BU KADIN DAHA NE YAPSIN?
Şimdi benim de dostum olan kebapçı Fuat Usta, vatandaşa hizmet için tuttu kebap fiyatlarını dibe çekti ve başka kebapçıların da aşırı fiyatlarla kebap satmasının önüne set çekti. İyi de etti ve bu davranışıyla halkın gönlünde taht kurdu. Çekemeyenler Fuat Usta’nın başına çoraplar örmeye de başladılar. Yeliz olayı gibi bir Ceren olayı patlattılar ama ellerinde kaldı. Zira herkes kimin ne olduğunu çok iyi bili.
Gelin size bu hafta Fuat Usta gibi Elazığ halkının gönlünde taht kuran birinden daha bahsedeyim. Kim mi? Adını birazdan yazacağım. Zaten yazmasam bile herkes hemen tahmin eder.
Elazığ’da kim dara düşse, başı sıkışsa onun yanına gider. O da imkânları nispetinde gereğini yapar. Yardım dernekleri, kültür ve kalkınma dernekleri, sanatçısı, sponsor arayanlar, desteğe ihtiyacı olan… Aklınıza kim gelirse ona müracaat eder. Elazığspor’un en büyük destekçisidir. İyi gününde, kötü gününde her zaman takımımızın yanında olmuştur. Herhal de evinde yüzlerce imzalı forması vardır. Galibiyet primi, deplasman giderleri, şampiyonluk primi… Ver de ver! Akşama kadar bu haberlerini dinledik; hep onun adı.
Tuttu, şehrine kocaman bir fabrika yaptı. Yüzlerce insana iş imkânı sundu. Kazandığını memleketinde yatırıma harcadı. İşe girenlerin aldığı maaşların haricinde, fabrika vasıtasıyla şehre giren dövizi de varın siz hesaplayın. Vallahi isteseydi fabrikayı gider başka bir şehre de yapabilirdi. Hem de yapım esnasında bir sürü dedikoduya maruz kalmadan. Zaten o mevzular devleti ilgilendirir.
Şimdi “Daha ne yapsın?” diye bir başlıkla yazı yazma mevzusuna nereden geldin diye sorabilirsiniz. O zaman açıklayayım.
Geçenlerde Harput Senfoni Orkestrası Azerbaycan'ın başkenti Bakü’ye konsere gitmişti. Konserden sonra, Kanal Fırat Haber Müdürü Zeki Akbıyık, tüm detayları Furkan Dilaver’in konuğu olduğu programda anlattı. Ben de izledim ve bir de mesaj attım. Furkan sadece tanıdıklarının, abilerinin, meşhurların mesajlarını okuduğu için benim mesajı pas geçti. Olsun, ben onu severek izlerim; başarılı da bir spiker.
Neyse, mesaj mevzusunu geçelim. Zaten eskiden mesaj icat olmadan önce mektup olayı revaçta olduğu dönemlerde de mektuplar postada kaybolurdu. Şimdi mesaj kaybolmuş; çok da mühim değil.
Zeki gardaş, Harput Senfoni Orkestrası’nın ve beraberindeki ekibin Azerbaycan çıkartmasını tüm detaylarına kadar anlatırken tuttu, dedi ki: “Tüm masraflar ve programın Azerbaycan’da bir TV kanalında yayınlanması için istenen 10 bin dolar bile Sn. Yasemin Açık Hanımefendi tarafından karşılandı.” Ben şok! Hemen kafamda yorumları kurmaya başladım ve tam benlik konu deyip köşeme taşıdım.
Belki programı kaçıranlar olmuştur, izlemeyenler olmuştur. Durun, biraz daha ilginç bilgiler aktarayım: Bedava olan sefere davet edilmelerine rağmen hiçbir milletvekilimiz katılmamış. Yav, ben şimdi ne diyeyim bilmim ki gardaş…
Gardaş, bu Harput Senfoni Orkestrası ha! Reklamın kralını yapi ha! Yav siz bunların yanına niye katılmamışsınız, bilmim ki…
Şimdi bu masrafları karşılayan, etkinliğe ön ayak olan, kalkıp da Azerbaycan’a giden Yasemin Açık Hanım… “Bu kadın daha ne yapsın?” bilmim ki. Kadın milletvekili adayı oldu ama önünü kesmek için çevrilmedik film kalmadı…
Lafın kısası, Fuat Usta ve Yasemin Abla gibi insanlar bu şehre lazım. Allah sayılarını arttırsın.
Kısa bir not düşeceğim: Yasemin Hanım’ı hayatımda bir kere canlı gördüm, o da ben kendi yürüdüğüm kaldırımda, o da karşı kaldırımdaydı. Hani demeyesiniz vıcık vıcık bir yazı… Yasemin Hanım’ı niye bu kadar övdün? Kim şehrime bir çivi çakmışsa, kim bu şehir için elini taşın altına koymuşsa yazarım gardaş.
***
RİCA
Değerli yazarlarımızdan Metin Aktaş geçenlerde güzel bir konuyu bana iletti. “Sizin kitap fuarı hakkındaki yazılarınızı okudum. Olumlu, olumsuz tüm konuları dile getirmişsiniz.” deyip, eksik bir konudan bahsederek “Neden bu konuyu da dile getirmediniz?” diye sitem etmiş.
Konu ise şu: Elazığ’daki kitap fuarlarına neden sol görüşlü, sosyal demokrat yazarlar davet edilmi veya onlar neden katılmi?
Şimdi, davet edilme olayı çok farklı. Benim bildiğim kadarıyla bu, yayınevleriyle ilgili bir konu. Onlar kimi getirir, bazı yayınevleri neden yoktur… Bunlar benim bilgimin dışında olan gelişmelerdir. Davet edilme olayı ise sanırım Belediye ve tertip komitesini bağlar.
Tabii bu bahanelerin tamamının geçerli olma şansı yok. Bildiğim kadarıyla çok ünlü yazar ve şairler fuara gelmek için yüksek paralar istilermiş. Yüksek para talep etmeden, hatta hiç para talep etmeden gelecek sol görüşlü yazarlar da elbette vardır.
Bu konu hakkındaki şahsi fikrime gelecek olursak; şahsen ben her görüşteki yazarın bizim fuarlarımıza katılıp renk katmalarına taraftarım. Her okuyucunun isteğine, talebine saygı duyarım.
Burada ilgili makamların, benim vasıtamla bu talebi okuyup dikkate almalarını temenni ederim. Kültür ve sanat şehri Elazığ, ayrıca hoşgörü sahibi bir şehirdir ve bunu daha da geliştirmelidir.
***
FOTOĞRAF
Gardaş, Cuma’ya gidisiz fotoğraf atisiz, Mevlüt’e gidisiz fotoğraf atisiz, cenazeye gidisiz fotoğraf atisiz, mezarlığa cenazenin definine gidisiz fotoğraf atisiz. Kim olduklarını yazmama gerek yok. Sözüm ortaya. Yapanlar üzerine alınsın ve çok hoş olmayan bu tavırdan vazgeçsin. Sevap kazanırken şov yapmanıza gerek yok ve bizim de sizin şovunuzu izlemeye mecburiyetimiz yok. Ha şimdi diyeceksiniz “Bakma gardaş.” Tamam, bakmayayım ama sosyal medyada, TV’de istemesek de gözümüze sokiler.
Hadi gelin size komik bir olay anlatayım. Şehirde bilinen üç tanınmış kişi asri mezarlığa cenazeye gitmişler. Cenaze defnedilirken bu üç arkadaş bir ağaç gölgesine oturup kaynatmaya başlamışlar ve muhabbet o kadar koyulaşmış ki, demişler “Gelin bu anın hatırasına bir de fotoğraf çekelim.” Kamera’ya gülerek poz verirken, arka tarafta mezara üzgün üzgün toprak atan biri de fotoğraf karesine girmiş.
Bu üç arkadaş fotoğrafları sosyal medyada paylaşınca, ben de fotoğrafı görünce hemen içlerinden birini arayıp durumu anlatıp uyardım ve fotoğrafı kaldırttım.
Diyeceğim şu: Gardaş, saydığım yerlerde fotoğraf filan çekip atarken bari sağınızdaki, solunuzdaki, arkanızdaki kişilere de dikkat edin. Sonra komik duruma düşersiniz. Hayrınız da boşa gider.