HUU SAYIN VEKİLLERİM

Hu Vekillerimiz nerdesiz. Bakın yoklama yapim... 2022’de bir yere kaybolmayasız. Beraber yürüyeceğiz Elazığ sokaklarında, beraber yanacağız susuzlukta, beraber arayacağız sahabımızı bu yollarda, bana her şey sizi hatırlati. Sizsiz bir Elazığ hayal edemim. Siz olmasaz biz ne yapacağız? Kimi yazacağız? Biriz bir kaldırımda, diğerleriz öbür kaldırımda ne zaman yürüyüp, vatandaşın teveccühünü test edeceksiz? Gerçi şimdi bu olayı üç beş ay erteledik, birinizin rahatsızlığından dolayı... Olsun biz gene bekleyeceğiz, diğer vekilimizin şifa bulmasını.

Vekilim ne tavsiye edersin? Bak Ramazan geliyor... Sahurda bir kırtik kahvaltı, iftarda da az yağlı mı yiyek? Yoksa ‘’ben karişmim, Canan hoca’ya mı sorun.’’ Diyisin? İşimiz Canan hoca’ya kalırsa kökten aç kalırız... Bayrama da az kaldı, küçük vekilimiz senin bayramına gelebilir. Öle elini uzatmamak filan etmiyesin. Bayramlar dargınların barıştığı küskünlüklerin unutulduğu günlerdir.

Bak ‘’2022 son 2023’te seçim var.’’ Diyip şimdiden veda ziyaretlerine filan başlamıyasız...                      Baktız bir dahaki dönem gene vekil kaldız. Onun için boşa gelip kimseye veda etmiyesiz. Kendinizi işinize verin, memleketin işlerini halletmeye devam edin. Çözülmesi gereken yığınla iş var. İnşallah sizlerin gayretlerinizle çoğu iş bu dönem hallolacak... Temennimiz o. Sevildiğinizi bilin, bizim kimsenin gayretinden zerre kadar şüphemiz yok. Yeter ki niyetler halis olsun. Hayatımıza renk katısiz. Hele o polemikleriz var ya... Dizi, film gibi oldu. Acaba yeni bölüm ne zaman? Diye heyecanla bekler olduk. Rahatsız olan vekilimize geçmiş olsun der, diğerlerine de sağlıklı günler dilerim.

***

İNŞALLAH MAHCUP OLMAM                             

Otuz sene kadar önceydi, Üniversiteden arkadaşım Elazığ’a ziyaretime gelmişti. Özellikle Harput’un mistik havasını teneffüs etmek arzusundaydı. Geçen sene yine yolu buralara düştü ve tekrar geldi. Giderken eleştirilerini sıraladı; Kısaca şehri beğenmemişti. Ben ise durumu yırtmak için anlattıkça anlattım. Neler mi anlattım; En başta ‘’Gardaş kusura bakma deprem bizi perişan etti. Ardından pandemi falan gibi bahaneler sıraladım ve ekledim. Sen bizi 2023 ve sonrasında gör’’ dedim. ‘’Hayırdır o tarihte ve sonrasında neler olacak?’’ dedi.                                                                                    Sıralamaya başladım; ‘’En başta yıkılan evlerin enkazları kalkacak ve yenileri yapılacak. İki tane kent meydanı ve otoparklar yapılacak. Arkeoloji ve Kent müzesi yapılacak. İkinci Üniversitemiz ise yolda... Kuzey çevre yolumuz bitecek, hızlı tren gelecek... Susuz ovalarımız suya kavuşacak. Pertek köprüsü yapılabilir, çimento fabrikası kalkabilir (Yalnız son ikisi kesin değil) Harput ve Hazar gölü turizmde cazibe merkezi olacak.’’ İlk olarak aklıma bunlar geldi... Arkadaşım ise ‘’gardaş bu dediklerin bitince beni davet et, yine gelem görem’’ dedi. Tekrar davet etmeye söz verdim. İnşallah mahcup olmam.

***

ZAM ZAM

Acilen bir doktora görünmem lazım... Zam kolik mi oldum ne? Gece yarısından sonra gözüm TV’de... ‘’Acaba bu gece neye zam geldi’’ diyim. Zamsız gecelerde krize girim. Üstümü başımı yırtim... Uyku tutmi. Birşey değil, bu zamlar bitince ne yapacam? Onu düşinim... Yohsam bir köşeye dar günler için zam mı stoklasam? Tamam da stokçuluk da suç! Üf yine krizim tuttu.

***

HAFTANIN FIKRASI:

Gencin biri kalkıp sinemaya gidi... Bahi ki yanına oturan emmi tütün sari...

-‘’Emmi bi cigara da bahan verisin’’

-‘’Tabakayı verem al sar’’

‘’Ben sarmayı bilmim. Sarar mısın?’’

 Ve Emmi, tütünü sarıp veri...

-Genç; ‘’Emmi ateşin de veri misin?

-’’Yaklaş, yaham yeğen’’

-Öhö öhö öhö… ‘’Emmi ben bu cigarayı bıraham deyim. Ne deyisin?’’

 -“Oğlum niye bırahisin? Saran ben, veren ben, yahan yine ben... Sahan ne zararı var?..”