Türk basın tarihinin en önemli gazetelerinden olan ve 1 Mayıs 1930 tarihinde İhsan Turan’ın yönetiminde günlük olarak yayın hayatına başlayan ve Cumhuriyet tarihinin dördüncü gazetesi ve ülkemizin de en köklü gazetelerinden biriydi. Serlevhasındaki ‘Siyasi İçtimai Halk Gazetesi’ yazısıyla haftada iki defa yayınlanmaya başlamıştır.

Gazetenin fiyatı beş kuruştur.  Turan Gazetesi dört sayfadan oluşmuştur.  İlk iki sayfasında yerel ve ulusal haberlere yer verirken son iki sayfasında resmi kurum ilanları ve reklamlarına yer vermiştir.

Elazığ’a birçok ilki getiren ve ilk matbaanın Elazığ’da açılmasını sağlayan Turan Gazetesi kapanmadan önce Eşref Turan ve Murat Turan’ın yönetiminde yayın hayatını başarılı bir şekilde sürdürüyordu. 3 Aralık 2015 tarihinde yerel gazetelerin birleşmesine kadar yayın hayatını aralıksız sürdüren Turan Gazetesi o tarihten itibaren basımlarını durdurmuştu.

Turan Gazetesi 6 yıl aradan sonra 2021 yılında yeni yönetimiyle tekrar yayın hayatına haftalık çıkarak başladı. Ve yine hakkettiği noktaya yerleşti.

******             ******          ******

 

Elazığ’ın usta kalemlerine de ev sahipliği yapan Turan Gazetesi’nde çok önemli isimler bulundu. İhsan Turan’la başlayan Murat Turan’la yayın hayatına devam eden Turan’da şu kalemler bulundu:

Kemal Turan, İsmet Turan, Turan Turan, Şükrü Sunguroğlu, Eyüp Şedele, Ömer Naimi Erdem, Nurettin Ardıçoğlu, Bahattin Ögel, Mehmet Aytuğ, Şemsi Belli, İshak Sunguroğlu, Cemil Meriç, Ahmet Kabaklı, Ali Suzi, Haydar Duman, Azeri Ozan Elmas Yıldırım, Mevlüt Özaydın, Fethi Ülkü, Ali Rıza Alp, Fikret Memişoğlu, Cenani Dökmeci, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Şeref Tan, Şükrü Kacar, Bedrettin Keleştimur, Eşref Turan, İsmail Baysal, Bünyamin Eroğlu, İrfan Arslan, Murat Kuçşubaşı…

Yeni dönem yazarlarımızı burada yad etmedim. Umarım alınmazlar.

******             ******          ******

Murat Kuşçubaşı, Turan’a ilk yazdığı yazıyı Yayın Yönetmenliğinden sorumlu Merhum Şeref Tan’a telim ediyor.

Şeref Tan yazıyı okuduktan sonra Murat Kuşçubaşı’na geri vererek, “Matbaada Haydar Beye götür” deyiveriyor. Kuşçubaşı da aşağı yani matbaaya inerek, oradaki ustalara Haydar Bey’i soruyor. Oradaki ustalar, “Seni kim gönderdi” deyip, aldıkları “Şeref Tan” cevabından sonra kahkahayı basıyorlar.

Meğerse Şeref Tan, matbaada bulunan heidelberg baskı makinesine “Haydar Bey” diye hitap ediyormuş.

******             ******          ******

İnternet, Özel TV ve radyo yayınlarının henüz olmadığı yıllarda Turan Gazetesi, gözümüz kulağımızdı. Gazi Caddesi’nde ki binanın ön camekânına asılan Turan Gazetesi’nden Elazığ’dan haberdar olurduk. Özellikle Elazığspor deplasmanda oynarken maç skorunu camekandan öğrenirdik.

O camekanda ilginç “1 Nisan” şakalarını okuduk…

O camekanda yılbaşı piyango çekilişini öğrendik…

O camekanda seçim sonuçlarını öğrendik…

Amatör Futbolcular maçtan bir gün sonra sabah erkenden o camekanın önüne gelerek, İsmail Baysal’dan kaç yıldız aldığını görmek için bakardı.

Turan Gazetesi hayatımızın her noktasında yer edinmişti.

******             ******          ******

Harput’taki Basın Müzesine “Mehmet Topal” isminin verilmesini memnuniyetle karşıladık.

İsmi hak ettiği değere kavuşan Müzenin içeriğinin de yenilenmesi gereklidir.

Müzede, Elazığ’da ilk özel radyosuna ve ilk özel radyo spikerlerinden olan Mehmet Topal’a da yer verilmesini bekliyoruz. Müzenin bir duvarında ise Elazığlı merhum gazetecilerin isimlerini de görmek isteriz. Mesela bu duvarda; İhsan Turan, Muhsin Parlar, Coşkun Bingöl, Şeref Tan, Şükrü Kacar, İbrahim Kara, Ahmet Tevfik Erol, Sadettin Öner Gedik, Çetin Kurtoğlu, Nevzat Sönmez, Nuri Kazancı, Vehbi Yerlikaya, Nurhak Güler, Ahmet Kaya, Nihat Altuntaş…