BEYAZ ALTIN

Elazığ’da Ramazan denilince ilk akla gelen iki şey vardır, birincisi her Elazığlının vazgeçemediği önemli bir damak tadı olan badem şekeri yani beyaz altın…  

Diğer akla gelen şey ise sahur halayıdır. Bizim bugün ki mevzumuz ise badem şekeri olacak mazisi çok eskiye dayanır. Bu gelenek her Elazığlı gibi beni de Ramazan’ın ilk gününden itibaren harekete geçirir. İftardan hemen sonra 40 yıllık müptela gibi avuç avuç badem şekerlerini yuvarlamaya başlarım. Çaya şeker atmadan kıtlama gibi çayımı badem şekeriyle içerim. Sanırım benim gibi davranan onlarca Elazığlı vardır. Bunu yaparken gözümün önüne her seferinde hemşerimiz Canan Karatay gelir ve deyim ki acaba Canan Hoca benim bu halimi görse ne yapar? O zaman bende buradan sorayım, hocam bu konu hakkında sizin görüşlerinizi alabilir miyim? Şimdi benim şu hareketlerim doğru mu? Yoksa yanlış mı? Orucumu açarken badem şekeri mi yiyeyim? Yoksa hurma mı yiyeyim? İftardan sonra hemen badem şekeri yemeğe başlayam mı? Yoksa biraz bekleyem mi? Çayıma şeker atam mı? Yoksa sadece badem şekeriyle mi içem? Tane tane mi? Yoksa avuç avuç mu tüketem? Tüketeceğim badem şekeri miktarı tahminen kaç gram civarında olmalı? 100 Gram yeter mi? Sahura kadar bu miktar artarak devam ederse zararı olur mu? Yerli badem ve Elazığlı şeker fabrikasının şekerinden yapılan badem şekeri diğer badem ve şekerlere nazaran daha mı iyi olur? Üzerine limon sıksak, ardından yarım fincan saf zeytinyağı içsek nasıl olur? Kelle paçadan sonra hakiki Elazığ badem şekeri yersek faydasını görür müyüz? Son olarak iki sorum daha olacak hocam, siz badem şekeri yer misiniz? Bir de bu sene ki badem şekeri fiyatları hakkında ki düşünceleriniz neler?

Evet artık hocamız gerekli açıklamaları yapar herhalde…

****       ****     ****     ****

ÖĞRENEMEDİK GİTTİ

Rüyamda ölmüşüm ve öbür tarafa gitmişim, hemen girişte beyaz elbise içerisinde nur yüzlü biriyle karşılaşim, dikkatle bakınca tanıdım bizim meşhur hocamız Nihat Hatipoğlu’ymuş...

Rüya ya, meğerse oda öbür tarafa göçmüş. Ayak üstü hâl hatır sorduktan sonra ‘’Hocam bak Ramazan geldi en çok lazım olduğunuz günlerde sizde göçmüşsüz’’ dedim. Hatipoğlu hoca ise ‘’Hayırdır ben niye lazım olayım ki?’’ Dedi. ‘’Yav hocam şimdi siz göçmeseydiniz TV programınız devam etseydi, yıllarca sorduğumuz hani o klasikleşen Ramazan soruları vardı ya bu Ramazan yine soracaktık niye göçtün’’ dedim. ‘’Gardaş sen hangi sorulardan bahsedisin hele bir hatırlat’’ dedi. ‘’Peki hocam ahan da hatirlatim’’ dedim ve başladım sormaya…

-Sakız çiğnersem orucum bozulur mu?

-Dalgınlıkla su içsem oruç bozulur mu?

-Eşimi öpsem oruç bozulur mu?

-Eşimin elini tutsam oruç bozulur mu?

-Rüyada şey olsa oruç bozulur mu?

-İğne vurdursam oruç bozulur mu?

-Kan versem oruç bozulur mu?

-Uçakla Ankara’ya gitsem seferi sayılır mıyım?

-Kolonya döküp koklasam, yemekleri koklasam oruç bozulur mu?

-Eşim çok asabi onun için dilimin ucuyla yemeğin tuzuna baksam oruç bozulur mu?

-Ezana 5 dakika kala yanlışlıkla top atılsa, bizde top sesine uyup iftar etsek oruç boşa gider mi?

 İşte hocam yıllardır çözemediğimiz bunun gibi soruları bu Ramazan’da da tekrar sana soracaktık ama sende benim gibi dünyadan göçmüşsün…

Hatipoğlu hoca çok sinirlendi ve yıllardır anlatim hala daha öğrenemediniz mi deyip bana bir tokat çekti ve o tokatla uykudan uyandım uyanınca bir baktım ki rüyaymış. Öyle rahatladım ki sormayın. Akşam TV’nin karşısına geçip, mesaj atıp Hatipoğlu hocaya yıllardır çözemediğim bunun gibi soruları tekrar soracağım. Hatta ölmezsem sağ kalırsam, her Ramazan tekrar tekrar soracağım. Ne yapam Gardaş? Yıllardır halen daha öğrenemedim…

****       ****     ****     ****

UCUNDAN AZICIK

Hatırlarsanız yıllar önce bir haber vardı, hırsızlar arabanın plakasına evleniyoruz yazılı kâğıdı yapıştırıp soyguna gitmişlerdi ve plakanın görünmesini önlemişlerdi. Şimdiler de ise seçim zamanı olduğu için önüne gelen herkes aracının plakasının üstüne herhangi bir adayın adını yapıştırıp sabahtan akşama kadar böyle geziler. Allah’tan sadece plakayı kapatiler! Ya bir de cama ‘’Ucundan azıcık, anamın ilk gelini’’ diye yazsalar inanın çokta keyifli olurdu! Şaka bir yana yetkililer bunları görmiler mi?

Yarın olabilecek herhangi bir olumsuz durumda ara ki plakası okunmayan aracı bulasın. Bir şey olmaz demeyin, Allah korusun bir kaza olsa ya da kötü niyetli biri plakanın üstünü herhangi bir adayın ismiyle kapatsa ondan sonra ayıkla pirincin taşını…

HAFTANIN FOTOĞRAFI:

Asdassssssssssssssssss

(Bağımsız Encümen Adayı seçim gezilerini sürdürüyor...)