Tasarruf Paketi açıklandı…

Pakete bak hizaya gel ey ekonomi!

“Bundan böyle zırt vırt araç kiralanmaya… Satın alınmaya… Model model araçlar arası gezinilmeye arzular şelale olmaya”

“Kamu için daire, bina vs. kiralanmaya. Bürokratın koruması yirmiyse on beşe, onsa yediye düşe, düşmese de düşmüş gibi gösterile, aynı kalmaya…”

“Bundan böyle seminer ayağıyla beş yıldızlı otellere gidilmeye, gidilse de az ola giden sayısı, orada yatılmaya, yatılsa da bir geceden fazla kalınmaya…”

“İhtiyaç bile olsa pis su arıtma, temiz su getirme ve benzeri işler ihale edilmeye…”

“Kamuya emekli olanın yerine (belki) ama na-mümkün elaman alınmaya…”

“Şu arabada gözüm kaldı, kızım şiir yazacaktı, Allah’ım nasip et, en azından Audi ile Mekke’ye gideyim diye niyaz edilmeye… Şu binanın kiralanması için şu müteahhitte söz vermiştik diyerek dert edilmeye. Üç yıl dişler sıkıla, ıkıla, tıkıla, sabredile”

Diye duyuruldu…

Hizaya gelir mi bu paketle ekonomi?

“Acıh da baga vir, biraz da ona vir

Çevir gazı yanmasın aman gız uyanmasın…”

Barış Manço’nun bu şarkı sözleri niye takıldı bu yazının peşine anlamadım. Durun hele, daha ekonomi dersindeydik. Bu muhteşem paketle hizaya gelir mi dedik ekonomi?

Gelmez mi? Ama daha eklemeler yapılacak ya, artık ne eklenecekse…Külliye’nin giderleri külliyen eklenmeyecek ama…Niye eklensin değil mi? İtibar da…

“Canı gaymak isteyen cebinde manda taşır

Bulguru yağı bulan çorbasını kaynatır,

Ya bulamayan gariban, omuzunu oynatır”

Ah Barış ağabey, sen nereden yazıp da söyledin bu şarkıyı…Kulaklarım çınlıyor, yazmazsam olmuyor, yerini bulsun bari…

“Canı gaymak isteyen cebinde manda taşır” mısrası, tam da tasarruf zamanı aklıma neyi getirdi ; yatmadan evvel, bir kase manda yoğurdu, üzerine iki tane Medine hurması, biraz yulaf, rahatlatır. Bunları bulamayan gariban da omuz oynatır.

Canı kaymak isteyen esnaf ne yapsın mesela…Bir de kredi çekmişse ve o kredileri güncellenme adıyla bankalar tarafından faizleri artırılmışsa…Omuz oynatır tabi, hatta iflasa sürüklenen kafayı bile oynatır.

“Acıh da baga vir, biraz da ona ver”

Madem şarkı devam ediyor…Ne diyor kulak kabartalım. Biraz bana ver, biraz ona ver diyor…Çok değil zaten…Az az…Aynen üç yıllık tasarruf gibi…Yukarıya yok, ama ha…Yukarıya da tasarruf dedin mi, şarkı devam ediyor: ‘’Çevir gazı yanmasın, aman …uyanmasın”

Ekonomi hizaya gelir mi bu tedbirlerle, sen onu yaz hele…Şarkıya takılıp kaldın. Düzelir mi bu ekonomi? Bu tedbirlerle rahatlar mı?

Ne bileyim? Diyorum.

“Bilmiyorsan, ne meşgul ediyorsun okuyucunun gözlerini. Yazma…Ya da çok biliyorsan çözüm üret.” Diyorlar.

Üret…

Cevap burada. Ekonominin yoluna girmesi için gereken de bu; “ÜRET”, “ÜRETİM” …

Üretiyor muyuz?

Vergi ve faiz artırımından başka elimiz de ne var?

Üretiriz canım…Hele bu günler gelip geçsin, bak gör. Sonra biz çok güçlüyüz. (Evvel Allah)

Afrika ülkelerine yardım edecek kadar paramız var şükür, milyonlarca Suriyeli ve Afgan’ı da besliyoruz yarınlar için, maşallah…

Yine şarkı girdi devreye…Ben ne yapayım, giriyor işte.

“Ayağında yok postal, başına giyer püskül

Sonradan görmesi meğerse ne müşkül

Ya hiçbir şey bilmemek pilav üstüne keşkül” diyor Rahmetli Barış Manço…

Neyse biz yine çevirelim kazı yanmasın, fazla bir şey de yazmadık ama (olsun) kimse uyanmasın.

Bu ekonomiyi düzeltmek adına, yapılanları değerlendirip biraz da çözüm üretmek ne kadar zormuş. E zor tabi, bilmeyince zor oluyor. Ekonomi bilenin işi…Biz pamuk şekeri yerken kırarız dişi.

Mesela faizi ya düşürürsün ya yükseltirsin.

Öyle de olur, böyle de olur. Olur mu?

Madem Barış Manço hiç çıkmadı bu yazının içinden türkünün sonunu getirelim, hani olur mu dedik ya, ona da cevap olsun:

“Balcının bal tası var

Oduncunun baltası var

Öyle de olur, böyle de olur

Avcı vurur turnayı, biz çalarız zurnayı

Öyle de olur, böyle de olur”