Ekonomik krizler bir toplum için tehlikeli virajlardır.

Üretim gücü düşük olan, dünyaya pazarlayacağı nitelikli, katma değeri yüksek olan ürünleri olmayan devletler kabak lastikle buzlu rampayı tırmanmaya çalışan araç gibidir. Dışarıdan gelecek sıcak para ise ancak günü kurtarmakla kalacaktır. Elindeki mevcut dış kaynaklı yatırımı tutamayan, körfez kaynaklı dış yatırımı ise can simidi edasıyla karşılayan, yanında birçok soru işaretini de beraberinde getiren yatırımlara karşı dikkatli olmak zorundayız.

Samimiyet lazım ilk önce… Daha birkaç ay evvel komşumuz olan Yunanistan, Egedeki adaları, Uluslararası Antlaşmalara aykırı olarak silahlandırırken, F16 uçaklarını onlara destek için gönderen, Doğu Akdeniz’deki projelerimizde karşı safta çığırtkanlık yapan, Türk mallarını boykot ederek marketlerinde bisküvilerimizin bile satılmasına tahammül edemeyen Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu yatırım sevdası hiç samimi gelmiyor.

Üretmek mecburiyetindeyiz. Bunun başka bir izahı yoktur. En temel ihtiyaçlarını bile yurt dışından temin eden bir ülke, onlara modern kölelik yaptığının farkında bile değildir. Özellikle de enerji bu temel ihtiyaçların başında gelmektedir.

21. Yüzyılın nimetleri arasında bulunan, çevreye zararı olmayan enerji yatırımları ise bir ülke için para basan makinadan farksızdır. Rüzgâr Enerji Santralleri, Güneş Enerji Santralleri buna verilebilecek en iyi örneklerden bazılarıdır. İlk kurulum kriterleri benzer enerji üreten tesislere göre cazip olan, ilerleyen zamanlarda hammadde veya ek bir gidere fazla gerek duymadan ve en önemlisi çevreye zarar vermeden sınırsız enerji kaynaklarına sahip olabiliyorsunuz.

Devletimiz kendi imkânları ile yatırım yapabilecek güce ve kudrete sahiptir. Yeter ki iyi niyetle, gerçekten milletin ve devletin çıkarlarını düşünerek projeler hazırlanıp, bunlar hayata geçilebilsin. Belli bir zümreyi ihya etmek üzere planlanan projeler, zaman içerisinde işlevlerini yitirip, çözümü zor sorunlar doğurabilmektedir.

Bir devlet ya da bir kabilenin kendi çıkarını gözetmeden diğer bir devlet içinde yatırım yapabileceğine inanabiliyor musunuz?  Biz sizleri çok seviyoruz… Baktık ekonominiz çok kötü durumda… Ne yapalım? Hadi gidip şu ülkede yatırım yapalım… Maksat din kardeşimize yardım etmek, yoksa hâşâ başka bir niyetimiz yok.

Doların değeri artmış, adamlar daha az dolarla daha fazla yatırım yapacak malumunuz. Devletlerin saf olmaması saf görünmemesi lazım. Devletler hissi davranmamalı, öncelikle kendi çıkarlarını düşünmeli. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dostunu ve düşmanını tanıyacak güçtedir.

Ülke kaynakları verimli ve adaletli bir şekilde kullanılmalı. Halka tasarruf yapın, biz bol keseden sizin vergilerinizle keyif çatalım, demek veya hissettirmek, istenmeyen sonuçlar doğmasına sebep olacaktır. Ekonomik sıkıntı varsa bunu hep beraber göğüsleyip, birlikte bu dar boğazdan kurtulmalıyız.

Kendimiz yatırım yapalım… Bir fabrikamız olsun bizim olsun. El âlemin on fabrikası bize yar olmayacaktır. Marabalık et vesselam.

“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.” 

                                                                                                                                    Mustafa Kemal ATATÜRK