Her şey yolunda gibi görünüyor. Sabah kalkıyor, işine gidiyor, sorumluluklarını yerine getiriyor, hatta zaman zaman gülümsüyor. Sosyal medyada mutlu anlarını paylaşıyor, hayatla başa çıkıyor gibi görünüyor. Ama içten içe bir yorgunluk var; tarif edemediği bir ağırlık, geçmeyen bir bitkinlik, sebepsiz bir isteksizlik… İşte bu, modern çağın adı konmamış ama giderek yayılan zihinsel tükenmişliği. Sessiz bir salgın gibi yayılan bu durum, sayılarla ölçülemiyor ama hissi çok gerçek.

Tükenmişlik Her Zaman Görünmezdir

Zihinsel tükenmişlik çoğu zaman dışarıdan fark edilmez. Kimi zaman birey kendi bile farkına varamaz; çünkü fiziksel olarak hâlâ işlevseldir. Ancak iç dünyasında bir çöküş vardır. Ne dinlenmek yetiyordur, ne de keyif alınan şeyler artık aynı tatdadır.
Bu yorgunluk; enerjisizlik, konsantrasyon güçlüğü, isteksizlik, duygusal dalgalanmalar, motivasyon kaybı ve zamanla sosyal geri çekilme ile kendini gösterir. Dışarıdan bakıldığında “normal” görünen birçok insan, aslında büyük bir içsel savaş vermektedir.

Tükenmişlik sadece iş yoğunluğu ile ilgili değildir. Aynı zamanda duygusal yüklerin, bastırılmış hislerin, sürekli “iyi olma” beklentisinin birikimidir. Hep ayakta durmak zorunda hissetmenin, güçlü görünme çabasının sonucudur.

Neden Bu Kadar Yaygınlaştı?

Bugün zihinsel tükenmişlik, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorundur. Çünkü yaşadığımız çağ, bize sürekli bir şeyleri başarmayı, daha çok üretmeyi, her an bir hedef peşinde koşmayı öğütlüyor.
Dinlenmeye zaman ayırmak, hiçbir şey yapmamak, duygulara alan açmak neredeyse lüks gibi algılanıyor.

Üstelik sosyal medya gibi platformlar, başkalarının “mutlu” anlarını sürekli göz önüne sererken, kendi iç dünyamızla aramıza mesafe koymamıza neden oluyor. Bu da yetmezmiş gibi, yaşadığımız duygusal zorlukları görünmez kılıyor. Çünkü mutsuzluk, kaygı ya da kırılganlık “zayıflık” gibi görülüyor.

Bir diğer etken de pandemiden sonra yaşadığımız kolektif belirsizlik duygusu. Geleceğe dair umutlarımızın zedelendiği, güven duygumuzun sarsıldığı bu dönemde, birçok insan farkında olmadan zihinsel dayanıklılığını kaybetti.

Görünmeyen Yorgunlukla Nasıl Baş Edebiliriz?

Öncelikle bu yorgunluğu “normal” ya da “geçer gider” diye görmemeliyiz. Zihinsel tükenmişlik, üzerinde durulması gereken bir durumdur. Farkındalık, iyileşmenin ilk adımıdır.

Kendimize sormamız gereken sorular şunlar olabilir:
Gerçekten iyi miyim, yoksa sadece idare mi ediyorum?
Ne zamandır kendimle gerçekten baş başa kalmadım?
Ne zamandır hissetmeye izin vermiyorum?

Bu noktada anda kalmak, bedenimizi dinlemek, düşüncelerin gelip geçmesine tanıklık etmek gibi beceriler kazandırır. Duygularımızı bastırmadan, onlara yer açarak, kendimize şefkat göstererek bu süreci daha sağlıklı geçirebiliriz.

Unutmayalım: Zihinsel sağlığımız, fiziksel sağlığımız kadar önemlidir. Gerektiğinde profesyonel bir uzmandan destek almak, güçsüzlük değil, aksine sorumluluktur.