Tamamen gençlerden oluşan Elazığspor’u sadece iç saha maçlarında izlediğimiz için, Bordo-Beyazlı takımı değerlendirmemizi de kendi saha ve seyircimiz önünde oynanan müsabakalardaki gözlemlerimize dayanarak yapıyoruz tabii…
“Bizim Çocuklar” diye atıfta bulunduğum gençlerimizin her türlü imkânsızlıklara rağmen ortaya koydukları mücâdele, 90 dakika süreyle sergiledikleri performans, taktik disipline riayetleri ve Allah vergisi yetenekleri oranında oynadıkları futbolu “ölçü” kabul etiğim için, sonuç ve skor dâima ikinci plândadır benim için…
Elbette takımının kazanmasını, hiç yenilmemesini ve sürekli başarılar elde ederek şampiyonluklara ulaşmasını ister insan…
Ancak, futbolun gereklerini yerine getirmeden elde edeceğiniz başarılar gelip geçici olur ve aldatıcıdır mutlaka!..
***
Futbol, milyonlarca insanı peşinden koşturan ve hemen herkesin bilgi sahibi olmasa da fikir sahibi olduğu bir oyun hâline gelmiş durumda günümüzde…
Öyle ki “futbolun içinden gelmiş” nitelemesiyle; top peşinde koşmuş, forma ıslatmış, soyunma odasının kokusunu almış, toprak sahaların tozunu yutmuş, oyun alanının kenarındaki barakadan takım yönetmiş olan futbol sevdâlıları ile tâbiri caizse “topu görse karpuz sanacak” diye adlandırılan, ama seyirci, yorumcu, hatta yönetici olduktan sonra bir çırpıda futbol ulemâsı kesilen ve “tereciye tere satan” misâli, size bize futbol öğretmeye kalkanları iyi ayırt etmek gerek!
İtibar etmemek gerek bu sonradan görmelere!..
“Bizim Çocuklar” da bilmiyorlarsa, öğrenecekler bu gerçekleri…
Etkilenmeyecekler kim olursa olsun, bilecekler kazandıklarında kendilerini göğe çıkarıp, kaybettiklerinde yerin dibine geçirenlerin aslında futbolu hiç ama hiç bilmediklerini!..
***
Elazığspor’un mevcut kadrosu, izlediğimiz iç saha maçlarından sonra yaptığımız müsabaka analizlerinde yorumladığımız gibi; “tecrübesiz”, özgüveni eksik, ama bu eksilerin yanı sıra sâhip oldukları özelliklerle de artıları fazla olan eğitilebilir gençlerden oluşuyor…
Dolayısıyla, Bergama Belediyespor’a yenilen de, Artvin Hopaspor’u elinden kaçıran ve 90 artıda yediği golle berabere kalan da, pazar günü Karaman Belediyespor’u yenerek ilk galibiyetini elde eden de, aynı takım, “Bizim Çocuklar”dan oluşan Elazığsporumuzdu.
Şimdi bu gerçek ortadayken, değişen yargılar; Elazığspor’u takım olarak değerlendirmek, artılarını ve eksilerini ortaya koyarak doğru analiz ve eleştiri yapmak yerine, sonuca ve skora bakarak hüküm verme yanlışına düşmekten kaynaklanıyor.
Yani Elazığspor kazanırsa iyi, her şey tozpembe, ama kaybedince kötü olmamalı elbette…
***
Elazığspor, vasat bir rakip görünümündeki Karaman karşısında 3-4-3 görünümündeki dizilişiyle; Muhammed, Eray, Gökhan’dan oluşan savunmasını dönüşümlü kullanırken, Salih önliberoda oyunu iki yönlü oynamasıyla, Ahmet Ertuğrul yine ofansîf özelliğiyle öne çıkan isimler oldu.
Dizilişteki farklılık solda İzzet, sağda Fıratla rakip kalede daha fazla görünmemizi sağlasa da Yusuf Ensar tutuk olunca, Bordo-Beyazlı takım hücum aksiyonlarını sonuçlandırmada etkisiz kaldı?
Asıl olumlu yansıma; Murathan’ın solda, sahanın en genç oyuncusu Ahmet ORMANOĞLU’nun sağda hücuma katkıda bulunmaları kadar, top rakipteyken kanatlarını kapatıp savunmayı 5’liye dönüştürerek, Karaman Belediye’ye duran top dışında çok net pozisyon şansı tanımamalarıydı!..
Bu pozitif görüntüye rağmen, 2. Yarı’da tek farklı skor üstünlüğünü korumaya çalışan Elazığspor, ileride top tutup savunmada nefes almak, topa hâkim olup bol pas yapmak yerine, topu kalesinden uzaklaştırmak için dan dun oynarken, duvara çarpan topun kalemize daha çabuk döneceğini hesaplayan olmadı ve takım, kenar yönetimin yersiz telâşı nedeniyle uzun süreli panik yaşadı!
Cafer AYDIN daha sâkin davranmalı, en az sahadaki takım kadar kulübede yer alan yardımcılarıyla birlikte, görevli ve yedek oyuncularına da teknik alanın patronu vasfıyla hâkim olmalı!
Elazığspor 2. Yarı’da geri yaslanmanın bedelini kalesinde görebileceği bir golle ağır ödeyebilirdi?
Oyuncu tercihinde yine adil davranamayan ve ne hikmetse 3 değişiklikle yetinen Cafer AYDIN, sahada dolaşan Görkem’in yerine, orta alanda top tutabilecek M. Umut ile Selim Enes’i oyuna sürüp, sahada takımı, tribünde taraftarı stresten kurtarabilirdi?
Bereket versin Elazığspor kazandı da, sonuca ve skora göre yorum yapanlar eksilerin farkına varmadı!