Dünya eskisinden de hızlı dönüyor. Öyle böyle değil saatte 1670 Km hız ile dönen dünyamız, son bilimsel verilere göre hızlanmaya başlamış. Şimdi diyeceksiniz ki dünya dönüyor liderler dönmüş çok mu? Aslında rahmetli sanatçımız Barış Manço, on yıllar öncesinde seslendirdiği ve her biri birer ders niteliğindeki “Ali yazar Veli bozar” adlı şarkısında bu gerçeği dile getirmişti…

Şarkının içerisindeki o sözler aynen şöyle diyordu…”Of ooff… Bir gün dönsem sözümden, Düşerim dost gözünden, Dünya dönüyor dostlar, Bir sözden dönsem çok mu? Devran dönüyor dostlar, Ben dönmüşüm çok mu?” doğru lafa ne denirdi… Sevgi saygı ve rahmetle anıyoruz büyük usta Barış Manço’yu.

Sözden dönmek insanı gözden düşürür, doğrudur. Ancak geçen akşam haber bültenlerine yansıyan ve TBMM de gerçekleşen bir oturumda, iktidar milletvekilinin söylediği, birazdan yazacağım sözleri duyunca bir yaşıma daha girdim… Aslında şaşırmamak gerekiyor, alışmış olmamız gerekiyor ancak bünye bu kadarını kaldırmıyor, kaldıramıyor… Sayın vekilimiz kürsüde konuşma yapan muhalefet milletvekiline cevaben, ”İnsanların bakış açısı değişemez mi? Siz bir ömür boyu aynı düşünceyi mi savunuyorsunuz?.. “ diyerek sesleniyordu. Konu hepimizin bildiği gibi Ak Parti lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yıllardır darbeci, katil, aşağılık diye seslendiği, Sisi ile el sıkışmasından kaynaklanıyor.

İnsan, yaşadığı süre içerisinde kazanmış olduğu tecrübelerden dolayı, hayatında bazı kuralları değiştirebilir, esnetebilir veya uygulamayabilir… Bu tamamen o insanı bağlar. Sonuçlarına artı veya eksi kendisi göğüs gerer.

Ancak, Devlet yönetiminde bunun ciddi zafiyet doğuracağına inananlardanım. Devletlerin hafızası, devletlerin çıkarları vardır. Bu çıkarlar dönemsel olarak devlet başında olan siyasi figürlerin çıkarlarına göre değiştirilemez, değiştirilmemelidir. Hele ki bu tarz devletlerarası olayları iç siyasette malzeme olarak kullanmaya kalkarsanız. Bu gibi istenmeyen durumlara düşersiniz. Düşebilirsiniz demiyorum, düşersiniz diyorum. Bu kadar net. Gerçi her türlü değeri siyasi malzeme olarak kullanılmasına yaklaşık yirmi senedir alışığız ancak, devletimizin dünyadaki saygınlığı, iç siyasi çekişmelerden çok daha önemlidir. 

Yirmi senedir defalarca çark eden bir yönetim, akıl ve vicdan sahibi yüreklerde silinmesi zor izler bırakacaktır. Devlet kandırılamaz, Devlet uyutulamaz, Devlet zafiyeti kabul etmez. Devletin organları vardır. Uyarı mekanizmaları vardır. Bunlar düzgün bir şekilde çalıştırılmalı ve gelen ikaz seslerine kulak verilmelidir.

Artık toplumun birçok kesiminde, çark etme, bugün kötü dediğine yarın iyi diyebilme son derece normal bir hal aldı. Eğer ülke yönetiminde görevli bir insansanız, çıkıp açık yürekli ve mertçe, “bundan ve bundan dolayı bu noktada bu hamleleri yapıyorum, bunu siz değerli halkıma duyurmayı borç biliyorum” dedikleri zaman, inanın halk içerisinde değerleri çok daha fazla artacaktır. 15 sene her türlü hakareti yaptığınız, yargılanması için namus sözü verdiğiniz bir insan için şimdi çıkıp meydanlardan oy istiyorsanız bunu açık açık seçmenlerinize söylemeniz gerekmektedir.  Milletin aklı ile dalga geçmeden, oluşabilecek kötü maksatlı dedikoduların önüne geçerek, açık ve net bir şekilde, vatandaşın gözünün içine baka baka bunu söylemeniz gerekmektedir.