Yaşamakta olduğumuz topraklar yüzyıllardır tüm milletlerin hayalini süsleyen, verimli ve jeopolitik pozisyonu yüzünden Bölgede ve Dünyada adından sıkça söz ettiren bir coğrafyadır. Bu toprakları bizlere 1071 yılında Vatan yapan Sultan Alparslan’dan sonra, artık Rabbimizin izniyle ebediyen yurdumuz olarak kalacaktır. Tarihte Vatanımızı elimizden almak, bizleri bu topraklarda yok etmek isteyen nice sözde medeniyetler, türlü entrikalar düzenleyerek bizleri yok etmek istemişseler de bu emellerine ulaşamamışlardır. Bu oyunlar günümüzde de son hız devam etmektedir. İşte bunun için uyanık olmak zorundayız. İşte bunun için kandırılmamamız gerek. İşte bunun için içeride ve dışarıda bize zarar vermek, bizden gibi görünüp bize hainlik edenleri erkenden fark etmemiz gerek.

    Ömer Seyfettin’in “Piç” adlı hikâyesini okudunuz mu? Ayrıntılarını burada yazmak istemiyorum; sizin biraz da olsa araştırarak okumanız aslında birçok sorunuza cevap niteliğinde olacağına eminim. Bu topraklarla, bu devletle, bu milletle, bu dinle sorunu olanların mutlaka okuması gereken bir yapıt. Aynı şekilde, hikâyede bahsedilen kavram; kutsal değerleri de (bayrak, din) menfaatleri için kullananları da kapsıyor mu? Varın siz karar verin…

    Vatanımıza göz dikenlerin son piyonları ise sözde sığınmacılar, aslında istilacılar… Tarih boyunca her zaman mazlumun yanında olmuş bir milletin evladı olmaktan hep gurur duymuşumdur. Ancak mazlum ile mazlum gibi görünüp, içimize sızmaya çalışanlara karşı da uyanık olmamız gerektiğine inanıyorum.

    Ülkemizde ciddi anlamda doğum yapan mülteci olduğunu çeşitli haber kaynaklarından öğreniyoruz. Bunun ile ilgili sıkıntılarla önümüzdeki yıllarda daha sık karşılaşacağımıza eminim. Bu insanların başta sağlık masrafları olmak üzere birçok giderleri Devletimiz tarafından karşılanmaktadır. Özellikle geçenlerde sosyal medyada gözüme çarpan bir iddia ise daha vahim sonuçlara işaret ediyordu. Suriyeli istilacıların, Tüp bebek tedavi masrafları Devletimiz tarafından karşılanıyor!.. Biraz araştırma yaptığımda ise şu sonuca ulaştım. İddianın yayıldığı 2017 yılında SGK'da konuya ilişkin açıklama yapmış. SGK, “Suriyeliler tüp bebek kapsamında değil. Suriyeliler sağlık giderlerini AFAD ödüyor.” Güleyim mi, ağlıyayım mı bilemedim… AFAD’ın işi Suriyelilerin sağlık giderlerini karşılamak mı? Kızılay’ın çadır sattığına mı yanayım, AFAD’ın Sığınmacı finansörlüğüne soyunduğuna mı?.. Zaten adamların tüp bebek yapmaya ihtiyaçları yok. Son hız ürüyorlar. Kontrolsüz ve hoyratça… ve sağlık masrafları bizler tarafından karşılanıyor… yazacak o kadar çok şey var ki… işte bunun için uyanık olmak zorundayız. Tek bir Mehmetçiğin burnunun kanamaması için uyanık olmak zorundayız. Devletin içerisine hainlerin girmesini engellemek için uyanık olmak zorundayız. Bizi kandırmaya, aldatmaya çalışanlara karşı uyanık olmak zorundayız. Ortadoğu’yu kaybetmemizde önemli bir rol oynayan ve sonradan çok popüler olan Lawrence isimli ajanı duymuşsunuzdur. Bunun gibi niceleri günümüzde, sarık ve cübbesini giymiş, ağzından salyalar akıtarak bizleri kandırmaya çalışmaktadır. Saldırdığı değerler ve söylediği sözlere dikkat edin. Dinimizi iyi öğrenin. Yüce Rabbimiz Allah’ın bize ne dediğini anlamaya çalışın. Cumhuriyetimizin kurucu değerlerini inceleyin. Orhun Kitabelerinde yazılanları bir araştırın. Göreceksiniz size söylenilen neyin doğru neyin yanlış olduğunu…

Uyanık olmak zorundayız. Başka yol yok.