TAHTALI KÖY

‘’Abem hoşgelmişsin’’ dedi…

Tahtalı Köy’ün önünde Halis Gardaşı görünce uğramadan geçilir mi? Tabii ki o da herzamanki mütevaziliği ve samimiyetiyle karşıladı bizi. Oturduk kapının önündeki gem iskembelerine. Direkt ekonomik konulara girip sızlanmaya başladı. “İş yerimde aylık giderim şu kadar, karşılayamim. Durumlar bozuk” dedi. Benim arabamın ‘Şahin’ olduğunu görünce ekonomimi sorma ihtiyacı duymadı sanırım. Tahtalı köyü kafeye çevirmeyi düşinimiş. Akçakiraz’da turizmi patlatacaklarmış. İçimden “yavaş” dedim ama bi taraftan da Halis’in şahsiyetini gözümün önüne getirince “olur mu olur” dedim! Sevilen bir insan olduğu için turizmi patlatır diye düşündüm. Her kesimden insana kucak açmasını bilen biri olduğu için patlatabilir. Yanımda bulunan Kirve Cahit merakından olacak ki, ‘’Halis bey nerelisin?’’ diye sordu. Halis Bey ise, ‘’Mornik, Palu’dan oraya geldik alevi sunni karışığım’’ dedi. Neyse bu konulara fazla girmiyeyim, beni alakadar etmez. Ben ikram ettiği tatsız tutsuz kavuna bakarım. Belli ki kavunu koklamadan almış. Daha ikram etmiş yemik mi diyek? Kavun acı, muhabbet tatlı zaten kavuna gitmedik Halis’e gittik. Tahtalı Köy Kafe açılınca artık sık sık gideriz.

***

YUMURTANIN SARISI

Yumurtayla pek aram yok, ergenlik yıllarımdan beri sivilcelerimin tek suçlusu inancına kapıldığım için pek yemem. Yalnız ara sıra kaçamak yaptığım da oli. Yine de ergenlikten çıkamadığım için uzak durim. Lütfen yaşımı sormayın. Yumurta fiyatları beni de etkili, neden mi? Herhalde yemesem bile yedirmesini bilimde ondan zaar. Bizimde yiyenlerimiz var, şimdi kalkıp ben yemim sizde yemeyin mi diyecem? Menemeni seven biri olarak dolaylı da olsa yumurtayla tanışıklığım bir şekilde devam edi. Bir de yumurtanın kullanıldğı bir sürü şey var. Bazen yumurtaları iyice haşlayıp tokuşturma oyunu oynik. Bazen de siyasilere hakemlere filan fırlatim. Bakın işte burası şakaydı. Tavukları da severim onlardan gelen ürünü geri çevirirsem tavuklara ayıp etmiş olurum. Şimdi durduk yere niye bu kadar yumurtayı anlattığımı sorabilirsiniz? Son günlerde yumurta fiyatları çıldırınca olay ilgimi çekti ve dikkatleri buraya çekme ihtiyacı duydum. Artık siz de benim gibi sivilcelerinizi bahane edip yumurtadan uzak durabilirsiniz. Ta ki ergenlik çağınız sona erene kadar. Belki siz ergenlikten çıktığımız zaman yumurta fiyatları da düşmüş olabilir.

***

KONDİSYON NERDE SATİLİ?

Futbol ile ilgilenen her Elazığlı gibi ben de takımımızı ilgiyle takip edim. Maçlara gitmesem bile değerli spor yazarlarımızın yorumlarını, maç analizlerini takip edim. Hepsinin de vardığı ortak sonuç takım 60. Dakika’dan sonra oyundan düşi ve ardı ardına golleri yiyi. Lafın kısası takımda kondisyon eksikliği varmış. Aklıma yıllar önceki efsane bir söz geldi. Başkanlarımızdan biri, “hoca bu takıma niye kondisyon almisiz, eksükse gidin alın” demişti. Adam ta o zamandan durumu görüp uyarmıştı ama kaale alan büyük sözü dinleyen yok ki. Hoca hoca, başkan bir an önce şu takıma biraz kondisyon alın, Elazığ’da yoksa dışarlardan ısmarlayın getirsinler. İsterseniz bir de Salı pazarına bakın belki orda bulabilirsiniz.

***
BİBİM OĞLU

Amerika’dan bibim (halam) oğlu gelmişti. Hoş beşten sonra dedim ki, ‘’Bibi oğlu,  Sen bizi ziyarete gelmişsin, gönder bir davetiye ben de iadeyi ziyaret için Amerika’ya gelem.’’ Bibim oğlu ise ‘’yavaş üstün başın yırtmıyasın’’ dedi. ‘’Niye ki?’’ dedim, ‘’Vallaha en az iki sene vize için beklersin’’dedi. ‘’Yav ben iş adamıyım, vergimi verim, arabam da var, Amerika bana niye vize vermesin ki? Dönmemek gibi bir niyetim de yok’’ dedim. O ise ‘’Olsun adamlar seni misafir de olsan kolay kolay kabul etmezler’’ dedi. Eee! Hani biz uçacaktık? Her yere vizesiz gidip gelecektik! Ne oldu? Hayallerimiz  gerçekleşmedi mi? Ya da  gerçekleşmeyecek mi? Amaan çokta meraklıydım ben de!

Amerika’ya gitmem Afrika’ya giderim…

HAFTANIN FIKRASI:

Almanya’da halkın kültür düzeyini ölçmek için bir anket düzenlenmiş…

Sokaktaki insanlara “B harfi ile başlayan üç meşhur Alman’ın adını sayın’’ demişler.

Adamın biri üç futbolcuyu sıralamış: ‘’Beckenbauer, Ballack, Bonhof’’

Anketçi demiş ki: “Peki Bach, Beethoven, Brecht, Böll, Brahms gibi isimler aklınıza gelmiyor mu?..”

“Kusura bakmayın!” demiş adam, ‘’İkinci lig oyuncularını tanımıyorum!”

HAFTANIN FOTOĞRAFI: