6 Şubat günü yaşadığımız depremlerden sonra aziz milletimiz tüm gücüyle yaralarını sarmaya çalışıyor. Yedisinden yetmişine tüm vatandaşlarımız, güçleri nispetinde ayni ve nakdi yardımlar yapmaktalar… Bu kadar hassas düşünen, ekmeğini paylaşan bu aziz milletin bir evladı olduğumdan dolayı gurur duydum.

Geçen çarşamba akşamı birçok televizyon ve radyo kanalının ortaklaşa yaptığı canlı yayında da bir rekor kırılarak, çok büyük miktarda yardım toplandı.  Gözlerimizin dolmasına ve duygu dolu anlar yaşamamıza rağmen inceden inceye kızdığımız anlar da olmadı değil. Bazı kamu kuruluşları yüklü miktarda bağış yaparak bir nevi reklam kokan hareketler hissetmemize neden oldular. Bu kamu kuruluşlarındaki tüm varlıklar zaten bu aziz milletin öz malıdır. Bunların uygun durumlarda deprem ve afetlerden etkilenen vatandaşlarımıza verilmesi de çok normaldir. Ancak bir cebinizden çıkarıp, diğer cebinize koymanız ve bunu bir show gibi yapmanız yakışmadı…  Merkez Bankası 30 Milyar TL bağışladı… Vakıfbank 15 Milyar bağışladı… Ziraat Bankası 20 Milyar bağışladı… Kimin parasını kime bağışlıyorsun… Bu nasıl bir bakış açısı… Anlamak mümkün değil. Para zaten halkın parası.

Varlıklı iş adamlarımızın ve değerli şirketlerimizin kazanmış oldukları para kendi paraları olmakla beraber yapmış oldukları bağışta bağış olarak nitelendirile bilinir.

Asıl merak ettiğim konu; yıllardır toplanan DEPREM VERGİLERİNİN akıbetidir. Bizde bu alışkanlık var kabul ediyorum. İşsizlik fonunda biriken paraların patronlara verilip değerlendirilmesi gibi amacı dışında kullanımları garipsemediğimiz gibi deprem gibi doğal afetlerde kullanılması için toplanılan parlar da bir şekilde başka yerlere aktarılıyor.

Şeffaflık bir kurumun en önemli yapı taşlarından birisidir.

Yaşamış olduğumuz 2020 Elazığ Depreminde, buna benzer bir yardım toplama kampanyası düzenlenmiş, Acun ILICALI koordinesinde çok ciddi bir para toplanmıştı. Bu para ile Elazığ’da yıkılan evler yapıla bilinir ve depremzede vatandaşlarımıza ek bir mali yük çıkartılmayabilirdi!..  Toplanan paranın nerelerde kullanıldığı, ne için harcandığı açıkça söylenmelidir.

Bölgeye ne kadar yardım geldi? Yardımların mali karşılığı ne kadardır? Nerelere dağıtılmıştır? Bu sorular uzayıp giderken, cevap alma ihtimaliniz ise çok zayıftır, hatta yoktur.   

Bir başka garip bir durum da, özel olarak kendi çabası ile yardım toplamaya çalışan kişileri karalama sevdası… Bu herkesin kulağına bir şekilde çarpan sanatçı Haluk LEVENT öncülüğünde AHBAP diye tanıdığımız yardım kuruluşu… Kurumlara kaybolan güvenin tavan yaptığı şu günlerde, böyle bir oluşum gerçekten çok yerinde ve gerekliydi. Yapmış olduğu açıklamalarda kendisinin ve organizasyonunun hem yerli hem de yabancı denetleme kuruluşlarının kontrolüne açacağını söyleyen Haluk LEVENT, bu konuda birçok insanın gönlünde taht kurdu. 

Bu tarz felaketleri yaşamak gerçekten çok korkunç, bunları geçmişte yaşadık, bugünlerde de yaşıyoruz, ileride de yaşayacağız. Yardımlaşma duygularımız bu tarz felaketleri atlatmamızda en önemli avantajımızdır. Ancak tüm bunları yaşarken bir imtihan içinde olduğumuzu da asla unutmayalım. Biz bunun hesabını bu aziz millete vermesek de bir gün mutlaka yüce Yaradan’a vereceğiz. Bunun başka oluru yoktur.

Yardımlar ne kadarı yerine ulaşıyor?

Yardımların mali karşılığı ne kadar?

Mutlaka ama mutlaka halka hesap vermeliyiz yoksa zaten Hak’ka hesap vereceğiz.