ÇILGIN PROJELERİM!

Ben de aday adayı olacağım…

İşte çılgın projelerim!

Kusura bakmayın olan bu, daha seçime epeyi bir zaman var…

Zamanla başka çılgınlıklarım olursa yazarım. Aday adayları size diyim. Bana bakıp kopya çekmiyesiz! Bu projelerimi noterden tasdik ettirdim haberiz olsun. Fazla merakta bırakmıyam işte projelerim;

-Hızlı Treni 2034’ten önce getirteceğim.

-Kömürhan’a dördüncü köprüyü yapıp, tünel sayısını 23’e çıkaracağım.

-Elazığ ile Pertek arasına barajın altından tüp geçit yapacağım. Daha kimse ağzına köprü lafını almayacak.

-Kent meydanlarının tabanlarına Elazığ’ın meşhur mermerini döşeteceğim.

-Çimento fabrikasını öyle bir uzağa taşıyacağım ki yüz sene geçse dahi kimse geri getiremeyecek.

-Barajların suyunu şehrin göbeğinden kanallarla geçireceğim, millet balkonlarından oltalarını atıp alabalık tutacak. Kayıklarıyla işe gidip gelecekler.

-Her mahalleye bir alt geçit yaptıracağım, alt geçitlere doyacaksınız.

-Şehir merkezinden, Harput’a kadar merdiven yapacağım. Herkes rahat rahat Harput’a gidip gelecek.

-Yakın illere helikopter seferleri başlatacağım.

-Her ilçeye en az bin kişinin çalışabileceği fabrikalar yapacağım.

-Barajlarımıza bir milyar tane yavru sazan ve alabalık salacağım millet balığa doyacak.

***
EYMEN GARDAŞ…

TOKİ’nin komşum Sinan’a, yaptığı evin inşaatı aynı şekilde devam edi. İnşaat devam ederken her geldiklerinde iki parça işi yapıp gidiler. Bahardan beri hemen hemen her akşam inşaatın karşısında oturup evi seyredik. En son geldiklerinde iki iş daha yapmışlar. Pimapen takılmış (camsız) birde çortun takılmış. Daha önce geldiklerinden gene iki iş yapılmıştı. Klozet ve mutfak dolabı (kapaksız) takılmıştı. Şimdi bu deprem evi biterse kime faydası var, kime zararı var? Faydası Sinan’a zararı bana…

Niye zararı bana? Çünkü bahardan beri evi görme bahanesiyle gidip semaverde çayımı içip, çerezimi, kekimi, meyvemi yiyip keyfime bahidim…

Geçen gece yine gittim. Komşum Sinan hop oturup hop kalkıdi. Ben de sinsice bıyık altından gülüp vah vah diyidim. İçimden de inşallah TOKİ evi kısa sürede bitirmez diye dua edidim. Biterse yakınlar da gidecek, otlanacağım deprem evi de yok. Zaten bulunduğumuz köyde Poyraz’da bir tane yapilimiş ve gecikme de ondanmış. TOKİ’nin yetkilileri öyle demişler. Bu yetkililer var ya inanın randevularına hiç sadık değiller. Niye mi? Komşum telefon açıp köpürünce yatıştırmak için falan saatte ahan da yanındayız diyip bir sefer bile gelmemişler. Zavallı komşum boşu boşuna randevu saatlerinde onları beklimiş. Son bir gelişme daha evi bitmeyen komşum Sinan, depremde hasar gören evde oturmaya devam edi ve evden artık çatur çutur sesler gelmeye başlamış. Hanımı ve kızı Yusra mutfağa girmeye korkilermiş. “Ya mutfak üstümüze çökerse, ne yaparız” diye kara kara düşinilermiş. Aldı mı beni de bir korku mutfaktan faydalananlardan biri de benim…

Yok Gardaş yok! Bu TOKİ resmen ekmeğimle oyni…

Onu boş ver de herhangi bir olumsuz durumda nereye kaçacaklar merak edim? Zaten ta baştan ben demiştim. “Komşu yazın yeni evinde, ayaklarımı uzatıp şehir manzarası seyrederim diye boşa hayal kurma. Burası bitmez işte!” Hadi git kumda oyna bir de bana kızıdin! Sanki ben gidip TOKİ’ciler ile Gardaş size zahmet burayı bitirmeyesiz, bura benim tek geçim kaynağım dedim. Komşum Sinan’ın yanına ev bahanesiyle gide gele yeğeni eski köylüm (Kesrik) Eymen ile de dost olduk. Eymen yedi, sekiz yaşlarında. Bana köylerinden nahna (lahana) getirme sözü verdi. O da ara sıra bize laf sokuşturup duri; diyi ki “Kesrik’te nahna var mı? TOKİ’nin yaptığı eve bir mahna.’’

He Eymen Gardaş he! Niye bizle kafa bulmuyasın. Ev zamanında bitseydi böyle diyemezdin. Evi filan boş ver sen nasıl bana nahna getireceksin onu düşün! Kolay kolay alacağımdan vazgeçmem haberin olsun…

***

HAFTANIN FIKRASI:

Baskilli genç askere gider ve mutfakta görevlendirirler. Mutfaktaki buzdolabının yanından her geçişinde selam verir. Bu durum komutanının dikkatini çeker ve Baskilli’ye sorar;

-“Oğlum ne yapıyorsun? Hiç buzdolabına selam verilir mi?”

Baskilli genç asker ise şöyle cevap verir; “Komutanım nasıl selam vermeyem? Baksana üzerinde general elektrik yazi!..”

HAFTANIN FOTOĞRAFI:

Not: Fotoğraf için Gürhan KARAKUŞ’a teşekkür ederim..