Ak Parti iktidarını anlayabilmek için, beyninizin farklı bir düşünce yapısında çalışması gerekiyor. Dün dost dediğiniz bugün düşman, bugün düşman dediğiniz yarın dost olabiliyor. Anlamak zor. Bir duruşunuzun olması gerekir. Muhatabınız ya dosttur ya da düşman. Çıkarınıza göre hele de iktidarda kalabilmek adına yön değiştiriyorsanız, bunu sadece cahil topluluklara yutturabilirsiniz.

Türk siyaset tarihinde yaşanılanlar gerçekten çok ilginç. Diğer devletlerin bizlere, siyasi aktörlerimize ne gözle bakıp neler hissettiğini yabancı ülkelerde yaşayan insanlara sorabilirsiniz. Eğer tarafsız bir gözle size söyleyebilme cesaretleri varsa ne ala… Yoksa dünya lideri, yüzyılın başkanı… bunların boş olduğuna inanıyorum. Bölgenizde aktif rol oynamanız sizin değil, temsil ettiğiniz büyük devletin ağırlığındandır. Bu devleti kuran, bugünlere gelmesini sağlayan, itibar katan, eyyy diye cümleye başladığınız, eleştirip beğenmediğiniz o büyük devlet adamının eseridir. Kürsüde “üç beş ayyaşın kurduğu Cumhuriyet” cümlelerini kuracak kadar bilgiye sahip olanlara yakın tarihi okumalarını tavsiye ediyorum. Cumhuriyet kolay kurulmadı.

Dış politikada da böyle anlamsız hamleler Türk toplumunu gülünç duruma sokuyor. Ermenistan’la yakınlaşma çabaları ve sonundaki hüsran, Yunanistan’ın şımarıklığına göz yumup, seçim zamanı esip gürlemeler ve Yunanistan Başbakanının söylediği sözler (seçim yaklaştı Erdoğan’ın böyle konuşmalarını anlıyoruz) Türk halkını derinden yaralıyor.

HDP ile yaşanılanların; artık şaşırmamamız gereken bir durum olduğu kanaatindeyim. CHP tarafından yapılan en küçük bir teması bile göklere çıkaran, ortalığı ayağa kaldıran Cumhur İttifakı cephesi, nedense HDP ile konuşan AKP olduğunda süt dökmüş kedi misali etrafa bakınıyor. 2016 yılından beri tutuklu olan Selahattin Demirtaş, yarın serbest bırakılıp Cumhur İttifakı üyesi yapılsa, inanın MHP buna bile bir şey diyemeyecek hale gelmiştir. Cumhurbaşkanına, hükümete “açık çek verdim” diyen bir ortak tüm ittifakların başına…

İnsanın “nerede bu ilkeler… Nerede bu doğrular” diye haykırası geliyor… Durum ülke için bu kadar ciddi tavizler vermeyi gerektiriyorsa, liderin çıkıp bunu açık açık halka anlatması gerekmektedir.

Halkın durumu ortadadır. Görmeyen gözlere ne gösterseniz boş… Duymayan kulaklara haykırmak ise nafile…

AKP’nin HDP ile yakınlaşma çabasını boş bir hamle olarak görüyorum. Bu hamleye, Cumhur ittifakı bünyesinde bulunan MHP’nin taban seçmeninin vereceği tepki de sandık başında olacaktır. Artık partiler alternatifsiz değillerdir. Halkın ve hakkın yanında olanlar er yada geç kazanacaklardır.

Umudumuz gençliktedir. Atatürk’ün gençliğe hitabesinde iletmek istediği düşünce, yüzyıllar geçse de eskimeyecek ve kurtarıcı bir nasihat olarak bizlere, gençlere ulaşacaktır.

Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri (her fabrika bir kaledir)zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

  Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

  Mustafa Kemal Atatürk