Alın teriyle, çalışarak ve emek vererek çalışan insanlar için faturalar çok önemlidir. Çoluk çocuğunuzun rızkını kovalarken gelen faturalar, bütçenizdeki dengeyi bozmamalı. Haneye veya dükkânınıza giren ücretlerin sabit kaldığı, bazen düştüğü; yapılan maaş zamlarının kuşa dönüp uçup gittiği bu aylarda katlanarak gelen faturalar uykuları kaçırıyor.

İnsanlar faturalarını ödeyemediği zamanlarda türlü toplumsal huzursuzlukların çıkması an meselesidir. Mutlaka bunun önüne geçilmesi lazımdır.

İktidarın, halkımızın belli bir kısmına ‘’Fatura Desteği’’ adı altında yardım yapılacağının söylentisi kulislerde dolanırken, insanın ağlayayım mı? Güleyim mi? demesi geliyor.

Halkın fatura desteğine ihtiyacı olabilir ancak bu yanlış bir yoldur. Halkın asıl ihtiyacı’tir. Üretimin artarak paramızın değer kazanmasıdır. Kısacası halkın alım gücünü artırmalıyız.

Eski bir Kızılderili Atasözü aklıma geldi... “Bir kişiye yardım etmek istiyorsan ona balık verme! Balık tutmasını öğret...”

Elektrik faturası ödemek, bu çağda bana çok garip geliyor. Devlet desteği ile özellikle konutlarda güneş enerjisi ile elektrik üretimi gerçekleştirmek geçmiş yıllara göre daha erişilebilir düzeyde olduğunu düşünüyorum. İlimizde yeni yapılan TOKİ konutlarının veya yeni yapılacak konutların çatılarına elektrik enerjisi üretebilmek için güneş panelleriyle döşendiğini düşünebiliyor musunuz? Elektrik üretebilmek için yurt dışına ödediğimiz milyarlarca doların cebimizde kalması ve bu paranın diğer yatırımlarımız için kullanıldığını düşünsenize...

Geçen yıllarda, Hükümetimizin uygulayacağı, binalarda ısı yalıtımı ve doğalgaz giderlerimizin ciddi anlamda düşüreceği söylenen, ‘’Bina Enerji Kimlik Kartı’’ ile tasarruf edileceği söylense de ne yazık ki uygulamada başarısız olunmuştur. Binanızın tıpkı kullandığınız cihazlar gibi bir enerji kartı olacaktı. A+, A, B, C gibi sınıflandırarak; enerji verimliliği yüksek binaların bazı avantajları olacağı söyleniyordu. Bunlar arasında daha düşük emlak vergisi, daha uygun fiyatla elektrik ve doğalgaz satışı bayağı dillendirilmiş ve ilgimi çekmişti.

Yalıtım sonrası tek bir konuttaki faturanın %10 düşmesi, bunun kış döneminde size yansıması ve en önemlisi senelik olarak ülke çapında da düşünürseniz çok ciddi bir rakama ulaştığını göreceksiniz.

Termal kaynaklarımız da değerlendirilmeyi bekleyen bir başka ve büyük bir nimet. Termal kaynaklardan çıkan suyun, konutların ısıtılması için kullanılması ülkemizde de kullanılıyor. Bir dönem yaşamış olduğum İstanbul’da bir mahalle bu şekilde ısıtılıyordu. Hem fiyat çok uygundu. Hem de çevreye hiçbir zararı olmayan bir sistemdi. Sıcak su konutlara yönlendiriliyor, konutu ısıttıktan sonra ısısı düşen su tekrar yer altına gönderilen bir sistem olduğunu hatırlıyorum. Ev girişlerine takılan bir sayaçla da sizin ne kadar su kullandığınız hesaplanarak size cüzi bir miktar ısı faturası geliyordu. 

Faturalar ödenmek zorundadır. Ben ödemiyorum deme şansınızın olduğunu düşünmüyorum. Sorun bu aziz milletin yükünü hafifletmek. Siyaseten de insanlar zaman içerisinde yapmış oldukları hatalı işlerin faturasını mutlaka ödemişlerdir. Birkaç sefer gelip birkaç sefer giden rahmetli siyasetçilerimiz buna iyi bir örnek olmaktadır. Uzun lafın kısası faturalarımızı ödeyelim. Ancak faturaları düşürmek için de aklımızı ve kaynaklarımızı kullanalım.