Türk için, ‘tarihin yalnız kavmi’ denir. Ne kadar doğru!

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, “Barzani, planını 25 Kasım’da hayata geçirecek,

Türkiye Kerkük’ün sinsice işgaline engel olmalı!”

Bir Türk Yurdu olan Kerkük tarihi boyunca o kadar çok tuzaklarla karşı karşıya kaldı ki;

Kerküklünün çığlığını, ‘ağıtlarında…’ dinler, sarsılırsınız!

ABD, bahanelerle Kerkük’ü ve Türk Yurdunu işgal etti

Veya küresel emperyal zihniyetinin emrine verdi. Irak’ta da, Suriye’de yapılanlar nedir?

Bu coğrafyanın, ‘demografik yapısıyla oynadılar’

Tarihi tahribatı gözlerimiz önünde sergilediler.

“Misak-ı Milli Sınırları...” içerisinde yer alan Kerkük’ün çığlığını duymalıyız!

Kerkük, “Zağros Dağlarının eteklerinde bir kadim şehir…”

Hz. Ömer zamanında (642) fethedilen Kerkük’te tarihi boyunca;

Büyük Selçukluların hâkimiyetine giren Kerkük ismini ilk defa

Timur zamanında kullanılacaktır.

Tarih boyunca da, Kerkük’te Türk devletlerinin hâkimiyeti söz konusudur.

İlhanlı, Cezayirli, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi, Osmanlı Hâkimiyeti…

Kerkük’ün unutulmayan acısı, “14-16 Temmuz tarihlerindeki Kerkük Katliamıdır!”

O acılarla bugünlere gelindi…

İşgal sancıları, İngilizlerin 10 Ekim 1922’de Irak Antlaşması ile Irak’ın İngiltere’nin himayesi altına alınması ile başlayacaktır… “Böl, Parçala, İdare Et…” siyaseti günümüze kadar devam eder.

Ve tarihin en korkunç sinsi planı uygulamaya konmak üzeredir!

1990’lardan itibaren Irak’ta yaşananlar… 2011 sonrası, Suriye İç Savaşı…

Geçen 30 yıl içerisinde coğrafyanın, ‘demografik yapısını değiştirdiler’

İnsanlık tarihinin en büyük tahribatını yaptılar…

Acımasız ve insafsız bir senaryo…

Özü bir, sözü birdir, Türkmen’in Abdulhalik Bakır’ın yürekli seslenişi;

“Bağ dadına

Doyulmaz bağ dadına

Kerkük’ü değişmerem

Irak’ın Bağdat’ına”

Kerkük’ün aydınında, böyle bir yürek, içten köpüren bir sevda vardır

O sevda, “vatandır!”

O sevdaya, Kerküklüm; “imanım…” der.

N.Refik Koçak seslenişinde içlidir, yaralıdır;

“Gel gör ne barbad oldım

Öz yurdımda yâd oldım

Düştim kara günlere

Yaman dilde yâd oldım”

 

Kerkük, “yüreğiyle…” Anadolu’dur. Anadolu’nun,  “bağrı yanık sesi…”

Her zaman için söyleriz,  “türkülerimiz…”Gönül Coğrafyamızın, “sınır çizgileridir!”

O çizgilere dokunan, “yâd ellerde…” kalır! Kimsenin,  “tarihi değiştirmeye…” Kimsenin,  “temel taşlarla oynamaya…” güçleri yetmez! Kerkük’te, Musul’da, Halep’te;  “bin yılı aşan…” kadim bir tarih vardır! Bu tarih, “Türk’ün medeniyet tarihidir!” Bu coğrafya,  “ilim, hikmet ve marifet…” coğrafyamızdır! Sözümüz nereye varır? Bırakınız artık, “küresel sömürgecilerin…”

Asrın en tehlikeli, “fitne ve fesat taifesinin…” Akla ziyan veren,  “her türlü bölücülüğün…” peşini ve izini bırakınız! Bu coğrafyayı tarihi boyunca, “ateşe atanları…” hiç düşündünüz mü?

“Firavunlar, Nemrutlar, Karunlar, Ebu Cehiller…” Onlar,  “fitne ve fesat ateşini…” sürekli yaktılar İnsanlığı,  “o ateşin içerisine…” attılar! O ateşe kimler ve nasıl su taşımaktadırlar;

“Nefis ve heveslerini…” putlaştıranlar! İşte, onların; “gözleri ve basiretleri…” kapanmıştır!

Onlar, sürekli zarardadırlar! Sadece bu dünyada mı? Hayır… “Ahir Yurtlarını da…” ateşe atıyorlar! Artık,  “zarardan…” ısrarla dönme zamanıdır!