İdareciler, halk ile devamlı irtibat halinde olmak zorundadır. Asıl görevi onları oylarıyla, destekleriyle belirli makamlara getiren vatandaşlara hizmet etmek, onların yaşam standartlarını yükseltmek olduğunu asla unutmamaları lazımdır.

İnsana hizmet, hakka hizmet düsturuyla yola çıkıp, bir süre sonra israf denizlerinde yüzenlerin sonu hep hüsran olmuştur. Tarih, bu gidişatın sonunu yazan onlarca olay ile doludur.

İdarecinin çevresinde onun yaptıklarını eğrisiyle, doğrusuyla söyleyebilen insanlar olmalıdır. Bu şansa sahip liderler tarihi başarılara imza atıp, vatandaşlarının gönlünde değiştirilemez bir makama yerleşirken, diğer taraftan etrafı yalakalarla, kendi şahsî çıkarlarını kovalayan küçük beyinli insanlarla kuşatılan liderler ise hem iktidardan hem de tarih sahnesinden silinmeye ve yaptıkları hatalarla anılmaya mahkûm olurlar.

Zamanın birinde bir ülkenin hükümdarı çok güvendiği bir vezirini yanına çağırır ve onu görevinden azlettiğini söyler. Buna şaşıran vezir ise hükümdarına bunun sebebini sorar. Hükümdarın cevabı ise muhteşemdir; ‘’Ben bir insanoğluyum, şaşar ve beşerim… Yanımda bulunduğun süre içerisinde benim yaptığım işlerimde hatalarım olmuş ve sen bunu görmemişsen cahilsin, eğer görüp de söylememişsen bu sefer de hainsin. Onun için senin artık benim yanımda yerin yoktur.’’

 

Günümüz idarecilerinin etrafı ona doğruları söyleyecek insanları barındıramıyor. Adına ne derseniz deyin, toplum olarak içinde bulunduğumuz zor şartların sebeplerinden biri hatta en önemlisi de budur.

Dünya üzerinde uzaklardaki, müthiş bir potansiyele sahip ama kötü idare edilen ülkenin idarecisini düşünelim, önüne gelene, “işine gelmezse gitsinler, istemiyorlarsa yapmasınlar”; kendi gibi düşünmeyen herkesi bir lafta fişleyen, tek kendi doğruları olan ve bu doğruları akıl ve mantık sınırları içerisinde sınırları zorlayan lideri olan bir ülke hayal edin. Bir de bu ülkenin gittiği yolu varın siz düşünün…

                                                                                                                                                                                         

Gönderelim huzursuz öğretmenleri, nasıl olsa yerlerine ders verecek yeni mezunlar yolda, hem de işsiz… Vereceğimiz maaşa bin şükür edip oturacak, sesleri bir dönem çıkmayacaktır. Tecrübe veya yılların emeğinin hiçbir önemi yok. Önemli olan sessizce itaat edip çalışmaları… Ücretli olarak çalışmak zorunda olan on binlercesi var bu ülkede…

Giderse gitsin doktorlarımız, kapı orada…

Ameliyat için yurtdışına gidebilme imkânım var benim. Tecrübeli, sesi çok çıkan doktor giderse gitsin. Yeni mezunların gözlerindeki ışığı görebiliyor musunuz? Hem çok güzel hastanelerimiz var bizim. Randevu sistemindeki sorunları çözmek için talimat verilmiş. Malum bir doktor günlük 60 ya da 70 tane hastaya baksa ne olacak ki? İşlerine gelmiyorsa açık söylüyorum, giderlerse gitsinler…                                                                             Ayrıca kendilerini savunmak için Uzakdoğu sporlarını da öğrenebilirler, sıkıntı yok. Kıskanıyorlar, çekemiyorlar…

Bu ülkede eşit şartlarda insanca yaşamak, o ülkeyi kuran, o ülke için çalışan, o ülkenin geleceği için ter döken her vatandaşının hakkıdır. İdareci herkesi kucaklamalıdır. Adı üstünde idare eden kişi.

Ecdadımızın idarecileri tebdili kıyafet ile halkın arasına karışırlarmış. Sokaklardaki havayı teneffüs edince yalaka takımının lakırdıları kulağınıza ninni gibi gelmez, gelemez… Size söylenmeye cesaret edilemeyen gerçekleri kendi kulaklarınızla duyarsınız. Büyük ihtimalle hoşunuza gitmeyecek şeyler de duyabilirsiniz. Ama, duyduklarınız halkın konuştuğu şeylerdir. Sizin kendiniz için, ülke için dikkate almanız gereken konulardır.

Liderin çözüm noktasında da kararlı olması gerekir. Akaryakıta her gün zam gelen bir ülkede, maiyetindeki bir yetkilinin benzin kuyrukları için; ‘’Ucuz akaryakıt almak için kuyruğa giriyorlar.’’

Açıklamasını duyup ta onu görevinden almıyorsa bu farklı bir durumdur. Lider bu açıklamayı hiç duymuyorsa bu da farklı bir durumdur. Etrafında bu tarz şahsiyetler varken, varın kararını siz verin…