Stat güzel, taraftar birlik ve başarıya aç, rakip zayıf. Geriye kalan şey, iyi futbol ve üç puan. Elazığspor, içerde oynamanın avantajı ile zayıf rakibini kolay geçip maçı kazandı. Maçı kazandık ve hepimiz çok mutlu olduk. Çünkü sıralamada ilk 5’e girdik ve grubun iddialı takımları sıralamanın en üstüne dizilerek hedef tahtasını belirginleştirdiler.

    Mikail’in cezalı, Bahattin’in hafif sakatlığı, Burak’ın da formsuzluğu sebebi ile kadroda yeni isimler gördük. Mehmet Eksik ve Murat Torun ilk defa ilk on birde şans buldular. Geçen haftaya göre takımda yeni isimlerin çokluğu, bazı oyuncuların da mevki değişiklikleri, oyuna ve skora nasıl yansıyacak diye merak ettiğimiz de heyecanımızdan belliydi. Zira; Berşan- Metin- Mehmet- Hasan dörtlüsü savunmada, Yağızcan- Fatih Kıran- Beykan- Çağrı dörtlüsü orta alanda, Murat Torun ve Burhan çift forvette görev almışlardı. Bülent Hocanın, savunmanın solunda Burhan ısrarının son bulması en önemli tercihiydi. İleri uçta pres ile baskılı oyuna orta alandan Yağızcan ve Fatih Kıran da destek verince maça çok iyi başladık. Murat Torun ve Burhan’ın ileri uçtaki pres baskısı ilk defa göze çarpan bir taktikti ve ciddi anlamda tuttu. Fatih Kıran’ın temposu ve bitmek bilmeyen enerjisi, Çağrı’nın özlediğimiz o istekli derinlemesine toplu bindirmeleri seyirciyi motive etmeye yetti. Savunma dörtlüsünün özellikle ilk yarıdaki performansı takdire şayandı. Temposunu halen beğenmediğimiz Beykan’ın tecrübesi ile skora katkısı da oynanan futbolun çileği oldu desek tam yeridir.

    İkinci yarıya 2-0 ile başlamanın avantajını kullanmayı beklerken, tuhaf bir şekilde oyundan düştüğümüzü söyleyebilirim. İkinci yarıyı izleyen herkesin bir şeylerin oturmadığını, bir şeylerin olmadığını görmüştür sanırım. Fizik olarak ikinci yarıda ciddi anlamda oyundan düştüğümüzü söyleyebilirim. Biri Yağızcan’ın, biri de Burak’ın kademesi ile önlediğimiz çok tehlikeli iki pozisyon verdik. Ayrıca karambolden oluşan tehlikeli pozisyonlar da yemedik değil. Takımın oyundan düştüğü gören seyircimiz, müthiş desteği ile takımı tekrar ayağa kaldırdı diyebiliriz. Peki olmayan, oturmayan şey neydi? Biraz oraya değinmek lazım bence! Birincisi, Bülent hocanın yine Burhan’ı sol beke çekme hastalığı sayesinde ileri uçta kontradan bulabileceğiz gollleri bu tercihi ile engellemesi. İkincisi, doğru bir değişiklik ile Mesut’u oyuna almasın rağmen, Mesut’un orta alan ile hücum hattında olgun atak başlangıçlarını oluşturamaması, üçüncüsü, Beykan’ın on metre kare alan içerisinden çıkmayarak eksik oynamamız, dördüncüsü de Bahattin’in aşırı bencil oynayarak takım oyunundan uzaklaşması diyebiliriz. Aslında Bülent Hoca, ikinci yarı oynanan futboldan en fazla rahatsız olan kişiydi. Çünkü kafasındaki planların hiç birini sahada göremedi. Oyuncularımız ilk defa maçın son çeyreğinde fizik olarak çok çöktüler. Murat Torun’a, Çağrı’ya, Berşan’a kramp girdi. Bu çok gördüğümüz birşey değildi.

    Yine de; Fatih Kıran, Yağızcan, Çağrı ve Metin’in performansı maçı kazanmamıza yetti. Özellikle Fatih Kıran maçın yıldızıydı. Kalan iki maçımızı da kazanıp devre arasına iddialı bir şekilde gireceğimizi düşünüyorum. Devre arasında yapılacak nokta transferler ile sezonu mutlu bitireceğimize de gönülden inanıyorum.