Pandemiden sonra artan kuraklık ve tüm dünyada artan stok eğilimi tarım ve gıdada insanları büyük bir risk ile karşı karşıya bıraktı. Bunun sonucu olarak kuraklığın vurduğu alanlarda büyük rekolte kayıpları olduğu ifade edilmektedir. Araştırmacılar bu gidişle parayla dahi ithalatın yapılamayacağını, gelecekte bunların yaşanabileceğini söylüyorlar. Pandemi ile birlikte “Paramız var ithal ederiz.” söylemi yerine yerli ve milli üretimin desteklenmesi ile ilgili yaklaşımın öne çıktığı belirtiliyor. Böylece tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin ne kadar önemli olduğu anlaşıldı.

Dolayısı ile pandemi dünyanın gündemine tarım ve su gibi iki vazgeçilmez unsuru çıkardı. Günümüzde 50’ ye yakın ülkenin tarım ürünlerini dışarıya satmamak için önlem aldığını görüyoruz. Bu durum özellikle tarım ürünü ithal eden bizim gibi ülkelerin ileride hangi tehlikelerle karşı karşıya kalacaklarını ortaya koymaktadır.

Bütün bu yaşananlar bundan sonra tarımın ne denli önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir. Bu nedenle toprak ve üretim odaklı projelerin gündeme geldiğini görmekteyiz. Bu projeler arasında; kırsal kalkınmada önemli görülen çiftçi örgütlenmesi, tarımsal üretimin yaygınlaştırılması, tarım alanlarının çoğaltılması, tarımda yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesi, tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesi ve en önemlisi tarım sektörünün yeni teşviklerle özendirilmesi sayılabilir. Oysa, ülkemizde her geçen gün ekilen tarım arazilerinin azalması ve ithal bağımlısı bir yapıya dönüşmemiz, yaşanan sorunlar karşısında ne kadar zor duruma düşeceğimizi göstermektedir. Bu nedenledir ki, zaman kaybedilmeden sektörde önlem alınması kaçınılmazdır.

Birleşmiş Milletlere bağlı Dünya Meteoroloji Teşkilatına göre son 50 yılda bir milyondan fazla insan sel ve kuraklıktan dolayı yaşamını yitirdi. İklim değişiklikleri nedeniyle ve atmosfer ısınmaya devam ettikçe afetler gündeme gelecektir. Bir taraftan pandemi ve diğer yandan iklim değişiklikleri yaşam koşullarını zorlaştırmaktadır. Bunun için yeni beceriler ortaya koymak gerekmektedir.

Bütün bunları dikkate aldığımızda bundan sonra değişimi yapanların veya bir başka ifade ile kendini yenileyenlerin başarılı olacağı ortaya çıkmaktadır. Görünen o ki, pandemi hayatımızda mercek etkisi yarattı. Böylece insanlar her şeyi yakından incelemeye başladı.

Bu da yeni fırsatların doğmasına neden oldu.

Yeteri kadar kaynağa sahip olmadığımız dikkate alınırsa, kısıtlı kaynakların iyi değerlendirilmesi ve yukarıda belirtmeye çalıştığımız tespitler göz önünde tutularak tarım sektörüne öncelik verilmesi uygun olacaktır.

Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde etmek mümkün olmayacağı için değişmeyi ve yeni şeyler yapmayı göze almalıyız.

“Değişim cesaret ister”