ŞUBAT AYI’NDA ELAZIĞ’DA NELER OLDU?

‘’Adliye Korosu Türk Halk Müziği Konseri düzenleme kararı aldı.’’

‘’Büyükbaş hayvanların tırnak kesim ve bakımları özel olarak hazırlanan seyyar araçla veteriner hekim tarafından köy köy gezilerek yapılıyor.’’

‘’Yabancı uyruklu öğrenciler hayvanlar için doğaya yem bıraktı.’’

‘’Bir şahıs evine giderken kaldırımın çökmesi sonucu oluşan iki metrelik çukurun içine düştü.’’

‘’Yangında can derdine düşen Afrikalı öğrencinin pasaportu çalındı.’’

‘’Elazığ’ın nüfusunun 2021 yılında arttığı açıklandı. (128 kişi!)’’

‘’Bir vatandaş yoğun kar yağışının ardından kardan araba yaptı. Beş saatlik çalışma sonucu yaptığı kardan arabasına 200 Bin TL değerini biçti.’’

‘’Jandarma ekipleri hastaya ilacını drone ile ulaştırdı.’’

‘’Aç kalan sokak köpekleri tavuklara saldırdı.’’

‘’İki kurumun müdürü yıldırım hızıyla görevden alındı.’’

‘’Valilik önünde boynuna bıçak dayayıp; “evimi yıktız evimi yıktız” diye bağıran kadını polisler ikna etti.’’

‘’Başkasının yerine SRC sınavına giren 3 joker yakalandı.’’

‘’Çiçekçi Tansel  BAHAT, Sevgililer Günü’ne özel askıda çiçek kampanyası başlattı.’’

‘’Radyo Kent Elazığ’a iki ödül getirdi.  Yılın En İyi Bölgesel Radyosu Dalı’nda İkincilik, Yılın En İyi Erkek Programcısı Dalı’nda ise 3.’lük.’’

‘’Fethi Sekin Şehir Hastanesi’nde görev yapan Ayşe ÇETİNTAŞ yazdığı kitapların gelirleri ile çocuklar için hastaneye bir oyun odası kurdu.’’

‘’2021 TÜİK verileri sonuçlarına göre Elazığ’da 2436 yabancı uyruklu kişinin yaşadığı bildirildi.’’

‘’Terzi Bedri YAMAN, askıda kıyafet kampanyasıyla 10 yıldır ihtiyaç sahiplerine kıyafet ulaştırdığını bildirdi.’’

 

***

AĞAÇLAR ORMANA DÖNMELİ YURDUMDA

Hangi işimiz düzgün ki…

 Güpegündüz ağaçları söküsiz geceler çuvala mı girdi? Teknoloji gelişmiş, hava karardıktan sonra daya makineleri sök ağaçları, biç ağaçları. Sabah olunca soran olursa de ki; “Ne ağacı ne ormanı, siz ya rüya görmüşsüz? ya da uzaktan otları ağaç zannetmişsiz.” Ormancılara da bir çift sözüm var; Her sene onlarca ekipler gurisiz, aylarca binlerce ağaçlar dikisiz, dağlara taşlara foto kapanlar kurup ekipler yollisiz, kaçak ağaç kesenleri, kaçak avlananları yakalayıp, yaban hayvanlarını görüntülisiz.                           Şehir merkezlerindeki, inşaat alanlarında kaçak (usulsüz) ağaç kesenleri sökenleri de yakalamak için de ekipler oluştursaz…                                                                                                                                                      Foto kapanlar kurup, şehir merkezindeki yaban hayatı da görüntülesez…                                                        Olmadı ağaçları söküp taşımak isteyenler için makinalarınızı, ekiplerinizi gönderip yardım etsez, nasıl olur? Bir ağacı dikip yetiştirmek yıllar alır. Diğer tarafta yetişmiş bir ağacı başka yere nakletmek saatlerinizi alır. İş bu kadar basit.  

Hadi gelin şimdi hep beraber bir şarkı söyleyek; 

“Tohumlar fidana, Fidanlar ağaca, Ağaçlar ormana, Dönmeli yurdumda.”

 

***

 

ŞANS BİZDEN YANA

Termal su çıktı, depremin yaraları sarıli, büyük maden yatakları bulundu, transfer tahtası açıldı… Şehrimiz adım adım ALTIN ŞEHİR olmaya doğru gidiyor.

Cenab-ı Allah; “Yürü be Elazığ” dedi. İnşallah bu fırsatları kaçırmayız. Birlik olma, rekabetleri bir yana koymanın zamanı. Bu sefer ümitliyim, Elazığ kesin DOĞU’NUN PARİS’i olacak. Kim önümüze taş korsa engel olup, kaos çıkarıp, kendi nefsini ön plana çıkarmaya çalışırsa, sen-ben kavgasına düşerse karşısında bu şehre gönül vermiş Elazığ sevdalılarını bulur. Haberiz olsun, ben de Elazığ sevdalısıyım, bilmem anlatabildim mi? Üzerime düşeni yapar, aykırı davrananlara KALEMİMİ ÇEKERİM.

 

HAFTANIN FIKRASI:

Temel bir gün ormanda ağaç kesiyormuş. Çevreciler de aynı ormanda yürüyüş yapmak için toplanmışlar. Bir süre sonra Temel'i ormanda ağaç keserken görünce, bütün ekip Temel'in üzerine çöküp, bir güzel dövmüşler. Temel bitap bir şekilde geri dönerken yolda Dursun ile karşılaşmış.

Dursun: - ‘’Ula Temel bu halin de nedir böyle?’’diye sorunca,

Temel anlatmış; ‘’Haçen  ormanda ağaç keseydum. Pirden pi kalabaluk baha doğru geldi. Doğan'ın yengesini bozayrum diye peni dövdiler. Ula ben ne Doğan'ı taniyrum nede yengesini daaa.’’