu sayede tozlu raflardan çıkacak ve dünyanın gözü önünde sergilenme şansı bulacaktır.

Bu konuda adım atmak için daha neyi bekliyoruz. Türkiye’de eşi ve benzeri müzeleri ile Eskişehir’ i ve Gaziantep’i neden örnek almıyoruz. Yanı başımızdaki Malatya’ya niye bakmıyor ve ders çıkartmıyoruz.

Kent müzeleri, sadece kentlerin hafızası, geçmişi değil, aynı zamanda geleceğidir. Bu nedenle başvurulacak önemli bir kaynaktır. Hafızasını kaybeden biri gibi, geçmişiyle bağını koruyamayan bir kent de kim olduğunu, nereden geldiğini ve neler yaşadığını hatırlayamaz. Sonuçta bilinçsiz ve kimliksiz bir hale dönüşür. (*)

Bu nedenlerden ötürü daha önce Sayın Valilerimize yaptığımız çağrıyı bir kez daha tekrarlamak istiyor ve bu şehrin de bir “Kent Müzesi’ni’’ hak ettiğini ve bir an önce bu projenin hayata geçirilmesini arzu ediyoruz. Bu sayede bugüne kadar, anlatamadığımız ve tanıtamadığımız tarihî ve kültürel envanterimizi sergileme fırsatı yakalamış olacağız. Her kesimin ortak görüşü de alınmış iken, daha fazla zaman kaybetmeden bu fırsatın değerlendirilmesi iyi olacaktır.

Kaynakça :  (*) Çekül Vakfı – Kent Tarihi Müzeleri ve Arşivleri