Bugüne kadar Elazığ’ın Türkiye’ye ve özellikle dünyaya tanıtımında “Uluslararası Hazar Şiir Akşamları” festivali dışında fazla bir enstrümanımız olmadığı için genellikle orcik, geleneksel tarım ürünlerimiz, salçalı köfte festivali ve benzeri özellikli olmayan değerlerimizi öne çıkararak bir şeyler yapmaya çalıştık. Bu yüzden fazla bir başarı elde edemedik. Oysa, bu tür tanıtımlarda evrensel bir değerin öne çıkarılması ve bu değerin her kesimin beğenisini kazanması gerekir. Bu açıdan bakıldığında, marka değeri olan ve evrensel bir özellik taşıyan Harput Senfonisinin tanıtımında önemli bir seçenek olacağı görüşündeyiz.

· Harput Senfonisi bir fikirdi,

· Harput Senfonisi bir vizyondu,

· Kültür insanı merhum Fikret Memişoğlu’nun 1950’lerde bir temennisi idi.

· En önemlisi dünyada hangi müzik olursa olsun çok sesli olarak icra edildiğinde bir zenginliğin yaratılmasına neden oluyor ise, hiç kuşkusuz bu icranın bizim müziğimize de farklı bir güzellik ve evrensel bir boyut kazandıracağı düşüncesi Harput Senfonisi için bir çıkış noktası oldu.

Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı bütün bu özellikleri ve söz konusu öneriyi dikkate alarak bir hayali hayata geçirmiş oldu. Düşünce aşamasından bugüne kadar geçen zaman diliminde yaşadıklarımızı yani Harput Senfonisinin hikayesi, 2010 yılında Devlet Opera ve Bale Genel Müdürlüğü’ne, Harput müziğinin “çok sesli senfonik orkestraya uyarlanması ile ilgili bir eseri” kime yaptırabiliriz düşüncesi ile verilen bir dilekçeyle başladı. Vakfa bildirilen isimler içinden seçilen Bujor Honic’e eserin yaptırılması ile süreç hızlandı. İki yılda tamamlanan çalışmalar ile eser ilk kez 2012 yılında Elazığ’da Nurettin Ardıçoğlu Kültür Sarayının ilk konseri olarak Adana Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası ile gerçekleşti. Büyük bir beğeni alan Elazığ konserinden sonra eser Ankara, İstanbul, Adana ve İzmir’de toplam 7 konserle sahnelendi. Konserlerin bir çoğu TRT Müzik kanalında yayınlandı. Sadece Elazığ’lıların değil büyük bir halk kitlesinin ilgi ve beğenisini aldı.

Senfonideki müzikal zenginlik türkülerimizin ruhu, heyecanı ve düzenine çok renkli ve farklı bir özellik katınca ortaya Harput Senfonisinin güzelliği çıktı. Bu çalışmanın Elazığ-Harput musikisi için bir dönüm noktası, bir başka deyişle milat olduğunu düşünüyoruz.

Sanat ve kültür zenginliğimiz içinde önemli bir yeri olan Harput musikisinin çok sesli senfonik orkestraya uyarlanması ve opera sanatçıları tarafından icra edilerek müzik dünyasına takdim edilmesi bir ilkti. 4 bin yıllık bir tarihi geçmişi olan Harput kültürünün çeşitliliği ve renkliliğini bu eserle dünya sahnelerine taşımanın ve tanıtmanın mümkün olacağını düşünüyoruz. Bir yörenin geleneksel müziği bu eserle ilk kez senfonik olarak icra edildi. Bu nedenlerden dolayı Harput Senfonisi özeldir ve markadır.

Bu eserin meydana gelmesinde o kadar çok kişinin emeği ve katkısı var ki, konserlerde sponsor olan ve katkı sağlayanlar, konserlerin gerçekleştirilmesini sağlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün ve Adana Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nın desteği göz ardı edilemez.

Bu çalışma Elazığ ve Harput musikisinin bugüne kadar geçirdiği süreçte ulaştığı zirvedir. Bu eserle musikimiz evrensel bir boyut kazanmış olacak ve dünya sahnelerinde sergilenme şansı bulacaktır. Böylece sanat ve kültür zenginliğimizin tanıtımında önemli bir rol oynayacaktır. Şehrin bu fırsatı iyi değerlendirmesi ve Harput Senfonisini bir marka olarak kullanması gerektiğini ve tanıtım için doğru bir adres olduğunu düşünüyoruz.