2024 yılı bütçe kanununda öngörülen 1 trilyon 651 milyar lira tutarındaki bütçe açığı bugüne kadar gelinen en yüksek seviyeyi gördü. Bütçede hedeflenen 8 trilyon 353 milyar liralık vergi gelirleri, 2023’te gerçekleşen 4 trilyon 500.8 milyar lira vergi tahsilatının neredeyse iki katı.

Hazine ve Maliye Bakanı 2024 yılında vergilerde artırıma gidilmeyeceğini, sadece vergi yasalarında yer alan istisna ve muafiyetlerin gözden geçirileceğini açıklıyor. Sözü edilen istisna ve muafiyetlerin geçen yıl 994 milyar lira olarak öngörülmüş iken, 1 trilyon 476 milyar lira olarak gerçekleştiğini görüyoruz. 2024 yılında ise istisna ve muafiyet yolu ile vazgeçilen vergi tutarı 2 trilyon 210 milyar lira olarak hesaplanıyor. (*) Bu tutar 2024 yılı için öngörülen bütçe açığının üzerindedir. Bu durum yani istisna ve muafiyetler nedeniyle vazgeçilen vergi konusunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Vergi sisteminde istisna, muafiyet ve düşük vergi oranı uygulaması şeklinde ortaya çıkan bu düzenlemeler gelir, kurumlar, katma değer, özel tüketim ve diğer vergileri kapsamaktadır. Bu yolla Devletin vazgeçtiği vergilerin büyük bir bölümü Gelir ve Kurumlar vergilerinde yer almaktadır.

Bütçe açığının kapatılması için düşünülen vergi istisna ve muafiyetleri ve benzer düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesi ve gider tasarrufu dışında idarenin fazla seçeneği olmadığı dikkate alınırsa, hedefteki alternatifleri şu ana başlıklar altında toplayabiliriz.

·        Vergi düzenlemeleri,

·        Borçlanma yolu,

·        Bütçe giderlerinde tasarrufa gidilmesi

Vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payı yüzde 76 olduğu göz önünde bulundurulursa, bir taraftan düşük vergi, istisna ve muafiyetlerde düşünülen düzenlemelerin öncelikle Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergilerinde yapılması doğru olacaktır. Böylece vatandaşın üzerinde vergi yükü bir miktar azaltılmış olacaktır. Diğer yandan Gelir ve Kurumlar vergilerinde, yatırım ve üretim dışındaki istisna ve muafiyetlerin yeniden gözden geçirilerek vergi gelirlerinin arttırılması ve bu yolla bütçe açığının azaltılması doğru bir tercih olacaktır.

Borçlanma seçeneğinde; dış borç geri ödeme tutarının Ocak 2024 sonu itibariyle 225.4 milyar dolar ve Türk Lirası karşılığının ise 7.2 trilyon lira olması işimizin ne kadar zor olduğunu göstermektedir. Bunun dışında bu yıl için ayrıca 1 trilyon 254 milyar lira faiz ödemesi yapılacağı dikkate alınırsa yakalandığımız olumsuzluğun boyutu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle sırf bütçe açığını kapatmak için yeniden borçlanma doğru bir seçenek olmayacaktır. Ancak, Hazine 2024 yılında ilk 4 ayda oluşan 691.3 milyar açığını yine borçlanma ile kapatmak zorunda kaldı.   

Bütçe açığının kapatılması için düşünülen alternatifler içinde devlet harcamalarının gözden geçirilmesi, tasarruf önlemlerinin alınması en doğru çözüm olacaktır. Bütçe giderlerinde özellikle döviz garantili projelerle ilgili bir kısım sözleşmelerin Türk Lirasına dönüştürülmesi ile önemli bir tasarruf sağlanacağını düşünüyoruz. Bunun yanı sıra devletin 2024 yılında hedeflediği istisna ve muafiyet yoluyla almaktan vazgeçtiği vergilerde yapılacak düzenlemelerle bırakın bütçe açığını, bütçenin fazla vermesi bile olası hale gelecektir.

Kaynakça:

(*) GİB’nın Vergi Harcama Tahmini