Küçük şehirlerde siyaset biraz daha sert, halk biraz daha politize olur. Vatandaşın meşgalesi azaldıkça siyaset konuşur. Bunun nedeni biraz da bizde her şeyin siyasetten beklenmesidir. Özel teşebbüs zayıftır, insanlar iş aş ihtiyaçlarını siyasetin çözmesini beklerler. Batı toplumlarında insanlar ekonomik problemlerini çözdükleri için kimin iktidara geleceğiyle o kadar çok ilgilenmezler. Herkes işinde gücündedir. Kim gelirse gelsin hayat kalitelerinde, refah seviyelerinde önemli bir değişiklik olmaz.

Bizde öyle mi? İnsanlar parti ve aday için birbirini vurur. Siyaseti hayat memat meselesi haline getirirler. Doğru olan şu veya bu parti için kimseyi kırmamaktır.

Türkiye yavaş yavaş seçim atmosferine giriyor. Liderler şehir şehir dolaşıyorlar. Anket firmaları neredeyse haftalık ölçümler yaparak vatandaşın nabzını tutmaya çalışıyor. Görünüm üç aşağı beş yukarı anket firmalarının tahmin ettiği gibi. Üç parti de seçimden birinci parti çıkabilir. Üç parti derken CHP-AKP ve İYİ partiyi kast ediyorum. Ekonomik durumun giderek kötüleşmesi AKP ile diğer partiler arasındaki mesafeyi kapattı. Seçime kadar kim atak yaparsa onun birinci parti çıkacağın söyleyebiliriz.

Ama asıl önemli olan Elazığ’ın durumu. Çünkü bizi önce kendi yaşadığımız kent ilgilendiriyor. İyi, donanımlı adayların seçilmesi, milletvekili profilinin yükselmesi, o şehre hizmet olarak döner. İsterseniz önce iktidar partisi AKP'den başlayalım, ekonomik kriz vatandaşı, vatandaş da iktidar partisini vurdu. AKP eski gücünde değil, vatandaş pazara gittiğinde eli boş dönüyor, hayat pahalılığı çekilmez boyutlarda. Bir dönem oyunu yüzde 60'ın üzerine çıkaran iktidar partisi eski günlerini mumla arıyor. Erimeye rağmen eğer oy oranı bu noktada kalırsa iki milletvekili çıkarabilir, erime devam ederse bunu bile arayabilir. AKP'nin kaderi daha çok ekonomik durumun gidişatına bağlı.

CHP yıllar sonra Elazığ’da milletvekili çıkardı. Geçen süre zarfında CHP gerilemedi, tam aksine oylarını daha da artırdı. Anketler Türkiye genelinde AKP ile arasındaki mesafenin kapandığını gösteriyor. Üstelik CHP Elazığ’a büyük önem veriyor, geçen hafta büyük bir milletvekili grubu Elazığ’a çıkartma yaptı. Önümüzdeki haftalarda sayın Kılıçdaroğlu'nun da geleceği, sürpriz açıklamalar yapacağı konuşuluyor. CHP'nin biri garanti, fazlasını seçime kadar geçen süredeki gelişmeler tayin edecek.

Elazığ’ın bir diğer yükselen partisi İYİ parti. Türkiye genelinde oyları en hızlı artan, lideri en çok gezen parti İYİ parti. Türkiye'de sağ seçmen genelde parti değiştirdiğinde başka bir sağ partiyi tercih eder. AKP ile İYİ parti arasında tahterevalli gibi bir ters orantı var, biri büyüdüğünde diğeri küçülüyor. AKP eridikçe İYİ parti büyüyor. MHP ile de arasında benzer bir durum var. Muhafazakâr seçmenler İYİ partiyi kazanımlarının garantisi olarak görüyorlar. Elazığ’da özellikle Servet Gürgözeler yönetime geldikten sonra partide önemli bir sıçrama oldu. Bu partinin de biri garanti gibi gözüküyor. Gibisi şundan aday tespiti önemli. Doğru adayla İYİ parti de bir milletvekili çıkarır.

MHP'nin de bu şehirde her zaman kemik bir tabanı vardır. En zorlu dönemlerde bile belli oranda oy almıştır. Ancak şimdi iktidar partisi ile olmanın dezavantajları MHP'yi de etkiledi.  AKP onu da eritti. Kemik oyu vekil çıkarmaya yeter mi? Doğrusu şimdiden kestirmek mümkün değil.

Diğer partiler de Allah var, siyasette tutunmak için saygın bir mücadele veriyorlar. SP, DEVA ve Yeniden Refah Partisi’nin genç başkanları olağanüstü bir çaba harcıyorlar. Elazığ siyaseti yeni simalar, yeni aktörler kazanıyor.

Bu analizlerimiz bugün içindir, yarın şartlar değişebilir. Özellikle gösterilecek adaylar çok önemli. Elazığ dışarıdan gelen adaylara karşı çok hassas. Partilerin tabanın sesine kulak vermeleri gerekir. Elazığlı, bu şehrin tozunu yutmuş, düğününe, cenazesine koşmuş, sorunlarını dile getirmiş aday veya adaylar istiyor. Adaylar önce bu şehrin vicdanında var olmalı. Bu dikkati gösteren partiler kazanacaktır.