7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e karşı düzenlediği saldırı ile başlayan İsrail-Filistin savaşı, 2 milyondan fazla insanın yaşadığı Gazze’de hayatı cehenneme çevirdi. Sivil-çocuk ayrımı yapmadan Gazze’ye bomba yağdıran İsrail’in saldırılarında bilanço her geçen gün ağırlaştı. Gazze Sağlık Bakanlığı savaşın başladığından bu yana İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında ölen Filistinli sayısının 28 bini aştığını ve yaralı sayısının ise 65 bini geçtiğini açıklıyor. Uzun süredir abluka altında kalan Gazze’de insani durum her geçen gün ağırlaşıyor. Özetle; İsrail’in 7 Ekim’den itibaren “tam abluka” aldığı Gazze’de insanlık dramı yaşanırken, Güney Afrika Uluslararası Adalet Divanı (UAD) İsrail’e karşı “soykırım” davası açtı. Mahkeme İsrail’in dosyanın reddi talebini kabul etmedi. Lahey merkezli mahkeme, “İsrail’in Gazze’de soykırımı önlemek için tüm önlemleri almak zorunda olduğuna” hükmetti ve ihtiyati tedbir kararı aldı. Kararı okuyan UAD Başkanı, İsrail’in 7 Ekim’den sonra Gazze’ye yönelik başlattığı askeri operasyonların çok büyük sivil can kaybına ve Gazze’de yaşayan nüfusun büyük çoğunluğunun yerinden edilmesine neden olduğunu kaydetti. Yargıç, UAD’nin İsrail’in “Soykırım Sözleşmesi” ne göre yükümlülüklerinin bazılarını ihlal ettiğini ve Gazze’deki felaket boyutundaki insani durumun “acil tehlike” içinde olduğunu açıkladı.

Güney Afrika, UAD’nin İsrail’in soykırım eylemlerinde bulunduğuna ilişkin 2 aleyhte oya karşı 15 oyla aldığı ihtiyati tedbir kararını hukukun üstünlüğü açısından bir zafer olduğunu duyurdu. Daha önce, yaşanan Filistin-İsrail savaşında haklı ve haksız ayrımı yapmadan “insani” düşünerek akıllı bir çözüm aranması gerektiğine değinmiştik. Bir başka deyişle, çözümün amacının “siyasi değil”, “insani” olmasını vurgulamıştık. Hamas’ın 7 Ekim’de sınırı geçerek yaptığı saldırıyı ve İsrail’in buna karşı verdiği sert cevabın haklı ve haksızlığı yerine rasyonel çözümü “insani” açıdan görmenin doğru olacağını düşündüğümüzü dile getirmiştik.

Uluslararası Adalet Divanı’nın daha önce dile getirdiğimiz “insani” düşünce açısından olaya bakarak verdiği kararın ne kadar doğru ve haklı olduğunu belirtmek istiyoruz. Ancak alınan kararda İsrail’in savaşı durdurmak ve doğrudan ateşkesi sağlamaya yönelik bir açıklamaya yer vermemesini önemli bir eksiklik olarak görüyoruz. Zira mahkeme İsrail’in 1 ay içerisinde soykırımı önlemek için aldığı tedbirlere ilişkin olarak rapor vermesini istedi. Bu durum savaşın 1 ay daha devam etmesi, saldırıların süreceği ve insanların öleceği anlamına gelmektedir.

UAD’nin aldığı kararlar, taraflar için bağlayıcı durumda iken üçüncü ülkeler açısından bağlayıcılığı bulunmuyor. İsrail, Divan’ın tedbir kararına uymadığı takdirde konu BM Güvenlik Konseyi’ne taşınabilecektir. Son gelişmeler ne kadar olumlu ve doğru olsa da en azından 1 ay sonra ateşkes kararı alınmalı ve bu 600 bin kişinin açlık ve kıtlık nedeniyle ölümle karşı karşıya olduğu bu insanlık dışı savaşın durdurulması sağlanmalıdır.