Halkın seçimiyle göreve gelenler, halkın düşüncesi ve isteklerine önem vermelidirler…

“Ben istedim oldu” ya da “kabul eden eder, etmeyen razı olur” misâli buyurgan davranış ve tutumlar, sonunda toplumun arzusuna aykırı davranan yönetimlerin aleyhine olur!

Halkın benimsemediği yenilik ve değişimlerin zoraki dayatma ile kabul ettirilmeye çalışılması, olumlu sonuç vermez hiçbir zaman!..

***

Mücahit YANILMAZ Başkanlığı’ndaki bir önceki belediye yönetimi, şehri bayındır hâle getirmek amaçlı bir proje hazırlamış, belediyenin resmî internet sitesinde yayınlamış; Elazığ Halkı’na da bir anketle görüş ve düşüncesini sormuştu…

O dönemler “moda” olan proje konusu; geçmişte etrafı surlarla çevrili olan tarihî kentlere giriş çıkış yapmak amacıyla farklı yönlere yapılan şehir kapılarıydı!..

Sözgelimi Diyarbakır’da; Mardin kapı, Urfa Kapı, Harput (Dağ) Kapı gibi, Erzurum’da; Erzincan Kapı, Kars Kapı, Harput Kapı misâli, o yöndeki şehir ya da bölgelerin isimlerini taşıyan kapılar vardı…

Elazığ ya da Ankara gibi yeni kentlerin geçmişte benzeri giriş kapıları olmadığı hâlde; Ankara’da Dönemin Belediye Başkanı Melih GÖKÇEK’in kimselere sormadan yaptığı kapılar gibi, Elazığ Belediyesi de yapmak istediği kapıların şekillerini soruyor, resmî internet sitesindeki animasyonda yer alan kapı çeşitleri arasından tercihte bulunulmasını istiyordu?

Neticede, bu konuyu Medya Analiz isimli televizyon programımızda ele almış, halkın düşüncelerini yansıtan röportajlar ve program yorumcusu arkadaşlarımızın görüşleriyle, yapılması tasarlanan bu uygulamanın Elazığ için, özellikle de çözüm bekleyen öncelikli sorunlar dururken, çok yanlış, aynı zamanda israf gerektiren fuzuli bir proje olacağını dile getirmiştik.

Kamuoyu oluşmuş, halkın programımızdaki hakkaniyetli eleştirileri desteklemesi sonucu Sayın Mücahit YANILMAZ, “halkın isteği ve talebi” doğrultusunda bu projeden vaz geçerek konuyu askıya aldıklarını açıklamıştı.

Ertesi programda Başkan YANILMAZ’ın Medya Analiz’e yaptığı özel açıklamayı yayımlamış, kamuoyunun arzusu ve talebine uyduğu için de kendisine özellikle teşekkür etmiştik!..

***

Belediye Başkanı Mücahit YANILMAZ’ın halkın isteğine uymadığı ve toplumun talebini kulak ardı ettiği bir projesi de vardı hatırlarsanız…

Orduevi’nin güneyine inşa edilen ve Merhum Hamza YANILMAZ’ın isminin verildiği katlı kavşak?

Tüm karşı çıkmalara ve tepkilere rağmen, yapılıp tamamlanan ve bir beton yığını olarak nitelenen bu projeyi, mevcut Belediye Başkanı Şahin ŞERİFOĞULLARI bile halefinin “partilisi” oluşuna bakmadan yıkmaya teşebbüs etmiş, ancak üst makamlar devreye girince ŞERİFOĞULLARI da onunla beraber ayağa kalkanlar da, hiçbir şey olmamış gibi önlerine bakıp, sükût etmek zorunda kalmışlardı!..

***

Geçmişte yaşanan bu gelişmeleri özetledikten sonra; gelelim günümüze ve bakalım benzeri hususlarda olan-bitene…

Tescîlli kültür varlıklarımızdan ve “Cumhuriyet Dönemi’nin Kültür Park Projesi” adı altında yapılan önemli mimarî eserlerinden biri olan, 2020 Elazığ Depremi öncesine kadar öğretmenevi olarak kullanılan tarihî Halkevi Binası’nın, Kent Meydanı Projesi kapsamında “Millet Kıraathanesi” olarak düzenleneceğine dâir internet sitesinde yer alan “vizyon proje” açıklaması tepki doğurdu!

İYİ Parti İl Başkanı Servet GÜRGÖZELER konuyu gündeme taşıdı ve meydan düzenlemesine destek verirken, kıraathaneye karşı çıktı, binanın öğretmenevi olarak kullanılması talebini açıkladı...

Ardından, Eğitimci Yazar Hadi ÖNAL Hocamız art arda iki yazı birden kaleme aldı ve binanın öğretmenevi olarak kalması gerektiğini vurgulayarak, kıraathane olmasına tereddütsüz karşı çıktı!..
Gerek Sayın GÜRGÖZELER’in, gerekse ikinci yazısında Hadi ÖNAL Hocamız’ın, öğretmenevini sahiplenmelerinin yanı sıra özellikle harekete geçmeleri için çağrıda bulundukları Öğretmen Sendikaları’nın gerçek anlamda samimiyetleri bu aşamada net şekilde anlaşılıyor?
Memleketin, öğretmeni direkt ilgilendiren bir meselesinde sendikaları göreve çağırmaya gerek duyulmaması gerekirken, çağrıya rağmen suskunluğunu koruyanlara ne demeli?
Eğitimci Yazar Mustafa BALABAN Hocamız da düşüncesini ve olması gerekenleri son köşe yazısında anlatarak, 1933 yılından beri aktif kent yaşamının içerisinde yer alan tescîlli kültür varlığı binanın, kent müzesi ve arşivinin yer alacağı şekilde düzenlenmesini teklif ve talep etti…
“Hasarlı” olarak nitelenen binanın Millî Eğitim’e tahsis edilmiş olmasına aldırmadan ve başta izâh ettiğimiz gibi; “Ben istedim oldu” ya da “kabul eden eder, etmeyen razı olur” misâli bir tutumla el konularak Millet Kıraathanesi’ne dönüştürülmek istenmesi büyük bir yanlıştır!

Hele; CHP Elazığ Milletvekili Gürsel EROL’un yine popülist bir tavırla “arabulucu” rolü üstlenip, halkın ve Elazığlı aydınların aksine,belediyenin kararını destekleyici bir tavır takınması daha da gariptir?

Belediye Başkanı ŞERİFOĞULLARI, bu hususta Elazığ Halkı’nı bilgilendirmelidir, Milletvekili EROL’u iknâ etmek, Elazığ’ı ve Elazığ Halkı’nı iknâ etmek anlamına gelmez!

***
“Ben istedim oldu” ya da “kabul eden eder, etmeyen razı olur” misâli buyurgan davranış ve tutumlar, sonunda toplumun arzusuna aykırı davranan yönetimlerin aleyhine olur!

Halkın benimsemediği yenilik ve değişimlerin zoraki dayatma ile kabul ettirilmeye çalışılması, olumlu sonuç vermez hiçbir zaman!..