32

8 Mart 1990 tarihli Gazetemiz ile Tarih’ten Bir Yaprak Köşemize devam ediyoruz.

 

“Köylere 43 Adet Renkli Televizyon” “Olağanüstü Hal Bölge Valiliğince Başlatılan {Her Köye Bir Renkli Televizyon} Kampanyasından Temin Edilen 43 Adet Renkli Televizyon Törenle Dağıtılacak ” Manşet haberi gazetemizin sol üst köşesinde bulunuyor.

Haberimizin içeriğinden öğrendiğimize göre, Elazığ’da televizyonu bulunmayan köylerin Muhtarlarına 13 Mart 1990 günü, İlimiz Öğretmenevinde düzenlenecek törenle, Vali Muharrem GÖKTAYOĞLU tarafından teslim edilecek.

Terör eylemlerinin devam ettiği 1990’lı yılların başında, halkımızın doğru bilgilere ulaşabilmesi, sosyal yönden toplum ile entegre olabilmesi için, o yıllarda Olağanüstü Hal Bölge Valiliği tarafından düşünülmüş güzel bir hizmeti daha haberimizden öğreniyoruz. Doğru bilgiye ulaşamayan topluluklar, kendilerine söylenenleri her şeyi gerçek sanarak yanılgıya düşebilirler. Bu anlamda köylerde bulunmayan televizyon, devlet tarafından ulaştırılmış ve bir noktada halkın bilgi alması sağlanmıştır. 

***

 

“Pırıl Pırıl Bir Elazığ İçin Çalışmalar Yoğunlaştı” “Başkan Susmaz, Şehrimizde Günde Ortalama 300 Ton Çöp Toplandığını Belirtti” Başlığı ana sayfamızın sağ üst kısımda büyük puntolarla göze çarpıyor.

Elazığ’ımız için temizlik hususu her zaman birinci öncelik olmuştur. Bir şehrin temizliği, o ilin medeniyeti ile aynı seviyededir. Belediyemiz temizlik ekiplerine de yardımcı olmak, her duyarlı vatandaşımız için bir görevdir. Çöplerimizi poşet toplama sistemi olan mahallelerimizde vaktinde çıkarmak, çevreye rastgele çöp atmamak çok önemlidir. Tüm vatandaşlarımız, bu şehrin temizliği için bir katkıda bulunduğu zaman, belediyemizin de bu işler için ayırdığı parasal pay düşecek ve bu para başka yerlerde harcanabilecektir.

Geri dönüşüm olayı ise günümüzde daha da önem kazanmıştır. Kaynağında gerçekleştirilebilen ayrışma, ileriki aşamalarda yapılacak ayrışmadan çok daha avantajlıdır. Şehrin muhtelif yerlerine konulmuş olan kumbaralara; plastik, metal, kâğıt vb. atıklarımızı ayrıştırarak atmamız hem belediyemiz hem de dünyamız için önemli bir kazanç olacaktır.

***

 

“Sümerbank Bayilik Sistemi İle Özelleştirilecek” Ana sayfamızın alt kısmında kendine yer bulan birhaberimiz.

 

Haberimizin içeriğinden öğrendiğimize göre, yurt genelinde 466 mağazası bulunan Sümerbank’ın bu mağazaların özel kişilere bayilik olarak verilmesini ve bu yolla özelleştirilmesinin gerçekleştirileceği açıklanıyor. Tekstil ürünleri, ayakkabı vb. ürünlerde ülkemizdeki öncü ve en büyük yatırımlar arasında bulunan Sümerbank’ın daha sonra elinde bulunan fabrikalarının da özelleştirileceği konusuna değiniliyor.

Özelleştirme rüzgârlarının başladığı bu yıllarda devletin bin bir zorlukla ve emekle yapmış olduğu tesisler elden çıkarılmaktaydı. Tabi ki devletimizin kumaş üretip, et satması hoş bir durum değildi ancak geçmiş zamanın şartlarında bu ve bunun gibi büyük yatırımlar devlet eliyle yapıldı. Bir kısmının elden çıkartılması, özel sektöre devredilmesi daha mantıklıydı; ancak ilerleyen yıllarda stratejik öneme sahip kurumlardaki özelleştirmeler de bunları takip etti. Değerinde satılmayan, peşkeş çekilen kurumlarımız, ekonomimize çok zarar verdi. Bu zararları bugün bile çok ciddi bir şekilde hissediyoruz. Bu kurumlara örnek olarak Seka Kâğıt Fabrikaları, Türk Telekom ve Şeker Fabrikalarını örnek verebiliriz.  

***

Köşe yazısında ise Yusuf KOÇ Kütahya’dan fikirlerini bizlere “Gurbet Mektubu” “Özgürlük” başlığıyla ulaştırıyor.

***
‘’Koşma’’ Adlı şiiri ile Günerkan AYDOĞMUŞ hocamız, gazetemize bir renk katıyor.

Selam ve Saygılarımla.