Elazığspor yeni hocası Mustafa Sarıgül ile çıktığı ilk deplasman maçında Karacabey BLD. takımını 0-3 yenerek güzel bir başlangıç yaptı. Sakat Halil İbrahim’in yerine Enes Soy, Fuat Bavuk’un yerine de Samed Ali Kaya’ya şans veren Mustafa Hoca, klasik 4-2-3-1 sistemini bozmadan hücum ağırlıklı bir takım sahaya sürdü.
Açık söylemek gerekirse Fuat’ın yedek beklemesi hepimiz için sürprizdi. Maçın genelinde rakip kalede hızlı çoğalan, ceza alanı içerisinde fazla adam bulunduran Elazığspor, son maçlara oranla daha istekli ve disiplinli oynadı. Özellikle Ömer Çakı, ilk yarıdaki bir çok pozisyonumuzun hazırlayıcısıydı. Sürekli topla dripling yaparak adam eksiltti ve Beykan ile topu buluşturduktan sonra kolay pozisyon bulmamızı sağladı. Mikail ve Hakan iki ön libero olarak orta alanı iyi parsellediler. Son maçlarda yokları oynayan Hakan, şaşırtıcı şekilde diri ve istekli oynadı. Erkan, Enes ve Samed Ali’nin gayretli ama sonuca katkı vermeyen performansları ilk yarıda daha üretken olamamamızın sebebiydi. Ömer, Mehmet Yılmaz, Beykan, Mikail ve Hakan maçın sonuna kadar ayakta kaldılar. Her şeyden öte skor üstünlüğümüzün maç sonuna kadar sürmesinin gerçek kahramanları kalecilerimiz Furkan ve Muammer’di. Çok net 5-6 pozisyonu kalelerinde devleşerek önleyen kalecilerimiz, adet savunma oyuncularımızın da kurtarıcıları oldular. Şahsi fikrim; Fırat Hoca sonrası tek dikkatleri çeken konu şuydu. Sahada gezinen, yürüyen topçu yoktu. Herkes en az vasat bir şekilde mücadele etti.
3-0 kazanmamıza rağmen, yukarıda saydığım pozitif yönlerimiz kadar sahada negatif durumlarda vardı. En az 5-6 net, toplamda 9-10 gol pozisyonu verdik. Bu kadar fazla rakibe gol imkanı vermek bizim takıma yakışan bir durum değildir. Fırat Hoca zamanındaki takım savunmasındaki zaafiyetlerimiz, maalesef Mustafa Hoca zamanında da devam ediyor. Yine sağ bekimiz çoğu pozisyonda arkasına adam kaçırdı. Stoperlerimiz sürekli rakip forvetleri ceza alanında boş bıraktı. İkinci yarıda Beykan’ın sürekli Ömer’e yardım etmesi o bölgeye iyi savunmamıza yol açsa da, aynı durumu diğer kanat da göremedik. 2-0 önde iken orta alanı kapatmak adına Alperen’i oyuna almamız gerekirken tercihi Maksut’tan yana kullanarak hata yaptık. Takım savunması adına yapılan tek doğru hareket, Mehmet Yılmaz’a yardımcı olması adına Mustafa Haluk’un oyuna girmesiydi. İki kanadı kapattık ama orta alanı Alperen ile kapatmayı denemedik. Ayrıca ikinci yarı skoru koparmak adına bulduğumuz pozisyonlarda basit oynamayı, ilk gördüğümüz adama topu vermeyi başaramamak dikkatlerden kaçmadı. Bu kadar bonkörce harcanan pozisyonlarda takım içerisindeki arkadaşlık, birliktelik sorgulanmadı değil. Tüm liglerde genel olarak başarılı işler çıkaran kaleciler, Elazığspor adına da maça damga vurdular diyebiliriz.
Görünen o ki, Mustafa Sarıgül Hoca’nın “HOCA ŞANSI” var. Umarım takımdaki eksikleri bir an önce görüp müdahale eder ve yanındaki şansı ile art arda galibiyetler alarak takımı havaya sokar. Büyük hasretin Karaman maçı ile sonra ereceği ve seyircimiz ile buluşacağımız maçlarda gerçek Elazığspor’u izlemeyi dört gözle bekliyoruz. Seyircisini arkasına alan Elazığspor, her ne kadar bazı mevkilerde eksikleri olsa da, ligin üstünde yetenekli isimleri ile sıralamada yukarılara tırmanacaktır.