Yazımı kaleme aldığım günler, 2022 yılının son günleri…

Her şey daha iyi, daha güzel olacak derken; bir yılı uğurlarken, yine sisli ve öngörülemez bir yeni yıla daha girmeye hazırlanıyoruz!

Zam sarhoşu olan sözde masum vatandaş, geçim sıkıntısı içerisinde yaşama mucizesini dünyaya haykırmaya ve dünyayı hayretler içerisinde bırakmaya devam ediyor. Nasıl olmasın değerli okurlarım, zamlar yüzde bilmem kaç oranında arttığı, maaşların daha ceplere girmeden buhar olmuş bir ülkede, akıl sağlığını koruyarak yaşamak, çocuk büyütmeye çabalamak insan evladına pek mümkün görünmüyor…

Meşhur sanatçı Mazhar Alanson’un seslendirdiği, “Bir zamanlar fırtınalar estirirdim” adlı şarkısının içerisinde geçen sözler durumu açıklayabilir nitelikte…

Ne diyor sanatçımız? “Süpermen, Süpermen olmak lazım bazen…” 

Evet gerçekten şaka bir yana bu şartlarda geçinebilmek için insanın süper yeteneklerinin olması lazım. Cadde veya pazarda gezerken insanlara dikkat etmenizi öneriyorum. Toplumun psikolojisinin bozulduğunu hissedeceksiniz. Nasıl bozulmasın şartlar ortada.

Hoşgörü, hak veya düzen yönünden bakıldığında günden güne kötüye gidiyoruz. Yol vermek bir yana yayaların üstüne araç süren şoförler mi dersiniz… Karşıdan karşıya geçerken, salondan oturma odasına giden ev sakini modunda yürüyen insanlar mı dersiniz. Robot gibi cep telefonuyla oynayan, kulağında kulaklıkla bir başka âlemde olan mı dersiniz…

Ne ararsanız bulma ihtimaliniz çok yüksek. Bulamayacağınız tek şey ise değerlerimiz.

Camide Cuma namazı sonrası hızla boşalan cemaat arasında gözümün önünde gerçekleşen bir olay ise çok daha düşündürücü ve üzücüydü. Namaz kılmaya gelen 12 bilemediniz 13 yaşlarında bir çocuk, farz olan Cuma namazı sonrasında yaşanılan hareketlilikte, yanına yaklaşan yaşlı bir amca tarafından kolundan tutularak geriye atılmıştı, yaşlı amca hemen niyet edip namaza dururken, bir arka safta yer bulan küçük çocuk hem şaşkın hem de mahcup bir tavır içine bürünmüştü…                            Bu hal içerisinde tekrar niyet ederek namaza durduğunu gördüm. Nasıl mahcup olup farklı bir ruh haline bürünmesin, bir cemaat içerisinde en çok değer verilmesi gereken kişiler çocuklar ve çok yaşlılardır. Onları kırmamak, incitmemek gerekir.  Gençlerin ve çocukların camiye gelebilmeleri ve en azından orada cemaat tarafından değer gösterilmesi belki de bir daha camiye gelmeleri için önemli bir teşvik olacaktı…

Bu çocuğun belki de kalbi kırıldı, onun bu kırılan kalbinden ötürü Rabbim muhafaza etsin belki de camide bugün o vakit hiç birimizin namazı kabul olmayabilir? Rabbim kullarının kalbine bakar. Halis niyetli amel ve ibadetlerine bakar. İster en arka safta ol. İster isen en önde.  Bu olay karşısında müdahale etmek istesem de acelem olduğundan dolayı namaz sonrası camiden ayrıldım. Ancak toplumun tahammülsüzlük hali cami içerisinde bile hâkimdi…

Yeni yılda yeni umutlar, yeni başlangıçların olacağı; ülkemizin ve devletimizin daha güçlü olarak toplumsal barış ve hoşgörü iklimi üzerinde yaşayacağı bir yıl olmasını istiyorum.

Birlik ve beraberlik içerisinde, üreten ve kalkınan Türkiye’nin, Dünya’da hak ettiği yere ulaşmasını istiyorum. Yeni yılın sağlık, huzur, bereket ve bol şans ile beraber gelmesini istiyorum. Tüm bu dileklerimin kabul olmasını Yüce Allah’ımızdan istiyorum. Hayırlı ve uğurlu nice yeni senelere…