2023 yılı genel bütçe giderleri içerisinde yer alan toplam faiz ödemeleri için 565.6 milyar lira ödenek ayrılmış olup, buna göre iç ve dış borç faiz ödemeleri için bütçenin yüzde 12.7’si harcanmış olacaktır. Türkiye’nin brüt dış borç stokunun 31 Aralık 2022 itibariyle 459 milyar dolar olduğu açıklandı. Bu dış borç stokunun milli gelire oranı yüzde 50.7 olarak gerçekleşti. Hazine garantili dış borç stoku ise 15.9 milyar dolar olarak hesaplandı. (1)

Maliye ve Hazine Bakanlığı 30 Nisan itibariyle merkezi yönetim brüt borç stoku verilerini açıkladı. Resmi verilere göre, merkezi yönetim brüt borç stoku yıl başından bu yana 408 milyar lira artarak

4 trilyon 180 milyar liradan 4 trilyon 588 milyar liraya yükseldi. Bu borç stokunun yaklaşık yarısı iç, yarısı da dış borçlardan oluşuyor. Son dört aylık dönemde dış borçlanma şartlarının ağırlaşması nedeniyle iç borçlanmaya ağırlık verilmiş olup, yıl başındaki 1 trilyon 979 milyar olan iç borç yüzde 15.9 artışla (314 milyar lira) 2 trilyon 293 milyar liraya ulaştı. Böylece 2 trilyon 295 milyar tutarındaki dış borç arasındaki makas kapandı. Bunun dışında iç ve dış borç ödemelerindeki faiz yükü anaparadan yaklaşık üç katı olarak gerçekleşti.

Bu kadar yüksek faiz yükü bütçede bir gider (harcama) kalemi olarak yer aldığı için ödediğimiz vergilerle finanse edildiği ve bütçenin yüzde 12.7’sine karşılık geldiği görülmektedir. Başka bir deyişle bütçemizin yüzde 12.7’si faize harcanmış olacaktır.

Ülke risk priminin (CDS) 500 seviyelerinde olduğu açıklanmaktadır. Bu ise dışarıdan borçlanma riskinin giderek artması anlamına gelmektedir. Alman Stuttgart Borsası’ndaki borçlanma verilerine göre Türkiye’nin yurtdışından Dolar cinsinden yüzde 9.3 oranıyla Euro cinsinden ise yüzde 6.68 oranıyla borç bulması dikkat çekmektedir. (2)

Bu yılın tamamında öngörülen 659 milyar liralık bütçe açığının bu yılın ilk dört ayında 382 milyar liraya ulaşması, açığın yıl sonunda 1.5 trilyona yükseleceğini göstermektedir. 6 Şubat deprem felaketi maliyetinin yaklaşık 85-100 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir. Bunun dışında seçim öncesi verilen sözler ve hesapsız harcamalarla 2022 yılında olduğu gibi bu yıl da yine ek bütçenin gündeme gelmesine neden olacağı tahmin ediliyor.

Onlarca yıldır yeniden ve giderek daha fazla borç alarak, ekonominin çarklarını çevirmeye çalıştık. Bunun sonucunda, bütçe açıklarının veya ek bütçenin vergi gelirlerindeki artışın dışında yine borçlanma ile karşılanması kaçınılmaz oldu. Ürettiğimizden daha fazla harcadığımız için bu harcamayı diğer ülkelerden borçlanarak kapamak zorunda kaldık. Amaçlanan, ekonomide kendi kendimize yeterli olmamızdır. Bunun da adı “cari açıksız bir büyümedir.” Üretmeden tüketerek ve bunun için daha fazla borçlanarak büyümenin sonuna geldiğini düşünüyoruz. Kaldı ki, “delik kovanın su tutmayacağını” unutmamak gerekir.

Kaynakça :

(1)   capital.com.tr

(2)   Prof. Dr. Elif Yılmaz