MURAT 124

Eski yazılarıma bakarken, geçen sene Mayıs ayında yazdığım bir yazı dikkatimi çekti.

Elazığspor’un o zamanki hocası şöyle bir cümle kurmuş. ‘’Murat 124 ile BMW yarişi, Rakip takımın forvetinin değeri 1 Milyon 500 Bin TL.’’ Biz de o cümleyi bu güne taşırsak eğer, Murat 124, BMW’leri solladı…

Bizim forvetimiz de tavan yaptı. Varın bu konuyu siz değerlendirin. O zaman da demiştim arabanın markasına bakmayacaksın. İş şoförde biter. Şoför ustaysa yollar VIZ gelir. Elbette ki o zamanki takımla, bu zaman ki takım arasında farklar oldu. Ama hoca dediğin hiçbir zaman futbolcusunu gömüp böyle mukayeseler yapmaz. Çık, deki kazanamadık. Klasikleşmiş olan o cümleyi kur, ‘’Önümüzdeki maçlara bakacağız.’’ Neticede biz de düşmekten kurtulduk.

Artık önümüzdeki günlere ve maçlara bakacağız. Konu Elazığspor olunca buradan bizi düşmekten kurtaran Belediye Başkan’ımıza, Kulüp Başkan’ımıza, Hoca’mıza, Teknik Ekibe, Futbolcularımıza ve de Büyük Taraftar’ımıza teşekkür ederim.

Düşmeyeceğimizi rüyamda görmüştüm. İyi ki rüyam gerçek oldu…

***

BİR İKİ ÜÇ DÖRT KAFE

Zannedidim Kültür Park’taki Kafenin adını sadece biz, ‘’Bir iki üç dört (1234) Kafe’’ Diye sölik.

Meğerse başkaları da bu Kafenin adını bizim gibi sölimiş. Yanımda duran bir genç de telefonda arkadaşına, ‘’Ben bir iki üç dört kafedeyim buraya gel’’ Deyince anladım. Buranın müdavimi olmamız, ramazandan önce başladı. Erken kapani diye serzenişte bulununca, buradaki elemanlar ‘’Abe havalar soğuk, saat 22.00’den sonra zaten kimse takilmi. Ramazan’da ve havalar ısınınca süreyi uzatacaklar, yazmazsan biz de erkenden evimize gitsek. Sabahtan gecenin bu vaktine kadar ayakta yorilik.’’ Deyince adamlara hak verdim. Bir de buradaki elemanlara nedendir, kanım ısındı. Saygılı ve işlerini düzgün yapan insanlardan oluşmuş. Kültür Park gibi yerler Elazığ’ın en büyük ihtiyaçlarından biriydi. İş yerim Şehir Merkezi’nde olduğu için öncelerde şehrimize dışarıdan gelen insanlar, ben kapının önünde dururken hep gelip sorarlardı… ‘’Buralarda temiz, ucuz ve Ailece oturabileceğimiz bir yer yok mu?’’ Diye.

İnanın yer belirtmekte zorlanidim. Artık öyle değil, gönül rahatlığıyla Kültür Park’ı tarif edim…

Bir de buraya son olarak Fuar ve Kongre Merkezi de yapılınca, resmen cazibe merkezi oldu. Park sorunu yok, temiz, emniyetli, ucuz, oksijeni bol, ulaşımı kolay… Daha ne olsun? Hadi, buyurun Kültür Park’a. Bizden de yapıp gidenlere, yapmaya devam edenlere teşekkür etmek düşer. Yapın böyle güzel işler biz de her zaman sizleri hayırla yâd edelim.

***

 

HURDACILAR

 

Nedir bu memleketin hurdacılardan, eskicilerden çektiği…

İşini temiz ve düzgün yapanları tenzih ederim. Yalnız, bu kisve altında ortaya düşüp, gece gündüz şehirdeki köylerdeki evlere, dükkânlara dadanıp adeta talan edenler yüzünden, kimsenin evinde kap kacak, kapı pencere kalmadı. Artık güvenlik güçleri bile bunlarla baş edemi…

Bu yaşıma kadar hiç köylerde güvenlik kamerası, alarm görmemiştim, sayelerinde onu da gördük.

Millet demiri, bakırı yer altındaki madenlerden bin bir zahmetle çıkarır. Bunlar bizim memlekette, hele ki depremden sonra yer üstünde demir, bakır bırakmadılar. Hurdacı kılığında köy köy, mahalle mahalle dolaşıp, gözlerine kestirdikleri evlere, bahçelere geceleri operasyon yaparak işi bitiriler…

Onu bunu boş ver, hoşlarına giden bir yer olursa aynı yeri bir kaç kez soyma cesaretleri bile var bu adamların.

Mesela benim bir bahçe komşumu üç kere soydular. İşlerini de çok güzel icra ediler. Tereyağından kıl çeker gibi jet hızıyla bitirip gidiler. Yalnız ben bunlara çok dargınım. İşizi bitirip giderken insan bir teşekkür mektubu bırakır, ya da önceden bir haber yollayıp, ‘’Abi müsaitsez bu akşam soymaya geleceğiz, sana zahmet senin için manevi değeri yüksek olan eşyaların ayır, onlara karışmıyak…’’ Demeleri lazım, ama demiler. Onun için darılmışım. Ha bir de bunlara benim de bir uyarım olacak, direklerdeki kabloları yürütürken elektrik dağıtım firmalarına haber verin ceyranı kessinler, Allah korusun ceyran filan çarpar.

***

HAFTANIN FIKRASI:

Öğretmen öğrencisine sorar:

-Dünya yuvarlak mıdır?

-Hayır!

-Peki, düz müdür?

-Hayır!

-Peki, nasıldır evladım?

-Babam karma karışık olduğunu söyler!