NİSAN AYI’NDA ELAZIĞ’DA NELER OLDU?

- Vatandaşlar ilk sahura davul ve klarnet sesiyle uyandı.

 -Yakalanan dev turna balığına “yol yemez” lakabı verildi!

 -Ak Parti meclis üyeleri, ‘’MHP’li üyeyi nasıl seçtirirsiniz?’’ Diye sorguya çekildi.

-Pitbull operasyonu gerçekleşti, cezalar peş peşe geldi.

 -Harput kalesinden düşen lise öğrencisi kız çocuğu hayatını kaybetti.

 -Kaza yapan sürücü, ‘’Sınava girecektim’’ Diye ağladı.

 -Elazığ dilenci yuvası haline geldi.

-Kavga ihbarına giden polis ekipleri vatandaşların davul ve klarnet eşliğinde halay sürprizi ile karşılaştı.

-Kültür mahallesi muhtarı benzinlik projesine karşı çıkıp, ‘’Kendimi yakacağım benzinliği yaptırmayacağım.’’ Dedi.

- Ulaştırma Bakanlığı, ‘’Hızlı Tren Elazığ’a 2031 yılında gelecek.’’ Diye açıklama yaptı.

- Yaralı akbaba tedavi altına alındı.

- Baskiller mucitler ‘’Donsavar” icat ettiler.

- Tellere takılan dağ keçisi kurtarıldı.

- Çizgili yaban domuzu görüldü.

 -Palu ilçesinde çamura saplanan bir inek vatandaşlar tarafından kurtarıldı.

 -Bir vatandaş karıncalar ezilmesin diye kaldırıma not bıraktı.

- Mustafapaşa mahallesinde bir Suriyeli intihar etmek istedi.

- Elazığ Girişim Grubu, Maden Sahası İhalesi’ne katılmadı.

 -Köpek havlamasından korkup kaçan çocuğa araba çarptı.

 - Elazığ’da Cumhuriyet tarihinin en büyük Maden ihalesi Cengiz ortaklığına gitti.

-Elazığ’daki Maden İhalesi Hukuk’a uygun olmadığı gerekçesiyle iptal edildi.

- Geleneksel ‘’23. Sahur Halayı’’ Renkli görüntülere sahne oldu.

 -Elazığ Belediye Başkanı, TOKİ konutlarındaki duşa kabinin küçük olmasından yakınan bir depremzedeye, ‘’Senin duşa kabinin mi vardı önceki evinde?” Diye sordu.

                                                                                 

***

BİZE HER YER DUŞA KABİN!

Elazığ’ın şu an en önemli mevzusu duşa kabin…

Bu çokta tın bir mevzu ama, söyleyen Belediye Başkanı olunca çok da önemli bir mevzu oldu.

Hemen araştırmaya başladım, önce görsellerini buldum ama fiyatlarına bakmadım. Zira ilgi alanıma girmidi. Neyse gördüm, evimde hiç olmadı ben de merakımı gidermek için bir göz attım.

Gerçi başka evlerde görmüştüm ama benim değildi…

Biraz da halkın nabzını tutup fikirlerini aldım. Genellikle orta yaşın üstündekilerin verdikleri cevaplar hep aynıydı. ‘’Son zamanlarda duşa kabinimiz oldu, çocukken leğende sobanın önünde, biraz daha büyüyünce banyolardaki kazanların önünde yıkanidik.’’ Dediler. Tabi ki daha eskilerde hamam kültürü vardı. Hamamlar, haftanın belli günlerinde bayanlara ve çocuklara diğer günlerinde ise erkeklereydi…

Çocukların belli bir yaştan sonra anneleri tarafından hamama getirilmesi engellenidi.

Bayan natırlar, ‘’Hanım hanım, daha bu oğlanı yanında hamama getirme!’’ Diyip uyarilerdi.

Demek ki tecrübeli oldukları için bir şeyler hissedip çağaların analarını uyarilermiş.

Daldık.. Taa eskilere gittik. Nerden çıktı şu duşa kabin mevzusu? Birden nostaliji yaptım…

Yani başkanım, sen de ablalarımıza duşa kabini soracağına başka bir şey soraydın? Mesela şömine diyeydin? Olmadı barbekü?  Daha da olmadı baza diyeydin!

Duşa kabin, şömine, barbekü ve baza bize Fransız (yabancı) olan alışkanlıklardır.

Batılılaşma çabalarımızı sonucunda hayatımıza girmişlerdir. Olsun iyi de olmuş.

Baya faydalarını gördük. Duşa kabinin de çok faydası oldu say say bitmez.

Zaten onun içindir ki lüks ihtiyaçtan çıkıp zaruri ihtiyaca dönüşmüştür. Vatandaşların ev alırken, tutarken duşa kabini olup olmadığına bakmaları, artık gayet normal bir olay olmuştur.

Az kalsın unutacaktım, bir aralar da küvet modası vardı.

Size bir şey itiraf edem ben en çok küveti sevidim. Fantezi olsun diye değil, sağlık problemimden dolayı…

Nasıl böbreğimdeki taş oynarsa, dalidim kaynar su dolu küvete ağrı mağrı kalmidi.

Neştersiz, bedavadan reçete de yazdım, daha ne istisiz?

Şimdi girdik duşa kabin mevzusuna, konu uzadı gitti taa nerelere…

Yok küvet, yok böbrek taşı anlayın işte gündem böyle değişi.

İşte bir kelime insanı alıp ta nerelere götüri.

***

 

HAFTANIN FIKRASI:

 Akıl hastanesini ziyaret sırasında, adamın biri sorar:

 ‘’Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? ‘’

 Doktor: ‘’Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz. Bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?’’ Der.

Adam: ‘’Ooo! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova, kaşık ve fincandan büyük.”

Doktor: ‘’Hayır, normal bir insan küvetin tıpasını çeker!..

HAFTANIN FOTOĞRAFI:

DUŞA KABİN.JPG