EYLÜL AYINDA ELAZIĞ’DA NELER OLDU?

-Arabasına binince ceza yediğini zannetti, gerçeği görünce ‘insanlık ölmemiş’ dedi.

-Çatı onarımı yapıldığı sırada alev alan tüpü söndürmek isteyen işçi, tüpün üstüne atladı.

-Elazığ’da iki araç ATM’ye girerek durabildi.

-Otomobil sürüye daldı, 12 koyun telef oldu.

-Ayakkabı tamircisi eğitim aşkıyla iki diploma aldı, üçüncüsü ise yolda.

-Tinerciler yaktı, itfaiye ekipleri söndürdü.

-Magandalar düğün konvoyunda havaya ateş açtı.

-Fırat Nehri üzerinde kurulan ‘Zipline’ yoğun ilgi görüyor.

-Keban da su ürünleri üretim tesisinde 19 Milyon yavru balık su ile buluştu.

-Armut ağacı sonbaharda çiçek açtı.

-Keban ilçesinde Eylül ayının ortasında kayısı yetişti.

-Elazığ’da yaşayan Hazar Eprem 21 yıldır hayatını kimliksiz sürdürüyor.

-Down sendromlu Betül’ün gelinlik hayali gerçek oldu.

-Damada altın yerine ‘kofik’ takıldı.

-Pazar alışverişi yapan yaşlıların eşyalarını Kızılay’ın gönüllü gençleri taşıyor.

-Altı parmaklı kişi görenleri hayrete düşürüyor.

-Davula ritim tutan şahıs, iki eline aldığı silahla havaya ateş açtı.

-Bir şahıs önüne gelen dükkânın camına tekme ve yumruk attı.

-Otomobili yıkarken buldukları 3 bin 750 euroyu sahibine teslim etti.

-Motor tutkunu damadın gelin arabası da motosiklet oldu.

-Süslü Kadınlar 6.’ncı Bisiklet turunu gerçekleştirdi.

-Köyden çıkmadığı traktörüne İstanbul ve Erzincan’dan toplam 6 ceza geldi.

-Kaçak avcı denetiminde bıldırcın sesi çıkaran cihaz ele geçirildi.

-Lösev iyilik tırı Elazığ’da iyilik dağıttı.

-Market rafından çaldığı ürünü iade ederek parayı alan hırsız kayıplara karıştı.

***

İREM DERİCİ

Aslında bu meselenin başlangıcı geçen seneye dayani…

Neden mi?

Şöyle; Geçen sene bizim salçalı köfte büyük şehirlerdeki fuarlarda rağbet gördü. 17 Lira olan köftemiz oralarda 25 Lira’ya kadar müşteri buldu. Hatta kuyruklar oluştu…

Dönüşte ise köfteciler sık sık maliyet fiyatlarını bahane ederek, Elazığ’da da fiyatları uçurdular. Haklı olabilirler…

Bizim öğrencinin garibanın köftesi oldu mu sosyete köftesi!

Eh, artık sosyeteye karışınca tabi ki festivale de sosyetik sanatçıların getirilmesi gerekli değil mi?  Sadece mahalli sanatçılar olmaz ki…

Ne mi yapıldı?

Türkiye’nin en meşhur sanatçılarından biri, festivalimiz renklensin ülkenin her yerinde duyulup ses getirsin diye, Sanatçı İrem Derici’yi getirmeye karar verdiler.

Buraya kadar anormal bir durum yok.                                                                                                                                                                                                                                         

Esas tantana ise afişler asılıp, duyurular yapıldıktan sonra başlar!

Birileri; ‘’Siz İrem’i tanimisiz, etmişiz, niye bize sormadız?’’ dedi…

Sonra sosyal medya devreye girdi. Getirirsiz, getiremezsiz kavgası başladı.

Neticede getiremezsiz diyenler galip geldi.

Yedekte bekletilen Rafet El Roman’da karar kılındı.

Belki bu yazı yayınlanana kadar ondan da vazgeçilip, Kahtalı Mıçe’yi getirmeye karar verebilirler!

Vakit dar, dar olmasaydı hadi gelin Referandum yapalım diyeceğim!

Ama kış geli, bir baktık yağmur bastırdı ve festival iptal oldu.

 Ya da yazımın yayınlandığı güne kadar festival sağ salim yapılmışta olabilir. Boş verin reklamın iyisi kötüsü olmaz. Bakın İrem Derici sayesinde bizim bir ‘Salçalı Köfte Festivali’mizin olduğunu Türkiye’de duymayan, söylemeyen kalmadı!

***

ADA ŞEHRİ ELAZIĞ…

Bingöl’e gideceğiz suyun ötesi, Tunceli’ye gideceğiz suyun ötesi, Diyarbakır’a gideceğiz suyun ötesi, Malatya’ya gideceğiz suyun ötesi. Görende diyecek ula ne şanslı bir şehir! Ada gidi gez oyna çim oyna…

Yok Gardaş yok durum öyle sandığınız gibi değil...

Bizim ovalarımız ve köylerimiz susuz. Yazı da yaban da hayvanlarımız bile susuz. 40 senedir köylümüz su diye mermere saplani…

Seçilmişler mi ne yapi? Valla bende bilmim!

Gidin kendilerine sorun...

Fırat, Murat, Munzur, Peri akar bizim siyasetçilerimiz bakar!

Yakındır yakın şehirde bile çeşmelerden su akmayabilir.

Olsun biz gene su vadedenlere saf saf oy vereceğiz.

Bu yazımı yazarken neredeydim bilimisiz?

Gülmeyesiz ama, inanın Elazığ’a dönmek için feribot beklidim.

Yani suyun öte yanından gelidim…

Feribota binip karşıya geçmekte ayrı çile!...

HAFTANIN FIKRASI:

Bir gün Temel, bir Amerikalı ve bir Fransız ile ıssız bir adaya düşerler. Uzunca bir süre orada yaşam savaşı verirler. Günlerden bir gün iyi huylu bir deniz perisi gelip onlara “Hepiniz benden birer dilek dileyin” der. Amerikalı vatanına dönmek ister ve peri sayesinde döner. Fransız’da aynı dilekte bulunur, o da gider. Sıra Temel’e gelmiştir. Biraz düşünür ve; ‘’Ha pen purda tek başuma ne edeyum? Canım sıkılır, şu gönderdiğin uşakları geri getir’’ der.

HAFTANIN FOTOĞRAFI: