Harput’ un doğusunda bulunan Nevruz Ormanları (Kureyn Tepe), doğal seyir alanı oluşu kadar, sanat tarihi araştırmalarına yeni boyutlar kazandırabilecek değerde önemli bir bölgedir. Daha önce de dile getirdiğimiz gibi, 2016 yılı Mayıs ayında Harput’ta bulunan bu mevkide iş makinaları kullanılarak yapılan ağaçlandırma çalışmaları sırasında tesadüfen eşsiz değerdeki “Harput Kabartması” bulunmuştur. Bu rölyef, M.Ö. 2300-2150 tarihlerinde Mezopotamya’da güçlü bir krallık kurmuş olan “Akadlar Uygarlığının’’ Harput’taki yerleşimini tescillemiştir. Ayrıca, bu yerleşimin Urartu’ların inşa ettiği Harput kalesinden önce var olduğunu bize göstermiştir. Bu alanda Urartu dönemine ait kaya çanaklarının bulunması Urartu’ların kale dışında da bir hayat sürdürdüklerini ortaya koymaktadır.

1465 yılında Harput’u Dulkadiroğulları’ndan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan aldıktan sonra Harput’un merkezinde annesi adına “Sarahatun Camisi”ni yaptırdığı ve kalenin doğu cephesindeki (Nevruz Ormanları) “Kureyn Tepe”de eşi “Despina Hatun” adına bir saray inşa ettirdiği bilinmektedir. (*)

Harput Kalesinin birkaç yüz metre doğusunda yer alan bu alanda yürütülen kazılar ve çevre araştırmalarında, 1372 m rakımlı kayalık bir tepenin güney yamaçları üzerinde kurulmuş bir yerleşim yerinin varlığı tespit edilmiş ve iki evre içeren bu yerleşim yerinin ağır bir yangın geçirerek son bulduğu belirlenmiştir.

Bu tarihsel süreç içerisinde tahminen birçok uygarlığın izlerini taşıyan Kureyn Tepe’de bulunan kabartma, kazı ve çevre araştırmaları sonucu rastlanan bulgular bu kadar önemli olmasına rağmen yürütülen çalışmalar sadece 4-5 ay sürmüş ve sonra bırakılmıştır. Yeni Fırat Dergisi’nin 30.10.1963 tarihli 16’ncı sayısında; Cenap Osmanoğlu’nun 59 yıl önce, “Kureyn başında yapılan kazılarda birçok temel kalıntıya rastlanmıştır.” tespitinin her nedense bugüne kadar göz ardı edildiğini görmekteyiz. Bu konuda daha sonra herhangi bir çalışma yapılmadığı için, Kureyn Tepe’nin tam neresinden söz edildiği bilinmemektedir. Oysa, Kureyn Tepe’de yapılacak olan kapsamlı araştırma ve kazı çalışmaları ile tarihin ve birçok uygarlığın izlerini toprak altından gün yüzüne çıkarmak mümkün olacaktır.

Daha öncede ifade ettiğimiz ve sıkça gündeme getirdiğimiz gibi, bu zengin tarih ve kültürel varlığın üzerinde oturmak marifet değildir. Önemli olan söz konusu bu hazinenin değerini bilmek, dünyaya tanıtıp, bu değerler üzerinden kendimize bir marka yaratmaktır. Bu nedenle 2016 yılında Kureyn Tepe’de bulunan ve eşsiz bir değere sahip olan “Harput Kabartmasını’’ saklamak yerine dünyanın gözüne sokmalıyız. Ayrıca, Kureyn Tepe’yi bu görüş ve düşüncelerle yeniden değerlendirmeliyiz.

Kaynakça:

(*) Kadir Atıcı- 2022