Dönemin Elazığ Valisi Murat ZORLUOĞLU, Hazarbaba Kayak Merkezi’nin yolunu üst üste ekrana getirdiğimiz iki programın ardından, bir süre sonra yolun asfaltlanmasını ve güvenlik amacıyla bariyerlerle çevrilmesini sağlamıştı…
Hazarbaba Kayak Merkezi o tarihten sonra daha câzip hâle geldi, ulaşım kolay olunca rağbet gördü…
Biz kamuoyu adına bir talepte bulunduk, ilin en üst düzey mülkî âmiri de halkın yararına olan bu hizmeti esirgemedi.
Medya Analiz isimli televizyon programımızı biz sormadan dile getiren ve il özel idaresi de dâhil olmak üzere, il yönetiminin ve öteki bağlı kurumların tespit ettiğimiz eksiklerini gündeme taşımamızdan son derece memnun olan Vali ZORLUOĞLU; “Hakkaniyetli eleştiri yapıyorsunuz. Bu nedenle programınızı çok faydalı ve gerekli bir program olarak değerlendirdiğimi bilmenizi isterim. Herkes, her yapılan icraata alkış çalarsa, biz yöneticiler hatalı ve yanlış işimiz yok diye eksiğimizin, gediğimizin farkına varamayız!..” demişti…
Allah işini rastgetirsin Vali Murat ZORLUOĞLU, önce Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevlendirildi, sonra da ilk seçimde Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı oldu…
***
Mücahit YANILMAZ Ankara EGO Genel Müdürü’ydü, geldi Elazığ’a Belediye Başkanı seçildi…
Başarılı hizmetlerinin yanı sıra hatalı ya da yanlış bulunan icraatları da oldu.
Belediye Başkanı YANILMAZ, birçok yatırım ya da hizmet konusunda en azından Elazığ Belediyesi’nin resmî Web Sayfası’nda anket formu yayınlayarak halkın görüş ve düşüncesine başvurdu…
Başkan YANILMAZ’ın şehrin çevresine “kent giriş kapıları” yapmak amacıyla açtığı proje yarışması sonucunda dereceye giren projeler için “hangisi uygulansın?” Sorusuyla başlattığı anket konusunda, halkla yaptığımız röportajları ekranlara taşımış ve Medya Analiz Programı’nda Elazığ’ın çok daha önemli ve öncelikli sorunları varken, kente giriş kapısı yapmanın hem gerekli olmadığı, hem de ısraf olacağı doğrultusunda beliren halkın görüşünü Başkan YANILMAZ’a çağrı olarak iletmiş ve bu projeden mümkünse vazgeçilmesini talep etmiştik.
Elazığ Belediye Başkanı Mücahit YANILMAZ, inat etmek yerine doğru olanı tercih etmiş ve halkın sesine kulak vererek “kente giriş kapıları” Projesi’ni kamuoyu talebi doğrultusunda iptâl ettiğini açıklamıştı!
Sayın YANILMAZ’a bir sonraki programda kamuoyu adına teşekkür etmiştik!..
***
Gelelim günümüze…
TURAN Gazetesi olarak, şahsî hiçbir talep ve beklentimiz olmaksızın, geçmişte Medya Analiz’in üstlendiği misyonu yine kamuoyu menfaatini korumak gayesiyle yerine getirerek, “hakkaniyetli” eleştirilerimize devam ediyor, Elazığ’ın sorunlarını gündeme taşımaya gayret sarfediyoruz…
Birçok konu var ama, “Sivrice Atık Su Arıtma Tesisi”nin “6.9 Trilyon Heba Oldu” Başlıklı Manşet Haberimizle dikkât çektiğimiz şekilde hiç çalışmadığı ve Hazar Gölü’nün bu nedenle kirlenmeye devam ettiğine dâir haberimiz Elazığ ve ülke kamuoyunda yankı bulduğu halde, yetkililere çağrımız karşılığında yaşananlar ve “sükût”, ibret verici bir sonuç olsa gerek?
İl Genel Meclisi Üyeleri’nden Sayın Osman DİLEK ile Raif ASLAN’ın da haberimizi teyid eden ve yıllardır devre dışı olan bu tesis için açılan soruşturmaya karşılık hazırlanan raporun İl Özel Idaresi’ne gönderildiği ancak görevli ve sorumlular hakkında hiçbir işlem yapılmadığı anlaşılmasına rağmen, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ali ŞİŞ’in gecikmeli de olsa raporu işleme koymak yerine, Mahalli İdâreler Birliği Toplantısı’nda haberin doğru olmadığı (!) beyânıyla sorunun üstünü kapatmaya çalışması cidden üzücüdür!
“İyi insan” ve “bizden biri” nitelemeleriyle sempatiyle baktığımız, Elazığ’a hizmet edeceğini düşündüğümüz Sayın Genel Sekreter’in kamuoyuna ya da konunun muhatabı gazetemize açıklama ve bilgilendirme yapmak yerine, halkın haber alma ve bilgilendirilmesi esasını unutup sükût etmesi, kimin yararınadır?
Haber doğru değilse şâyet, nasıl olsa duymazlar diye Mahalli İdâreler Birliği’nde kapalı kapılar arkasında konuşmak yerine kamuoyuna açıklama yaparak, haberi tekzip etsenize Sayın Ali ŞİŞ?
Sayın Murat ZORLUOĞLU’nun deyimiyle biz “hakkaniyetli” eleştiri yapıyoruz…
Ancak siz Özel İdâre olarak, Gezin’i de, Hazarbaba Kayak Merkezi’ni de Macera Parkı’nı da, Hankendi’ni de, ikinci kez teknesinin battığı Kanyonları geliştirme ve tanıtma işlevini de yönetemiyorsunuz maalesef?
***
Belediye Başkanı Mücahit YANILMAZ’dan bayrağı devralan ve sık sık örnek verdiğimiz rahmetli Prof Dr Mustafa TEMİZER gibi parti rozetini çıkarması ve bir Elazığlı olarak Elazığ’a gönülden hizmet etmesini umduğumuz Elazığ Belediye Başkanı Sayın Şahin ŞERİFOĞULLARI ne yapıyor?
“100 Proje” tamam, “Söz verdiğimiz gibi” sloganı da tamam da Sayın Başkan, Elazığ’ı halkla beraber mi yönetiyorsunuz, yoksa tek başınıza mı?
Hani, “Önce Millet”, hani “Gönül Belediyeciliği”, bu kavramlar sadece “slogan” olarak mı kaldı?
Kent Meydanı, Mustafa CEMİLOĞLU Parkı, Öğretmenevi’nin yerine “Millet Kıraathanesi!”…
İtirazlar var, köşe yazıları yazanlar, tarihî belgelere dayanan açıklamalar yapan, toplumu bilgilendiren ve manşet olanlar da var…
Ama çağrı yapılan belediyeden de, Başkan Şahin ŞERİFOĞULLARI’ndan ses yok?
“Sükût ikrardan gelir” diyor herkes…
Geçmişte, istişâre yapan, halkın düşüncesini soran, projesini halk istemediği için iptâl edip rafa kaldıran yönetimlerin, en basit deyimle medyayla iletişim bağı kuvvetliydi?
Sizin iletişiminiz kesik halkla ve medyayla?..
TURAN’ın “Malatya Caddesi göz ardı!” Başlıklı Manşet Haberi’nden hemen sonra Malatya Caddesi’nde inceleme yapan Başkan ŞERİFOĞULLARI’nın paylaşımını sevinerek haber yaptık…
Kaybolan ya da oturakları bile olmayan kameriyeler, kuruyan güller ve çimler, sulanan asfalt, aşırı sulanarak çeltik tarlasına dönen yeşil alanlar, budanmayan güller ve biçilmeyen çalılar ile çimleri gören, bakımsızlığın değişmediğinin farkına varan vatandaş; “Hocam haberiniz üzerine Belediye Başkanı Malatya Caddesi’nde incelemelerde bulunmuştu ama, başkanı yanlış yönlendirmiş Malatya Caddesi’nde yeni yapılan sağ tarafta dolaştırmışlar?.. Yeniden bir haber yapın ve yazın da başkan soldan yürüsün, Malatya Caddesi’nin hâlini görsün!” diye sesleniyor bize?
Biz toplum için, kamuoyunun çıkarı için, yazar, çizer, hakkaniyetli olmak kaydı ve şartıyla, kişileri değil, icraatlarını eleştiririz…
Ancak, hiçbir şey olmamış gibi önüne bakan ve uyarılara karşı susanların da “sükût ikrardan gelir” deyimine uygun biçimde ses çıkaramadıklarını pekâlâ biliriz!