BAŞKA TÜRKİYE YOK / OĞUZHAN SARI

İşleyişi düzgün olan sistemlerde her şey tıkırında ilerler…

Bir makine düşünelim, belli bir mühendislik çalışması sonucunda ortaya çıkmışlardır. Hangi parçanın ne işi olduğunu, neye yaradığını, hangi maksatla yerine konulduğunu, teknik bilginiz yeterli ise görebilirsiniz. Siz sadece makinanın düzgün ve verimli çalışıp çalışmadığına bakarsınız. En küçük bir dişlinin bile, sistem içerisinde bir görevi ve faydası vardır. Boşuna oraya yerleştirilmemiştir.

Günümüzdeki kurum ve kuruluşların işleyişi ise anlaşılması zor, verimlilikten uzak, akıl tutulmasının yaşandığı ve tarihe kara bir leke gibi düşecek gelişmeleri bize yaşatmaktadır.

Tarih lafı geçmişken tarihten ders almadığımız aşikârdır. Geçen hafta bir internet sitesinde okumuş olduğum, Rahmetli Turgut Özal’ın, ‘’Dövize Çevrilebilir Mevduat’’ hakkında söyledikleri aklıma geldi. Özal, ‘’bilgisizliğin vesikası'’ olarak tanımladığı sistemin ağır bilançosunu "84-89 arasında bu ödemeleri yapmasaydık aile başına herkese 1 milyon TL para ödeyebilirdik" şeklinde açıklayıp "İnşallah sonraki iktidarlar ders alır" temennisi, bize bir ders olmuşa benzemiyor.

Sistem içerisindeki dişlilerin normal çalışmadıkları aşikârdan öte sağır sultanların bile duyduğu acı bir gerçek. Yanlış yapılan herhangi bir eylem, bin bir sebepten dolayı dile getirilmiyor ya da getirilemiyor… Bunun acı reçetesini Türk Milleti ödüyor.

Bir iktidar düşünün, Millî Eğitim sistemini kaç kere değiştirdi, İhale Kanunu, Ülkemiz deneme tahtası değildir. Güçler ayrılığı sistemi boşu boşuna düşünülmemiştir. Osmanlı Döneminde yaşanılan acı tecrübeler yeni Cumhuriyetimizin sağlam temellerinin oluşturulmasına en büyük katkıyı sağlamıştır. 

Kendinizi temelleri çok sağlam yüksek katlı bir binada gibi hissetmeye başlıyorsunuz!

Bina yükseldikçe endişeniz doğal olarak artıyor. Temelin sağlam olduğunu bilseniz de korkmamak elde değil. Bu millete kızılcık şerbetini içirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

Bu kadar yozlaşmanın içerisinde düzgün çalışmaya çalışan, devletin ve milletin çıkarlarını korumaya çalışan insanları da görmüyor değiliz. Eski Türk filmlerine konu olan, önünde dosya dağları bulunan, ekmeğini helal kazanma derdinde olan insanlarımız da az değil. Rabbim güçlerini ve sayılarını arttırsın.

Acilen Cumhuriyetimizin kuruluş ayarlarına dönmemiz gerekiyor. İktidarı ile muhalefeti ile ülkemiz için fedakârlık etmeli, ülke sorunlarına odaklanmalı, birbirimize kin ve nefret gözlükleri ile bakmamamız gerekiyor. Bu cennet vatan hepimizin. Ayrıştıran değil, birleştiren değerler üzerinde yoğunlaşmalıyız. Geçmişten dava değil ders çıkarmalı, bizleri tarih sahnesinden silmek isteyen içimizdeki ve dışarıdaki hainlere fırsat vermemeliyiz.

En büyük hatamız dinlememek, sabit fikirli olmak, eleştiriye kapalı olmak…

Tahammülümüz sıfır.

Eski liderlerin televizyonlarda yayınlanan, karşılıklı konuştukları, fikirlerini beyan ettikleri programları özlüyorum.

İktidar için, muhalefet liderinin her konuştuğu yanlış, yalan, iftira… Muhalefet için iktidarın yaptığı her şey hata… Akıllı olmak zorundayız. Arabanın direksiyonunda oturanın, muavine kulak vermesi gerekir.

Yönetenler bu şekilde davrandıkları zaman bu doğal olarak halka da yansıyor. Dinlemiyor, tahammül edemiyoruz.

Türkiye’mizin menfaati için birlik olmak zorundayız. Başka Türkiye yok!