Bozova’daki küçük bir atölyede, Muhammed adında 15 yaşında bir çocuk vardı.
Bir çırak değildi aslında — korunması gereken bir çocuktu.
Ama hayat, ona ustalık değil acı öğretti.

İnsan aklının bile taşımakta zorlandığı bir şiddete maruz kaldı.
Günlerce yaşam savaşı verdi ve sonunda yorgun bedeni dayanamadı.

Muhammed’in ölümü, yalnızca bir yargı haberi değil;
İş Sağlığı ve Güvenliği’nin “özel risk grupları” dediği gerçeklerin acı bir hatırlatıcısı.

Genç ve çocuk çalışanlar neden korunmalı diye soranlara
Muhammed’in hikâyesi cevap veriyor:

⬩ Güçleri daha azdı,
⬩ deneyimleri yoktu,
⬩ otorite karşısında savunmasızdı,
⬩ sessiz kalmaya mecbur bırakılmıştı.

İSG literatüründe boşuna yazmaz:

“Genç çalışanlar, kaza ve istismara karşı en yüksek risk grubudur.”

Atölyede yaşanan şiddet, tek bir insanın değil, korunamayan bir çocuğun dramıydı.

Peki İSG bu olayı nasıl okumalı?
Çok net:

✔ Çocuk ve genç işçiler iş yerinde ekstra korunmalı.
✔ Gözetim, eğitim, psikolojik güvenlik ve mentor sistemi şart.
✔ Çıraklık öğretmek kadar korumayı da içermeli.

Muhammed’in ölümü aslında tek bir soru bırakıyor geriye:
Genç çalışanları nasıl koruyacağız?

Belki cevap şurada saklıdır:

Onlara “alışsın” diye değil,
“yaşasın” diye yaklaşmakta.

Bir çocuk daha hayattan kopmasın diye… Bir atölye daha karanlık bir odaya dönüşmesin diye…

Muhammed’in adını unutmak için değil, bize yol göstermesi için hatırlayalım.

Çünkü bir toplumun gücü, çocuklarına ne kadar değer verdiğiyle ölçülür.

Ve Muhammed bize son kez şunu fısıldadı:

“Genç çalışanlar geleceğin ustasıdır, ama önce bugün korunması gereken çocuklardır.”

Keşke çocuklar hiç çalışmak zorunda olmasa…
keşke çocuklukları çırak tezgâhlarında değil, oyun bahçelerinde kalsaydı.